10 Ocak 2015 01:00

Savaş olmasın Donbass’ımız özgür olabilsin

Donetsk Halk Cumhuriyeti’nin (DNR) başkenti Donetsk’ten sonraki en büyük ikinci şehri Gorlovka’da toplumsal dayanışma örnekleri sergiliyor. “Savaş olmasın, mutluluk, sağlık ve sevgi yeşersin. Ve Donbass’ımız özgür olabilsin” diyor, aş evinde sohbet ettiğimiz Valentina Grigorevna...

Paylaş

HAZIRLAYAN: Okay DEPREM

Ukrayna’nın bölünmesinden önceki Donetsk ili’nin, bugün ise fiili Donetsk Halk Cumhuriyeti’nin (DNR) başkent Donetsk’ten sonraki en büyük ikinci şehri Gorlovka’dayız. Minibüsle kentin girişine geldiğimizde sıkı bir kontrolden geçiyoruz. Hatta ana yol şehir merkezine doğru ilerlerken toplam 3 farklı kontrol noktasını geride bırakıyoruz.

Gorlovka’da, şehrin askeri yetkililerinden ve sosyal yardımların örgütleyicilerinden biri olan Valeriy Vasilyeviç Otçenko karşılıyor. Bir süre bekledikten sonra camları mat, koyu renkli bir araba yanaşıyor. İçeriden askeri üniformayla çıkan kişi kendisini, “Donbass Paraşütçüler Birliği Denetim Komitesi Başkanı” olarak tanıtıyor. Bu bir nevi şifre gibi… Ne zamanki “Paraşütçüler Birliği” benzeri bir oluşum görülse, Eski Sovyet Ordusu kökenli askerlerin önayak oldukları kurumlar oldukları anlaşılıyor. Başkanın yanında koruması, halk milislerinden Sergey Nikolayeviç var.

Arka koltukta üst üste yığılmış metal levhalar dikkat çekiyor. Sol taraflarında Rusya Federasyonu’nun devlet amblemi, sağ taraflarında Yenirusya’nın (Novorossiya) tarihsel simgesi (ve hemen altında ‘İrade ve emek’ adlı meşhur tarihsel slogan) ortalarında ise her nedense ‘mahkeme’ kelimesi yazılı..

DONBASS PARAŞÜTÇÜLER BİRLİĞİ

Kapıda “Paraşütçüler Birliği Toplumsal Hareketi” ibaresi yazılı. İlk ve ikinci salonlarda duvarda asılı Vladimir Putin’in çerçeveli portreleri göze çarpıyor. Rusya’nın bölgeye her hafta en az bir kere gönderdiği büyük TIR konvoylarından gelen insani yardımların Gorlovka’da toplandıkları yerin de burası olduğu anlaşılıyor. Girişte sol tarafta dağıtılmayı bekleyen büyük kutu, poşet ve çuvalları gösteriyorlar. Yerde duran paketlerin her birinde; pirinç, greçka, et ve balık konserveleri ve bisküvi gibi temel gıda maddeleri bulunuyor. Kapı önüne gelen ihtiyaç sahipleri ile emekliler, en düşük gelirliler, savaş mağdurları ile çocuklu dul kadınlara dağıtıldıkları söyleniyor. Ancak bu yardımların yeterli olmadığını belirtiyorlar.

İçeride duran ve girip çıkmakta olan 5-10 kişilik ekip dikkat çekiyor. Bazı devlet işletmelerinin yeniden çalışır hale getirilmesi, sosyal yardımların yürütülmesi, alt yapı çalışmalarının örgütlenmesi gibi aslında ‘Kent Sovyeti’nin yapması gerekli işlerin de bir kısmını üstlenmiş ya da gönüllü ve koordine bir halde onunla dayanışma içerisinde olan bir sosyal örgütlenme modeli burası.

YIKIM HÂLÂ SÜRÜYOR

Gorlovka savaştan ağır hasarla çıkan yerleşim birimlerinden birisi sayılsa da yapıların çoğu elden geçirilmiş bile. Yine de kent ayrıntılı olarak dolaşıldığında yıkık dökük ve yanmış pek çok binaya rastlamak mümkün. Uzunca bir süredir DNR-Yenirusya milislerinin kontrolünde olan kent çeperinde ve banliyölerinde epeydir çatışma olmamasına karşın yakın bölgede çarpışmalar devam ediyor.

Ukrayna ordusu, uzun namlulu silahlar, tank ve toplar ile sivil yapıları hedef almayı sürdürüyor. Bunun en açık kanıtı niteliğinde 9 katlı bir konut binasının yanına gidiyoruz. 1 hafta kadar önce en üstten 3 katın bir kısmını Kiev Birlikleri yerle bir etmiş. Bir aile tamamen yok olmuş. Apartmanın girişinde ve bahçede saldırıda hayatlarını kaybeden Donbasslılar anısına çiçekler konulmuş.

Buradan sonra gene benzer büyük bir konut kompleksine geçiyoruz. Orada da manzara aynı. Havan mermilerinin izleri taze. Şehrin sınırlarında büyükçe bir binanın önünde, büyük top mermisinin açtığı çukur ve yarattığı yarıklar halen çok belirgin. Burası bir ilk ve orta öğrenim binası. Paramparça olan cam ve çerçevelerinden bazıları henüz yeni yerlerine takılmış. Bazıları ise tuğla taşlarla örülmüş.

KAMULAŞTIRILMIŞ EKMEK FABRİKASI

Daha önceden özelleştirilmiş olan şehrin yegane ekmek fabrikasının artık hem yönetimi hem de fiilen mülkiyeti DNR iktidarı Gorlovka Sovyeti’ne ait durumda. Nitekim daha girişte “Gorlovka Ekmek Fabrikası–DNR” ibaresi, Donetsk  Cumhuriyeti ile Yenirusya Ordu bayrakları ve ‘Donetsk–Rus’ (Donetskaya Rus) amblemi görülüyor. Cumartesi günü olduğu için fabrika müdürüyle görüşemesek de Valeriy burada yaptıkları faaliyetlerin özetini geçiyor. Fabrika, ağır hasar görmemiş ama birkaç noktasına mermi ve toplar isabet etmiş. Onları da çabucak onarmışlar. “Buraya un nereden geliyor” sorusuna, “Donbass Bölgesi’nden” cevabını veriyor.

Yani tahıl ürünleri “yerli”. Ekmek ürünlerinin yeterli olduğunu belirtiyor. Burası gibi şu anda milislerin kontrolünde olan büyük işletme ve üretim birimlerinin kaderinin ne olacağını sorduğumda: “Burası dahil hepsi yüzde yüz kamulaştırılacak, buna eminiz. Artık bu saatten sonra geri dönüş yok, halk buna izin vermez” diyor. Bu arada patronlar kaçmış, ancak çalışanların çoğunluğu burada.


Sosyal yemekhaneler

Gorlovka’da alarm verici düzeyde olan gıda sıkıntısı bilhassa emekli insanları vurmuştu. Aylardır maaşlarını alamayan binlerce emekli ile savaş mağdurları ve dul anneler neredeyse bir parça ekmeğe muhtaç duruma gelmişti. Bu duruma daha fazla kayıtsız kalamayan Valeriy Vasilyeviç yanına Vladimir Aleksadroviç isminde bir başka aktivisti de alarak kent çapında, muhtaç haldeki emekçilere her gün ücretsiz olarak tam teşekküllü bir öğün yemek veren sosyal yemekhaneler oluşturmaya soyunmuş.

