09 Şubat 2015 12:11

Antalya’dan Kobane’ye yüreğiyle bakıyor

Kobanê’de neredeyse beşinci ayına girecek olan direnişin kazanım haberi bizleri çok sevindirdi. Direnişin anlaşılması, savaşın son bulması, hükümetin ikiyüzlülüğünün ortaya çıkarılması, yaşamın devam edebilmesi için Antalya’dan Kobane’ye Kızkardeşlik Köprüsü oluşturduk.

Paylaş

Aynur SEYREK

Türkiye’nin dört bir yanında bu köprüyü örmek için kollarını sıvayan kadınlara katılmaktan dolayı çok mutluyuz.
‘Kız Kardeşlik Köprüsü’ kampanyası çerçevesinde ilk olarak yılbaşı günü Antalya’da yaşayan Kobanêli aileleri ziyaret ettik. Evlerine konuk olduğumuz Kobanêli aileler, zafer haberlerini dört gözle bekliyordu. “Kobanê özgürleşecek, kazanacak” sözlerini dillerinden hiç düşürmüyorlar, 100 yaşını devirmiş Xezal ana “Topraklarıma kavuşmadan ölmeyeceğim” diyordu...
Antalya’da özellikle kamplardaki çocukları sıcak tutacak çorap, bere, atkı, eldiven, patik, şapka, yelek örmenin yanı sıra bebek giysileri ve oyuncaklar topladık. Süt, şeker, pirinç unu göndermeyi hedefledik. Yaklaşık bir ay önce kanserden kaybettiğimiz 22 yaşındaki tıp öğrencisi Cansu Koç’un ailesi, tekerlekli sandalyesini, solunum cihazlarını, yürüme aparatlarını “Kız Kardeşlik Köprüsü” aracılığıyla Kobane halkıyla paylaştılar. Sevgili Cansu, yaşıyor olsaydı eminiz gönüllü doktorlara yardım etmek için mutlaka o kamplarda olacaktı.

SAVAŞ SADECE ÖLDÜRMEZ
Kampanyaya örgü örerek katkıda bulunanlardan biri de 47 yaşındaki görme engelli Gülkız  Doğan Türk’tü. Gülkız, akraba evliliği nedeniyle oluşan bir hastalık sonucunda görme yetisini 12 yaşındayken kaybetmiş. Ama o, bir çok gören gözden daha iyi gören kocaman yüreğiyle hayatına yön veren, mücadeleci bir kadın. Antalya’dan Kobanê’ye Kızkardeşlik Köprüsü’nü anlatırken çevresindeki kadınlara “Kobanê direnişini görmeyen kör gözler görsün bu dayanışmayı, haydi sen de bu dayanışmanın bir parçası ol!” çağrısı yaptı. 
Savaş, Kobane ve dayanışma üzerine sohbet ettiğimiz Gülkız, “Kobanê direnişine ses vermemek ve onların yanında olmamayı, komşusunun evi yanarken sigarasını yakmayı düşünen insanın durumuna benzetiyorum” dedi. Savaşa giden her insanın bir engelli adayı olduğuna dikkat çeken Gülkız, şunları söyledi: “Savaş sadece öldürmez, bir çok insan savaşlar sonrası sakat kalır, duyma ve görme yeteneklerini kaybeder. Daha fazla engelli insanın yaratılmaması için de savaşlara karşı çıkıyoruz. Savaşlarda kullanılan silahlar doğadaki diğer canlıların yaşamlarını da tehdit ediyor. Savaşlardan en çok biz kadınlar ve çocuklar zarar görüyoruz. IŞID çetesinin, kadınlara yaşattığı vahşetleri bütün dünya seyretti. Fakat, kadınlar orada direnişin seyircisi değil, birer özgürlük savaşçısı oldular. Kobanê’de direnişin zaferle sonuçlanmasında, kadınların yan yana dayanışma içinde olmasının yarattığı kız kardeşlik ortamının payı çok büyük oldu. Bu payda bizlerin de olması beni çok mutlu etti. Güzel günlere olan inancım bir kat daha arttı. Yana yana durunca, nasıl kazanıldığını Yunanistanda’da ve Kobane’de gördük.”
Gülkız’la sohbetimiz, Kobanêli ailelerin acil ihtiyaçlarının henüz tükenmediğinin bilinciyle dayanışmayı sürdüreceğimiz sözüyle sona erdi.

ÖNCEKİ HABER

Sınırları aşan bu dayanışmayı büyütelim!

SONRAKİ HABER

BHH: 13 Şubat’ta ders yok

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa