18 Ocak 2015 05:52
/
Güncelleme: 14:34

Ah sizin durmadan tahrik olma sorununuz !

Dünyanın iki farklı köşesinde, aradan yirmi iki yıl geçmiş olmasına rağmen dine saygısızlık, vs gibi nedenlerle insanlar öldürüldü ve kendi ülkesindeki acıyla hesaplaşmayan, zaman aşımına uğratan zihniyet Paris’teki yürüyüşe katıldı.

Ah sizin durmadan tahrik olma sorununuz !

Mehtap MERAL*

2 Temmuz 1993… Sivas. Üç yüzyıl önce öldürülen Pir Sultan Abdal şenliklerine katılan ve Madımak ötelinde kalan otuz üç insanı uzun süre ablukaya aldıktan sonra diri diri yakarak öldürdüler. Öldürülenler şairdi, yazardı, müzisyendi, karikatürcüydü. Onları öldürenler kökten dinci gruplardı. Olay Aziz Nesin’in tahrikine! bağlandı. Evet otuz üç insanı tahrik! oldukları için yakmışlardı. Sivas gazetesi “Müslüman Mahallesinde Salyangoz Satıyorlar” başlığıyla çıkmıştı. Hakikat gazetesi şenliklere katılanları dinsizlik propagandası yapmakla eleştiriyor, eleştiriden öte iki gazetede katılımcıları hedef gösteriyordu. Sanık avukatlarının önemli bir kısmı dönemin Refah Partisi’nden, diğer bir kısmı ise AKP’den milletvekili oldular.
7 Ocak 2015. Fransa. Hicivsel üslubuyla tanınan dergi Charlie Hebdo isimli derginin Paris’teki ofisine saldırdılar. Charlie Hebdo çalışanları ve iki polis memuru olmak üzere on iki kişi hayatını kaybetti, on bir kişi yaralandı. Nedeni Müslüman ve diğer İslam liderleri hakkında yapılan şakalardı. Yine tahrik! vardı yani. 2013 yılında Yemen’de bulunan El Kaide İngilizce olarak yayın yapan İspire adlı dergi aracılığıyla öldürülecek kişiler listesi yayınladı. Bu listede İslam’a hakaret etmekle suçlanan insanlar yer alıyordu. 
Dünyanın iki farklı köşesinde, aradan yirmi iki yıl geçmiş olmasına rağmen dine saygısızlık(!) vs gibi nedenlerle insanlar öldürüldü ve kendi ülkesindeki acıyla hesaplaşmayan, zaman aşımına uğratan zihniyet Paris’teki yürüyüşe katıldı. İslamofobi’nin oluşmasının karşısında yer almak gerektiğini düşünen bu zihniyet, bırakın başka dinleri kendi dinlerindeki insanları bile dinden soğuttuğunun farkında olmayacak kadar gözü kapalı üstelik. Öldürülen onca insan, sıfırlanan paralar ve süre giden zalimliğe her baktığımda bu insanlar bir dine inanıyorsa ben inanmıyorum demek geliyor içimden. Ve düşünüyorum bu insanlar hangi Tanrı’ya inanıyorlar ki, bir cana kıydıklarında cennete gideceklerine inanıyorlar. Ve neden inandıklarına güvenmekten vazgeçmişler aslında. Öyle ya, bir çizimin, Aziz Nesin’in bir konuşmasının, inanmadığını söyleyen bir insanın bu kadar tehlikeli olduğuna gerçekten inanıyorlar mı?  Neden bu kadar hızla tahrik oluyorlar? Yoksa kendilerinden başka düşünen herkese düşman olmayı öğütleyen, sevgisizliği, adam öldürmeyi, zalimliği öğreten, insanları diri diri yakabilecek bir din var ve biz mi bilmiyor muyuz? Ya da bu zalimlerin inandıkları tek din kötülük mü ? Bu yüzden mi katilleri besliyorlar. Peki siz hiç kendi inandığına inanmadığı için tahrik olan! bir solcu, inandığı için birini öldüren bir ateiste rastladınız mı ? O zaman bu fobiyi yaratan aslında kim?

SEN İNSANOĞLUSUN KÖR OLAMAZSIN
Kızılderili bir kabilenin hikayesini okumuştum. Tam olarak böyle miydi emin değilim ama çocuklarının yaşı, annenin çocuğu hayal ettiği zaman başlıyordu. Ve anne bir beste yapıyordu doğacak bebeğine. Bu şarkı, o çocuğun şarkısı oluyordu. Çocuğun bütün önemli günlerinde bu şarkı söyleniyordu çocuğa. Daha güzeli çocuk ya da artık yetişkin bir hata yaptığında da bu şarkı söyleniyordu ona. Kendi özünü hatırlatmak için. 
Sivas’ta yakanlar arasında bir çocuk vardı babasının elinden tutan. Şimdi ne yapıyordur kim bilir ? Bizim de şarkılarımız vardı Pir Sultan’dan beri zalimlere seslendiğimiz… ama öyle sağır ki kulaklar… Yine de durmadan söylemeli dünyanın bütün çocuklarına… “Sen insanoğlusun kör olamazsın” **
Muhlis Akarsu

*Müzisyen/Şair 

EVRENSEL'İNMANŞETİ

‘Nasıl dayanalım bu koşullara!’

‘Nasıl dayanalım bu koşullara!’

Antep’in de aralarında olduğu bölge illerinde ortalama işçi ücreti asgari ücretin altında, haftanın 7 günü, pazarları 12 saat çalışma, üretim baskısı! Devletin ve patronların yasaklar, kolluk gücü ve sendikacı tutuklamasıyla devam ettirmek istediği bu düzenin dayanılmaz hale geldiğini söyleyen Çelikaslan işçisi, tüm işçileri BİRTEK-SEN çatısı altında birleşmeye çağırdı.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
'Heybeden’ her gün yeni bir soruşturma çıkıyor. Yargı sopasıyla topluma gözdağı verilmek isteniyor.

Evrensel'i Takip Et