Rengini metalden alan kent
Soğuk kış gününde işçilerin sesleriyle ısınıyordu sokaklar. “Direnen işçiler asla yenilmez” diyorlardı. “İş ekmek yoksa barış da yok” diyorlardı. “Sözleşme hakkımız grev silahımız” diyorlardı. Yürüdükleri caddelere, sokaklara özgürlük ve demokrasi tohumlarını ekiyorlardımetal işçileri… Onlar, demokrasi mücadelesinin olmasa olmazlarıydı, iskeletleriydi. Birleştiriyorlardı her zaman yaptıkları gibi; kamu emekçilerini, esnafları, işsizleri ve gençleri… Alkışlar ve korna sesleriyle ”yanınızdayız” diyordu yanlarından geçtikleri insanlar, “direnin yanınızdayız…”.
Güney ÖZKILINÇ
Soğuk kış gününde işçilerin sesleriyle ısınıyordu sokaklar. “Direnen işçiler asla yenilmez” diyorlardı. “İş ekmek yoksa barış da yok” diyorlardı. “Sözleşme hakkımız grev silahımız” diyorlardı. Yürüdükleri caddelere, sokaklara özgürlük ve demokrasi tohumlarını ekiyorlardımetal işçileri… Onlar, demokrasi mücadelesinin olmasa olmazlarıydı, iskeletleriydi. Birleştiriyorlardı her zaman yaptıkları gibi; kamu emekçilerini, esnafları, işsizleri ve gençleri… Alkışlar ve korna sesleriyle ”yanınızdayız” diyordu yanlarından geçtikleri insanlar, “direnin yanınızdayız…”.
Metal işçileri 10’u aşkın organize sanayi bölgesi bulunan Bursa’da, ayağa kalktıkları her dönem kente damgalarını vurmuşlardı.
1980 VE GREV YASAĞI
1980 yılında o dönemin Maden-İş sendikası Renault, TOFAŞ ve BOSCH fabrikalarında grev kararını asmıştı; ancak 12 Eylül darbecilerinin Bursa’da yaptıkları ilk iş bu grevleri yasaklamak olmuş, tüm sözleşmeler askıya alınmıştı. 10 yıla yakın bir süre devam eden bu karanlık dönem 89 Bahar Eylemleriyle son bulmuş işçilerin ortak kararı ve basıncıyla Türk Metal, Otomobil- İş ve Çelik-İş, MESS’in önüne tek vücut olarak çıkmış, 27 gün süren grevden sonra işçiler yüzde 150 ücret artışı ve sosyal haklarda iyileştirmelerle döneme damgalarını vurmuşlardı.
RENAULT İŞÇİLERİNİN ÖFKESİ
1998 yılına gelindiğinde sendikalarının sözleşme taleplerini kabul etmeyen başta Renault işçilerinin öfkesi TOFAŞ ve BOSCH’u da sardı. Metal işçileri Bursa’nın ana yollarını kapatıp direnişe geçtiler. On binlerce işçi, çıkarlarını savunmadıklarını düşündükleri Türk Metal sendikasından istifa edip Birleşik Metal- İş sendikasına geçti; ancak bu kalkışma başta Renault olmak üzere birçok öncü işçinin fabrikadan atılmasıyla son buldu.
5 BİN İŞÇİ SESSİZLİĞİ BOZDU
Metal işçileri bir kez daha 10 yıllık bir sessizlik içine girmişlerdi. Bu sessizlikten yararlananlar kapalı kapılar ardında işçiler adına işverenle anlaşmalar yapıyorlardı. 2008 yılında sendikalarının imzaladığı sözleşmeyi yeterli bulmayan başta BOSCH işçileri olmak üzere 5000’in üzerinde işçi bir kez daha sendikalarına tepki gösterip başka bir sendikaya geçtiler. Yürüyüş ve gösteriler… İşçileri birbirine kırdırma çabaları sonucu gelişen olaylar eşliğinde 2012- 2014 sözleşme dönemine gelindi. Bu olaylar o günün gazetelerine “Bursa’da İşçi Baharı” manşetiyle yansıdı. Renault işçileri, fabrikayı işgal ettiler. İşveren fabrikayı bir gün tatil etmek zorunda kaldı. Bu eylemin sonucunda işçilerin yüzlercesi işten atıldı.
2014 sözleşme döneminde işçilerin sessizliği, bu iş kolunda örgütlü iki sendikanın MESS’le anlaşmaya varması sonucu Birleşik Metal-İş başta sözleşmenin 3 yıla çıkarılması olmak üzere diğer bazı maddeleri kabul etmeyerek grev kararı aldı.
22 FABRİKA 15 BİN İŞÇİ
Şimdi 10 kent ve 22 fabrikada 15 bin metal işçisi grevde. İşverenin 8 fabrikada grev oylaması istediği bu süreçte 7 fabrikanın işçileri greve lehte oy kullandı. Öyle ki gerçekleştirilen grev oylamalarında DİSK üyesi olmayan işçiler ve “beyaz yakalılar” da greve “evet” dedi.
MESS’e karşı 1989 “Bahar Eylemleri” sonrasında 1990 yılında gerçekleştirilen ve 27 gün süren metal işçilerinin son grevinden 25 yıl sonra fabrikaların bazılarında 29 Ocak bazılarında ise 19 Şubat’ta greve çıkma kararı alındı.
Bursa’da Prysmian Group Kablo ve Sistemleri AŞ’de greve çıkan Birleşik Metal-İş Sendikasına üye işçiler, başta Mudanya halkı olmak üzere Bursa’daki işçi ve emekçi örgütlerinden yoğun destek aldı. Grevin ilk günündeki katılım ve coşkuya baktığımızda, ilerleyen günlerde bu desteğin daha da artacağını, söyleyebiliriz. 19 Şubat’ta ise direniş sırası TOFAŞ’a fren ve debriyaj sistemi üreten SCM fabrikası işçilerinde…
Kayıt dışı ekonominin başkenti diyebileceğimiz Bursa’da yan sanayi ile birlikte 200 binin üzerinde metal işçisi çalışıyor. Toplam metal işçilerinden sendikalara üye olanların sayısı ise 40 bin civarında.
2000’li yıllarda işe başlayan işçilerin, 1990 yılında MESS’le yapılan sözleşmeyi gören işçilerden Yüzde 50 daha az maaş alıyor. Bir başka istatistiğe göre 1980 Darbesi’nden bugüne metal işçilerinin maaşlarında Yüzde 67 düşüş meydana gelmiş.
Metal işçisi eskisi gibi değil, onlar sessizliklerinde bile öfke biriktiriyorlar. İşverenler de bunun farkında olmalı ki sık sık işçilerin içinde bulundukları psikolojik ve sosyolojik durumlarını öğrenmek için anketler düzenliyorlar.
METAL İŞÇİLERİ AYAKTA
Metal işçileri ayağa kalktı mı Bursa da ayağa kalkıyor. Kentte dolmuş şoföründen kahvehane sahibine kadar; emek örgütlerinden derneklere kadar herkes onları konuşuyor. Tıpkı bugün olduğu gibi...
29 Ocak’ta Mudanya bayram yeriydi. Fabrika kapısına “Bu iş yerinde grev var” pankartını halkla birlikte asan işçiler İskele Meydanı’na kadar sloganlarla yürüdüler ve patron örgütü MESS’in dayatmalarını kabul etmeyeceklerini haykırdılar hep bir ağızdan. Grevin diğer işçiler arasında konuşulduğunu da duyuyoruz. Konuşmalar bitip de eyleme geçildiği vakit Bursa, onların ayak sesleriyle uyanacak.
Kemal Özer, yaşamı şiire dönüştürdüğü “16 Haziran Akşamının Şiiri”nde bugünü anlatır bize, direnişi anlatır:
“…
Apaçık gördüler kim neyin hizmetinde,
gördüler kendi eğittikleri demir
düşman edilmiş ellerinin emeğine,
suyuna ter kattıkları çeliğin
gördüler çevrildiğini göğüslerine.
Ürettiği ne varsa, daha özgür,
daha yoğun, daha anlamlı yaşamak için,
esirgendiğini gördüler insandan
ve kavgasız elde edilemeyeceğini hiçbir şeyin.”
Günümüz Bursa’sı, rengini bir zamanlar anıldığı yeşilden değil metalden alıyor artık. Bursa’nın hemen her sokağında, metalde çalışan bir işçi yaşar ve biliyoruz ki DİSK üyesi olsun olmasın BOSH, Renault ve TOFAŞ işçilerinin gözü, kulağı, yürekleri bu grevdedir.