20 Temmuz 2011 09:56

Metin ol Karadeniz, metin ol

9 Temmuz 2011 - HOPA2.Karadeniz yaşam yolculuğu kapsamında ilk gün Hopa’daydık. Ankara ve İstanbul’dan gelen, yaşama sahip çıkan dostlarımızla beraber Hopa meydanındaki çay bahçesinde buluştuk. İlk gördüğümüz manzara, şehrin girişinde polis panzeri ve otobüsünün nöbet beklemesi oldu. Bu manzara kar

Paylaş
Karadeniz İsyandadır Platformu

2.Karadeniz yaşam yolculuğu kapsamında ilk gün Hopa’daydık. Ankara ve İstanbul’dan gelen, yaşama sahip çıkan dostlarımızla beraber Hopa meydanındaki çay bahçesinde buluştuk. İlk gördüğümüz manzara, şehrin girişinde polis panzeri ve otobüsünün nöbet beklemesi oldu. Bu manzara karşısında, Hopa’da yaşanan olayların etkisinin halen daha devam ettiğini anlamış olduk. Ankara çalışma grubumuzun da katılımıyla Hopa tutuklu yakınları ve avukatlarının düzenlediği toplantıya katıldık. Bu toplantıda; Hopa tutuklularının cezaevi koşullarında bahsedildi. Tutuklu arkadaşlarımızın havalandırma sorunu dile getirildi. Temel ihtiyaçlarının tam anlamıyla karşılanmadığı, istedikleri yayın organlarının ulaştırılmadığı aktarıldı. Avukatların tüm gücüyle davaya sahip çıktığı gözlemlendi. Ailelerin ortak tavrı: “Nasıl suyumuzu vermediysek, çocuklarımızı da vermeyeceğiz” şeklindeydi. Yöre halkının ve bölgedeki birçok kurumun olaylar hakkında ortak bir tutum aldığı, mücadeleye her şekilde devam edecekleri vurgulandı. Bu tarz eylemlerde tutuklananların genellikle kamu malına zarar ve memura mukavemet suçlarıyla yargılanmasına rağmen arkadaşlarımız devletin varlığı ve bütünlüğüne zarar verici suçlar kapsamında değerlendirilen ceza evi koşullarında kalmaktadırlar.

 İstanbul çalışma grubumuzun da gelmesiyle birlikte, kamp yapacağımız alana, Kemalpaşa – Köprücü köyüne hareket edildi. Kamp alanında BirYaşam dergisinden ve olaylar sonrası gözaltına alınan Engin Korkmaz arkadaşımız bizlere basına yansımayan haliyle, 31 Mayıs olaylarının nasıl geliştiğini, gözaltı sürecini ve olaylar sonrasında Hopa’daki durumu bizlerle paylaştı.

10 Temmuz 2011/ HOPA

Hopa’da yolculuğumuzun ikinci günü Metin öğretmenimizin ailesini ziyaret etmemizle başladı. Metin Lokumcu’nun yakınlarıyla olaylar ve yaşananlar değerlendirildi. Metin Lokumcu’nun eşi; “Metin bana olaydan bir gün önce polis tarafından takip edildiğini ve miting günü Hopa’nın karışacağını söyledi.” dedi. Metin Lokumcu’nun kardeşi, Mete Lokumcu suyumuza ve çayımıza sahip çıkmanın insanlığın gerekliliği olan bir koşul olarak önümüzde durduğunu ve Metin Lokumcu’nun da bu zorunluluğu yerine getirirken polis tarafından öldürüldüğünü, kendisinin de abisinin yolunda yürüyeceğini belirtti. Metin Lokumcu’nun annesi de oğlunun mücadelesine sahip çıktığını vurgulayarak, oğluyla arasında geçen bir konuşmayı aktardı, her şeyi özetleyen cümle şuydu: “Bir bardak çay fiyatına, bir kilo çay veriyoruz öleyim mi, öldüreyim mi?​”. Aileye taziyemiz iletildikten sonra “ Metin Ol Karadeniz” yazılı pankartımızla, sessiz bir yürüyüş gerçekleştirerek Metin Lokumcu’nun mezarı başına gelindi. Mezar başında platform olarak hem Karadenize hem Metin Hocamıza  şu sözlerle seslendik: “Metin ol Karadeniz, Metin ol. Mahir Çakır ol, Kazım Koyuncu ol, Alaeddin Demirci ol, Cihan Alptekin ol ama bugün en çok Metin ol Karadeniz, Metin ol.”

2. günün devamında Kemalpaşa’dan Hopa’nın içme suyu kaynağı olan Güneşli köyüne doğru hareket ettik. Zarğına (Güneşli) köyünden gençlerin bizleri karşılamasıyla köy muhtarı Hüseyin Aydın’nın misafi olduk. HES’çi şirketin geri çekilmesine rağmen Güneşli köyü girişinde “Şelale Deresi Özgür Akacak” pankartı asılı durmaktaydı.Muhtarın evinde geleneksel halk yemekleriyle karşılandık. HES yapılması planlanmış alanda incelemelerde bulunduk. HES’ler konusunda daha önce yöre halkının herhangi bir bilgisi olmadığı aktarıldı. Civar vadilerdeki HES tahribatını gördükten ve dinledikten sonra konu hakkında bilgi sahibi olunduğu ve bu bilgileri köylülerle paylaştığı vurgulandı. HES’çi şirketin aldatıcı söylemlerine hiçbir zaman inanılmadığı, sadece Güneşli köyünde değil Hopa ve Kemalpaşa’nın bütün köy ve mahalle muhtarlarının da HES’lere karşı birlik olduğu belirtildi. 20 Aralık 2010 günü şirket tarafından yapılmak istenen ÇED halkı bilgilendirme toplantısı Hopalıların protestosuyla engellendiği, bu eyleme birçok kesimin destek verdiği ve mücadeleyi sahiplendiği dile getirildi. Eylem sırasında yoldan geçen insanların kadınlara “eviniz yok mu yemek yapsanıza.” Sorularına kadınlarımızın cevabının “ su yoksa yemekte yok, neyle yapacaksunuz siz o yemaği” olduğu aktarıldı. Nett- Erva Enerşi A.Ş’nin geri çekilmesinden mutlu olunduğu, ancak mücadelenin devam ettiği,  bunun başka bir şirketin bu dereye HES yapmayacağı anlamına gelmediği anlatıldı. Hemşince ve Lazca şarkılar söylendi. ”Deremiz yoksa kültürümüzde yok” vurgusu yapıldı. Munzur Çevre Derneğinden arkadaşlarımızın “Munzur Özgür Akacak” bayrağını Güneşli köyü muhtarımıza vermesi, kadınlarında Hopa eyleminin afişini Munzurlu arkadaşlarımıza vermesiyle, mücadelenin birliği ve dayanışmanın önemi bir kez daha dile getirildi.

11 Temmuz 2011/ Arhavi

Yaşam yolculuğumuzun 3. gününde Arhavi’deydik. Arhavi Eğitim-Sen’den Öğretmenler bizlere bölge hakkında bilgi verdi. Onların yönlendirmesi ile Balıklı köyüne yol aldık. Balıklı köyü duvar ustası Medet Can ve köylü bizleri HES yapılması planlan bölgeye götürdü. Köyde yapılmak istenen HES projesinde köy muhtarının oğlunun taşeron şirketle ilişkileri olduğu öğrenildi. Muhtarın HES yanlısı tutumlarına muhalefet eden Köy İhtiyar Heyeti azaları toplu halde istifa ettiği aktarıldı.

 26 Temmuzda şirket tarafından ÇED bilgilendirme toplantısı yapılacağı ve köylünün ÇED toplantısına karşı toplantıya katılmayacağı dile getirildi. Bölgeye gelen destekçilerden toplantı günü asılmak üzere pankartlar talep edildi.

Yağmaya-Talana karşı, birlikte doğayı ve yaşamı savunmak için

2. Karadeniz Yaşam Yolculuğu’na Davet…
Yolculuk her noktada katılımlara aciktir.

Yaşam düşmanı kapitalist elitlerce derelerin, ormanlarin, doganin, yasamin her alaninin talan edilerek ticarileştirilmesine, Doğa katili HES’lere, nukleere, termik santrallere, zehir saçan endustriyalizm ve madencilik faaliyetlerine, ormansızlaştırma ve insansızlaştırmaya,
Çay ve fındıktaki sömürüye, küçük çiftçi tarımının ve köylülüğün tasfiye edilmesine,
Yaşama ve doğaya yapılan saldırılara, yağma-rant proje ve yasalarına karşı,
İnadına Yaşam, İnadına İsyan, İnadına Özgürlük! diyenler olarak
9 Temmuz 2011 Cumartesi günü, geçen seneki gibi HOPA’dan başlayarak yaklaşık 2 hafta sürecek 2. Karadeniz Yaşam Yolculuğu’nda, doğaya ve yaşama sahip çıkan tüm dostlarla görüşmek dileğiyle…


PROGRAM
08.07.2011 Yola Çıkış: İstanbul, Ankara, muhtelif yerler
09.07.2011 Buluşma: Artvin – Hopa
10.07.2011 Artvin – Hopa
11.07.2011 Artvin – Arhavi
12.07.2011 Rize – Fındıklı
13.07.2011 Rize – Pazar, Hemşin
14.07.2011 Rize – Senoz
15.07.2011 Trabzon – Solaklı
16.07.2011 Trabzon – Araklı
17.07.2011 Trabzon – Macka
18.07.2011 Trabzon – Tonya
19.07.2011 Giresun
20.07.2011 Ordu
21.07.2011 Sinop – Gerze
22.07.2011 Sinop Merkez
23.07.2011 Karabük
24.07.2011 Bartın
25.07.2011 Dönüş

Her türlü öneri, katkı ve katılımınız için:
0 543 634 94 49
0 535 931 49 99
0 537 246 86 61

karadenizisyandadir.wordpress.com
www.karadenizisyandadir.org
karadenizisyandadir@gmail.​com,

ÖNCEKİ HABER

Somali ‘resmen’ aç

SONRAKİ HABER

Fethiye'den İzlenimler

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa