İnancın zaferi
Bir cümlenin, paragrafın yahut bütün bir metnin kelime tekrarlarından uzak olması, ona akıcı ve yalın rütbesini de getirir genellikle. Ancak doğru noktalarda yapılan tekrarlar bir anda yazılar hiyerarşisinde orgeneral seviyesine yükselmek demektir.Lazio’nun Brezilyalısı Felipe Anderson’un hikayesinde fazlaca tekrar eden kelime inanç.
Emre GÜRKAYNAK
Bir cümlenin, paragrafın yahut bütün bir metnin kelime tekrarlarından uzak olması, ona akıcı ve yalın rütbesini de getirir genellikle. Ancak doğru noktalarda yapılan tekrarlar bir anda yazılar hiyerarşisinde orgeneral seviyesine yükselmek demektir.Lazio’nun Brezilyalısı Felipe Anderson’un hikayesinde fazlaca tekrar eden kelime inanç. Kimi zaman karşılıklı, kimi zaman değil ama nasıl olursa olsun şu sıra göreni, okuyanı rahatsız etmiyor. 21 yaşındaki isim ‘çok satan’ değil, ‘çok okunan’lar arasında kendine yer buluyor.
Son 5 lig maçında 5 gol 5 asistlik performans sergiledikten sonra, antrenmanda yaşadığı sakatlığın üç hafta yeşil sahadan ayrı bıraktığı Anderson, bir de ailevi haberle sarsıldı son günlerde. Bir araba kazasında iki kişinin ölümüne sebebiyet verdiği gerekçesiyle tutuklanan babası, Brezilyalı için sakatlığıyla kötüleşen işleri, biraz daha karmaşık hale getirdiyse de sportif performans kısmına bu olayların gölgesi pek düşmedi.
BREZİLYA GÜNLERİ
Anderson’un bu gölge uğramaz eserinin temeli, memleketi Brezilya’da atılmıştı. Çok değil 21 sene evvel, Santa Maria’da doğan Felipe Anderson, futbolun kutsal olduğu topraklarda, aykırılık yapmadı, futbolun içine erkenden girdi. Birkaç takım gezdikten sonra adres Santos olmuştu. Pele’den Robinho’ya, üzerinden birçok A kalite ürünün geçtiği üretim bandına ilk adımını atmıştı o da. O zamanlar kendine inancı tamdı. Hocaları için de durumun çok farklı olduğu söylenemezdi.
Ocak 2010’da, A takım kadrosuna aldığı ilk davete icabet ederken, Neymar Santos formasıyla 100. maçını oynuyordu. Bir yaş ve 100 maçın ayırdığı bu ikili için senaryo Santos kulislerinde belki de o gün çizilmişti. Neymar bir gün Avrupa’nın zirvesine sıçrayacak, onun yerini ise Anderson dolduracaktı. Olmadı. Şimdilerde Sao Paulo’yu çalıştıran Muricy Ramalho, Anderson’a hocalık ederken onun ‘üretim hatası’ olduğunu söyledi; taraftar da ona katıldı, Anderson’u yuhaladı. Anderson, daha sonra verdiği bir röportajda Ramalho’nun bu tavırlarından çok rahatsız olduğunu söyleyecekti.
‘CRİSTİANO RONALDO GİBİ’
Güvenenler, inananlar azalmıştı ama Anderson’un yetenekli olduğu şüphesizdi ve bu yetenekler onu bir gecede terk etmeyecekti. Ancak aynı durum Brezilya için pek geçerli sayılmazdı. 2013 Güney Amerika U 20 Şampiyonası’nda Brezilya grubunu sonuncu tamamladı. Tek galibiyetlerini getiren tek golü Felipe Anderson atmış ve takımı adına vasatı bile bulamayan şekilde tamamlanan turnuva sonrası Avrupa’nın dikkatini çekmişti. Milan’ın da aralarında olduğu Serie A takımları arasından Lazio’yu seçti. Çünkü Lazio’nun transfer işlerine bakan, kulübün eski topçusu Igli Tare’nin kendine inandığını anlamıştı.
Hernanes ve Davide Astori’nin sırasıyla Inter ve Roma’ya kaptırılmasından sorumlu tutulan Tare’nin, Anderson transferini bitirmesi de altı ay gecikmişti. Radamel Falcao’nun da aralarında bulunduğu birçok oyuncuya yatırım yapan Doyen Sports şirketi, Anderson’un transferini yarım yıl geciktiren unsurdu. Aynı unsur hem Tare’nin, hem Anderson’un kredisini de işin başından azaltıyordu.
LAZİO O’NA İNANDI
İlk sezonunda 20 maçta şans bulsa da yalnızca tek gol kaydedebildi Anderson. Yaz döneminde kiralanacağı konuşuldu ancak Brezilyalı’nın kendine olan inancının azalmaya başladığı dönemde bile Tare ondan hiç vazgeçmedi. Anderson’un menajeri o günleri, “Lazio, özellikle Tare, Anderson’dan hiç ümidini kesmedi. Onu kiralamak için teklifler vardı ancak düşünülmedi bile.” diye hatırlarken; takımın başına Stefano Pioli’nin geçmesiyle Anderson’a inananlar bir artmıştı. Artık bir şey yapmak lazımdı ve aradığı fırsat Candreva’nın sakatlığında karşısına çıkmıştı.
Sonrası, yazının başına, son 5 maçın 5 gol 5 asistine çıkıyor. Anderson kendine inananları bir kez daha üzmek istemedi, istediğini yaptı. Artık kendine inananları artırma peşinde. Ailesi, Tare ve Pioli cepte. Bir de Sinisa Mihajlovic var. Nereden mi biliyoruz? Bir maç sonrası ettiği bir laftan: Bu gece Cristiano Ronaldo gibi gözüküyordu.