Çin Seddi'ni örsen de kaçar
Bize okulu bir bilgi kaynağı veya insanların eğitilebileceği bir yer değil de baskılı, stresli adeta bir cezaeviymiş gibi gösteriyorlar. Zaten bir insanın içinde kaçmak varsa Çin Seddi’ni örsen yine kaçar
Berkay ERGÜN
Muharrem FIRAT
Esenyalı
İstanbul
19. Milli Eğitim Şûrası bize, öğretim programları ve haftalık ders çizelgeleri, öğretmen niteliğinin artırılması, okul güvenliğini konu alan bir şûra olarak tanıtılmaya çalışılıyor.
Daha doğruyu yanlışı birbirinden ayırt edemeyen 1. 2. ve 3. sınıf öğrencilerine zorunlu din dersi verilmesi kararı alınıyor ve liselerdeki din dersi katsayısını ikiye çıkartıyor. Dinde zorlama olmadığı söyleniyor ama din dersleri zorunlu hale getiriliyor!
Okullarda güvenlik bahanesiyle duvarların yükseltilmesini ve üstüne jiletli tel çekilmesini istiyorlar. Bize okulu bir bilgi kaynağı veya insanların eğitilebileceği bir yer değil de baskılı, stresli adeta bir cezaeviymiş gibi gösteriyorlar. Zaten bir insanın içinde kaçmak varsa Çin Seddi’ni örsen yine kaçar.
Başka bir madde de öğretmen niteliğinin artırılması. Ülkede yüz binlerce atanamayan öğretmenin derdi dururken, kurul bu derdi de AKP’nin kendi emelleri için kullanmasına adeta göz yumuyor. Mevcut öğretmenlerin niteliğini artıracağım derken okullarda kendi kadrolaşmasını arttırıyor.
Şûrada arada iyi olan ve göze çarpan bir madde de var. MEB okullardaki maddi sıkıntıdan dolayı öğrenci başına 120 lira verecekmiş. Umarım bu para sayesinde okullarda istenilen aidat mevzusu biraz olsun kapanır. Bakıp göreceğiz.
Şûrayı özetlemeye çalışırsak, bir madde hariç şûra insan haklarını katleden, öğrencileri okuldan soğutan, ülkeyi ileri götürmek yerine geriye götüren bir şûra olmuş. Umarız ki bundan sonra yapılacak şuralarda ülkede yeni sorunlar çıkartacak maddeler değil de ülkenin sorunlarını çözecek maddeler kabul edilir. Tabi ki ummanın da ötesinde, koşulsuz kayıtsız bu bizim mücadelemize bağlıdır.