Bunun öyküsünü dinlemeye ve doğrudan aşevleri faaliyetteyken yerinde gözlemek üzere yola koyuluyoruz. Bunlardan ilkine giriyor ve sayıları toplam 8’i bulan aşevlerinin Genel Koordinatörü Galina İvanovna ile konuşuyoruz: “Bundan 3 ay kadar önce Valeriy V. ile Vladimir A.  bu insani aşevleri projesini başlatıp beni davet ettiler. Durumu olan insanlar ve bazı kurumlardan mali yardım rica etmişler. Malzemeleri de bir takım fabrikalardan topluyorlar. Her bir yemekhanede 400’den fazla insan ücretsiz yemek yiyebiliyor. Yani toplamda 3 binden fazla kişi ediyor. Komple bir menü sunuyoruz. Ön sıcak, ana yemek, salata ve içecek şeklinde. Örneğin bugünkü menüde Borşç çorbası, kaşla, köfte, ekmek ve çay var. Genelde emekliler, öğrenciler, savaş mağduru çocuklar, engelliler, çocuksuz ve çocuklu dullar ve de savaşçılar geliyor. Bu bina eskiden bir eğitim ens-titüsüydü. Genellikle enstitü ve eğitim kurumlarının belirli sınıf ve salonları veya doğrudan yemekhane alanları seçildi bu iş için. Bu fedakar insanlar olmasaydı, onlardaki bu yaşama sevinci, kabiliyet, istek; bu iş kesinlikle kotarılamazdı. Para koymak, mamulleri temin etmek, her şeyi organize etmek ve insanları beslemek, onları memnun edebilmek... Bazı aktivistler bazen geceleri dahi buralarda geçiriyor, evlerine bile gidemeyecek kadar yoğun koşturuyorlar, düşünün artık gerisini... “

‘HERKES GÖNÜLLÜ, ÜCRETSİZ ÇALIŞIYOR’

“Fiziksel durumu buraya gelmeye olanak vermeyen ufak çocuklar içinse V. Vasilyeviç’in verdiği emir doğrultusunda evlerine düzenli olarak bu yemeklerden taşınıyor. Her gün farklı 5 kişi bu işi üstlenerek evleri dolaşıyorlar. Ben emekli bir kadındım. Bir işletmenin müdürü olarak görev yapıyordum. Benim gibi burada çalışan herkes gönüllü, ücretsiz çalışıyor. Biz bir şeylere inandığımız için buradayız. Ülkede malum tüm bunlar yapılırken, evde oturup ne yapacaktık! Yardım etmek, hayatta kalmaya çalışmak gerekiyor. Benim evime de kurşunlar isabet etti. Bir şekilde hayatta kaldık, felaketti ancak. Bir daha olursa valla 65 yaşıma bakmadan halk milislerinin saflarına katılıp savaşacağım!”


‘EMEĞE DEĞER VEREN HERKESE SELAM OLSUN’

Ufak yemek kuyruğundaki kişilere yaklaşıp onların da duygu ve düşüncelerini almak istiyoruz. Nina Dmitriyevna, “Çok memnunum. Neredeyse 4 aydır her gün geliyorum” diyor.   

Hafif bir tonda şarkı mırıldayan yaşlıca bir kadın dikkatimizi çekiyor. İsmi Yevgeniya.

“Daha iyisinin olmasını isterdik tabii. En azından ölmeyecek kadar beslenebiliyoruz. Emekçiler olarak dayanmaya çalışıyoruz. Emeğe ve emeğiyle geçinenlere değer veren herkese selam olsun” diyor.  

Mutfakta gönüllü çalışanlardan Tatyana Vasilyevna, savaştan önce ofsetbaskı  işinde çalışıyormuş. 3-4 aydır gönüllü çalışıyor. “Aile ve yakın çevrenizde halk milislerine katılan var mı?” sorusuna “Şimdilik yok” yanıtını veriyor. Hafif bir gülümsemeyle Galina söze giriyor: “Söyle ona, Ukrayna tekrar bombalamaya başlarlarsa, milislere katılacağını!” deyince, “Evet, gidecek başka yerimiz yok, savunacağız kendimizi ve buraları elbette” diyor.  

“Buradaki yoldaşlık ve dayanışma ilişkileri hakkında neler söyleyeceksin?” diye sorduğumuzda, “Her şey arkadaşça, buraya memnuniyetle geliyoruz ve yardım etmeye çalışıyoruz. Bu süreç gerçekten de eskiye oranla tüm sosyal ilişkilerinizi değiştiriyor, dönüştürüyor gibi” diyor.

Burada Galina tekrar söze giriyor: “Ukrayna’nın bizde yarattığı tüm bu yıkım, tahribat sonucu sanıyorlar ki insanlar nefret ve öfkesini halk milislerine tepki olarak yansıtacaklar. Halbuki tam tersi oldu. Halk, milislerinin neden hâlâ mücadeleye devam ettiklerini ve vazgeçmediklerini ve ne için çabaladıklarını her geçen gün daha iyi kavrıyor. Ben yüzde yüz Ukraynalıyım ancak Güneydoğu’nun davasını destekliyorum.


‘BURADA iYi BiR KOLEKTiF VAR’

Bir başka sosyal aşevinde yemek servisi yapan gönüllü çalışanlardan Natalya Nikolayevna‘nın görüşlerini alıyoruz:

Günde ne kadar kişi uğruyor yemek almak için?  
450 kadar. Bazen bu sayıyı geçtiği de oluyor.

Her gün mü hizmet veriyorsunuz, yani tatil günsüz?
Evet aralıksız her gün.

Burada ne tür yemekler pişiriliyor?
3 çeşit ve ekmek. Komposto da veriyoruz. Kaşla, kaputsa… Bazen köfte ve sebzeli balık da olabiliyor.

Görev alan arkadaşlarınız daha önceleri ne yapıyorlardı?
Bu yemekhanenin ait olduğu teknik okulda hizmetli olarak çalışıyorduk, ancak sadece öğrenim gören çocukları besliyorduk.

Gıdalar Rusya’dan gelen insani yardımlar kapsamında mı temin ediliyor?
Evet, tam anlamıyla öyle.

Peki yeterli geliyor mu genel olarak?
Evet, denilebilir.

Yemek yardımı alanların bu hallerini yüzlerine vurmamak adına fotoğraf çekmemeye özen gösteriyoruz. Rahat görüş verseler de fotoğraflarını çekmemiz konusunda biraz çekimser ve gönülsüzler. Son olarak Valentina Grigorevna ile konuşuyoruz:

Ne zamandan beri gidip geliyorsunuz?
4 Eylülden beri.

Siz ve çevreniz genel itibariyle memnun musunuz aş evinden?
Ben 42 doğumluyum. Ben dahil, tüm emekliler tatmin olmuş gözüküyorlar. Burada iyi bir kolektif var. Hatta gelenlerden kim hasta ve çok yaşlı ise hemen yanına gidip özel olarak ilgileniyorlar. Personel emekli insanlara karşı çok dikkatli ve kibar davranıyor. Tanrı hepsine sağlık versin.

Herhalde siz de Ukrayna yönetimi’in aylardır emekli maaşlarını ödemediği emeklilerdensiniz?
Evet, tam 5 aydır maaşlarımızı yatırmıyorlar.

Başlarda, Ukrayna ordusu’un kontrolü altındaki yerlere de gidecek durumunuz olmadı sanırım maaşınızı çekmek üzere...
14 Ekim tarihinden itibaren o olanak da kalmadı. Daha nasıl yaşayacağız, bize söyleyin!.. Çalışırken satın aldığımız kürklerimiz var ki, giyebiliyoruz bu soğuklarda. Daha ne söylenebilir ki… Savaş olmasın, mutluluk, sağlık ve sevgi yeşersin. Ve Donbass’ımız özgür olabilsin… BİTTİ

ÖNCEKİ HABER

Başbakanın teşviki yoksulluğu patlatır

SONRAKİ HABER

Dünün serserileri bugünün cihatçıları

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa