01 Şubat 2015 04:27

Gökyüzüne, özgürlüğe, maviye!

Gökyüzünün ve denizin insanlık için ayrı bir anlamı olsa gerek! Birbirinden maviliklerini pekiştiriyor her ikisi de! Ve her ikisi de insanlar için habilis’liğini kullanmasa aşılamayacak enginlikler. Bir yanıyla korkunç bir sonsuzluk. Geçilemez, varılamaz, aşılamaz bir ufuk! Ama bir yanıyla da deli bir özgürlük. Artık şairlerin de takıldığı gibi mavi’likten mi, yoksa genişliğinden mi bilinmez!

Paylaş

Müge TUZCUOĞLU

Gökyüzünün ve denizin insanlık için ayrı bir anlamı olsa gerek! Birbirinden maviliklerini pekiştiriyor her ikisi de! Ve her ikisi de insanlar için habilis’liğini kullanmasa aşılamayacak enginlikler. Bir yanıyla korkunç bir sonsuzluk. Geçilemez, varılamaz, aşılamaz bir ufuk! Ama bir yanıyla da deli bir özgürlük. Artık şairlerin de takıldığı gibi mavi’likten mi, yoksa genişliğinden mi bilinmez!
Sıkışık kentlerin arasında nefes alabildiğimiz tek yer değil mi deniz ve hem gökyüzü? Uçurtmasını salar çocuklar göğe doğru ve gözlerini salar sevdalılar ufuklara doğru…
Ciddi ciddi bu iki maviliğin insan hayatında bu sıkışmışlıktan kurtulma yani özgürlük hissi ile kendini karşısında küçücük hissettiren aşılamaz hissi çok önemlidir. Boşuna dileklerimizi yazıp suya bırakmayız! Boşuna sıkıştığımızda yukarı bakıp yalvarmayız!
Bugünkü konumuz engeller değil, tamamiyle özgürlük! 
Denizi olmasa bile, Karadenizlilerin yanında durduğu, kocaman bir ova olması sebebiyle paralelinde kocaman gökyüzüne sahip bir şehir: Kobanê!
Savaş görüntülerini izlerken, aslında savaşı izlerken hep kahverengi bir gökyüzü gördük veya gri ve en çok da siyah. Ama işte orada da gökyüzü masmavi; deli mavi!
Bu delilik nihayetinde kazandı! Allah adına yola çıkanlar ilk savaşlarını Kürtlerde kaybettiler. Hem de Kürt kadınlarında! 
Tarih kitaplarında okuduğumuz skor savaşı, egemenlik savaşı gibi de değildi bu! Tamamiyle bir insanlık savaşı! İnsani değerlerin, cennetlik değerlerin bu dünyada var olma savaşı! Lanet olsun ki yine savaş ile ama işte kazanıldı! 134 günlük nefes tutma bitti. 
Kobanê özgür! 
Gökyüzü kadar! 
Deniz kadar!
Ve sonra bir halk sevinç çığlıkları attı! Seçim sonuçlarındaki başarılar gibi, uzaklardan gelen barış gruplarının getirdiği sevinç gibi, Newroz gibi, düğün gibi… Hepsinin tadı ayrıydı, bunun ki de ayrıydı tabi!
Bu hesaplanır bir son muydu? IŞİD, Kürtleri oyalamak için ortaya yem olarak atılan bir örgüt müydü? Eğer değilse, böyle bir son ile bırakırlar mı? Hayır! İşte siyasetten öte savaş olunca, her zafer yaşanılası ve korunılası bir şey oluyor. Özellikle seçim öncesi böyle zaferler birilerinin pek de hoşuna gitmez.  Ortadoğu’ya dair yine yeni planlar çizilirken üstelik. Müslüman coğrafyaya iştahı kabaranlar çok. Bunu çoğu zaman zengin kimlikleriyle, bazen dini kimlikleriyle üstleniyorlar. Medeniyetleri kurduran Mezopotamya’nın demokrasi dersine ihtiyacı bahanesiyle bu geliş gidişler sürecek belli ki! Ta ki Ortadoğu’da tüm halklara özgür eşit bir alternatif sunuluncaya kadar. O zaman hanemize ölüleri değil, kazanımları yazacağız. En güzel türküler eşliğinde…
Yine de güzel bir türkü söyletti arkadaşlar bize. 
Mutlaka ama mutlaka ne kadar mutlu ettiklerini düşünmüşlerdir. Gençlerin ellerinde havai fişekler bu sefer karşısındaki resmi güce değil, başının yukarısındaki engin maviliğe açıldı. Yani özgürlüğe! Gerçekten de belki uzun zamandır gençler, çocuklar havai fişekleri karşısındakine değil gökyüzüne açıyordu. Rengarenk ışıklar görünüyordu bu sefer, patlama sesinden çok. Renkler ve ışıklar mest ediyordu, kaygılardan çok. Havai fişek, Kürt gençleri için artık hem direnmenin hem de kutlamanın ışığı! Sıkıştığında karşıya, laciverde; kutladığında havaya, maviye! 
Balonlar, ışıklar, ateşler ve umut dolu bakışlar hep göğe doğru yükseldi o kutlamada! Kobanê zaferi kutlamasında! En çok da anneler gözü yaşlı mutluydu. 134 gün nefes tutmak belki de en çok onlar için zordu. Ve bu yaşlar bir kez daha çocuklara aktı! Çocuklar ise yeni bir kutlamanın telaşındaydı, halayın en hızlı ritminde! Gerçekten de Kürtlerin oynamağı var! 
Savaşları yendiğindeki mutlulukları değil, savaşların bittiğindeki mutluluklarını kutlayalım dilekleriyle! İnsanlığın kazanacağı güne kadar; engin denizler ve gökyüzünün mavilikleri yanımızda olsun…
“Mavi huy olsun hepimize”, özgürlüğü ile birlikte…

ÖNCEKİ HABER

Kobanê’nin düşürdükleri

SONRAKİ HABER

‘Hattın aşağısı’

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa