19 Şubat 2015 13:50

İç güvenlik, kimin güvenliği?

Bu paket ile iktidar başkanlık sisteminin zemini hazırlamaya çalışıyor. Yargının yetkilerini kısıtlayıp inisiyatifi polise vererek tüm yetkileri kendi cephesinde toplamak istiyor. İç güvenlik paketinin amacı tüm toplumsal muhalefeti sindirmek

İç güvenlik, kimin güvenliği?

Çağla YOLAŞAN
Amed

Son zamanlarda sokakta, adliyelerde, mecliste ve daha pek çok yerde iç güvenlik paketine dair hummalı tartışmalar sürüp gidiyor. Meclise sunulup onay alması halinde yürürlüğe girecek olan ‘güvenlik’ paketi üniversitelerde de çokça tartışılıyor haliyle. Tartışmalar her alanda uzayıp gidiyor. Biz de Dicle Üniversitesi (DÜ) sosyoloji 4. sınıf öğrencisi Dilan Çiçek, diş hekimliği 3. sınıf öğrencisi Eylem Demirel ve hukuk fakültesi 3. sınıf öğrencisi Lokman Emen ile iç güvenlik paketini konuştuk.

HÜKÜMET KENDİNİ GÜVENDE HİSSETMİYOR!

İç güvenlik paketi bir süredir çokça tartışılıyor. İç güvenlik paketini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Dilan: Yasa tasarısı mecliste oylamaya sunulduğu anda yasalaşabilir fakat ben toplumsal muhalefet bu derece yüksekken meclise gidebileceğini düşünmüyorum. Ancak içeriği yumuşatılarak tekrar sunulabilir. Ayrıca genel seçimler de var, liberal kesimin oyunu kaybetmekten çekinebilirler. Bence hukukçuların, halkın, muhalefet partilerinin tepkileri işe yaradı. Polis zaten son derece yetkili, vatandaşın güvenliğini başka bir vatandaşı öldürerek sağlamaya çalışmak akıl dışı. Hükümet kendini güvende hissetmiyor olacak ki böylesi girişimlerde bulunuyor.

Eylem: Bence bu paket ile iktidar başkanlık sisteminin zemini hazırlamaya çalışıyor. Yargının yetkilerini kısıtlayıp inisiyatifi polise vererek tüm yetkileri kendi cephesinde toplamak istiyor. İç güvenlik paketinin amacı tüm toplumsal muhalefeti sindirmek.
Lokman: İnsanların devletin güvenlik güçleri tarafından sokak ortasında öldürülmesinin devlet için sıradanlaştığı, özellikle ifade özgürlüğü gibi kişi hak ve hürriyetlerinin ihlalinin devlet tarafından hak olarak görüldüğü bir ortamda kamu düzeni ve devletin değil halkın korunmaya ihtiyacı olduğu açık. Maalesef AKP iktidarı, devletin yükümlülüklerini yerine getirmek yerine kendini koruma altına almaya çalışıyor. İç güvenlik paketi ciddi kıyımları meşrulaştıracak zemin oluşturuyor. Bu paket birçok faili meçhule de yol açabilir, bu yüzden kesinlikle meclisten geçmemesi gerekiyor.

TÜRKİYE’NİN ETKİLENMEMESİ MÜMKÜN DEĞİL

Yunanistan’da SYRIZA zaferi ve ardından Kobanê’nin IŞİD çetelerinden temizlenmesi Türkiye açısından da önemli bir yerde duruyor. Batıda ve güneyde özgürlük rüzgarları eserken Türkiye tersine bir gidişatla darbe koşulları yaratacak yasalar oluşturma gayretinde. Nasıl yorumlarsınız?
Dilan: Kobanê zaferinin rüzgarı Türkiye’ye doğru esiyor. Amed’de sur içinde, Fiskaya Mahallesi’nde her geçe çatışmalar oluyor. Devlet bir taraftan çözüm süreci diye bahsederken diğer taraftan bu tip yasalar çıkarıyor, bu ikiyüzlü bir yaklaşım. Gerçekten üzücü de, şunu düşünüyorsun; ‘Polis bir eylemde beni öldürebilir.’ Üşüyorsam, yüzümü kapattıysam polis beni alıp 48 saat gözaltında tutabilecek. Bana 80’li yılları anımsatıyor.
Lokman: Kobanê barbarlığın, Yunanistan kapitalizmin kalbine birer insanlık bayrağı dikti. İkisinin de 21. yüzyılın gidişatını değiştireceğine eminim. Her iki durumda da barbarlığın ve sömürünün doruk noktasından sonra meydana gelmiş bir çöküş mevcut. AKP de zirve dönemini yaşıyor bence, onun da artık zamanı doldu. Zaten etrafında birden bu kadar değişim yaşayan bir ülkenin de etkilenmemesi zordur. İşte bu paketlerle baskıyı artırıp değişim arzusunu dizginlemenin peşindeler.


 AMAÇ SARAYIN GÜVENLİĞİ

15 bin metal işçisi greve çıktı ve ikinci gün Bakanlar Kurulu jet hızıyla ‘ulusal güvenliği tehdit’ gerekçesiyle grevi yasakladı. Ardından da güvenlik paketi tartışılır oldu. Ne dersiniz, amaç hakikaten güvenlik mi ya da kimin güvenliği?
Dilan: Ulusal güvenliği tehdit diyorlar ama ulus derken neyi kastediyorlar? Milyonlarca işçi ulusun bir parçası değil mi? Grev yasağının bu kadar hızlı gerçekleşmesi aslında ne olursa olsun yasaklanacaktı fikrini uyandırıyor. Yarın öbür gün başka bir iş kolu greve çıkarsa o da hemen yasaklanacak demektir. Bu açıkça düşmanlıktır. Bu ülkede her gün bir trans, bir eşcinsel polis tarafından dövülüyor katlediliyor. Ha keza kadınlar ve çocuklar da. Ama iktidar bunları görmüyor, amaç güvenlikse buraların güvenliği sağlanmalı, saraylarda yaşayanların değil.
Lokman: Patronlar ve iktidar kan kardeşi zaten. Bu yüzden iktidar tabi ki patronları korumak isteyecektir. İşçilerin birliği, mücadelesi de sermaye iktidarını korkutuyor haliyle. Alın size metal grevinin yasaklanması bir örnek olsun. Bu tablonun üzerine kalkıp da daha zorba bir sistem inşa etmeye çalışılması tam bir felaket olur.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Bütün toplum heybede

Bütün toplum heybede

Emekçileri bastırmak için grevler yasaklandı. “İç cepheyi tahkim” denilerek her kesimden siyasetçi, gazeteci ve aydına yönelik sabah operasyonları, tutuklamalar ve akılalmaz gerekçelerle açılan davalar sürüyor.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
BİRTEK-SEN Genel Başkanı Mehmet Türkmen sendikacılık yaptığı için tutuklandı.

Evrensel'i Takip Et