Gongunuza demokrasi diyebilir miyim?

Barış AVŞAR

İki muhalif kadın milletvekili tarafından köşeye sıkıştırılan bir iktidar partili vekilin yaşadığı mağduriyeti çok iyi dinledik ve anladık bu hafta. Gerçekten bir mağduriyet bu kadar iyi anlatılabilirdi. Zavallı grup iktidar vekili o kadar itilip kakılmış, o kadar aşağılanmıştı ki onun büyük mağduriyetini gören partisinden vekiller isyan etmiş ve tokmak ile gong ile bu mağduriyeti biraz olsun hafifletmek için ellerinden geleni yapmışlardı…

* Ama işte onlar gördüler ve biz onlardan dinledik yine... Niyeyse artık her yerimizi, her şeyimizi bir güzel izleyip kaydeden kameralar böylesi büyük ve gerçek mağduriyetlerde hep çekim dışı oluveriyor. Bizde görüntü yok yüzden. Olsun yine de mağduriyetlerini anlatmayı iyi bilenler var neyse ki. O kadar iyi anlatıyorlar ki: “O mağduriyeti görünce ben de 4-5 yumruk salladım tabii…” diye mesela, insanın kendisini yumruklamaması çok zor gerçekten…

* Türkiye bir diktatörlüğe falan gitmiyor ama parlamento oturumlarını da halkına izletmiyor işte… O kadar gitmiyor yani… 

* Burada muhalefete de büyük bir rol düşüyor elbette. Demokrasinin iklimi bunca sıcak eserken duruma uygun davranmaları gerekir. Gel gör ki her konuda olduğu gibi bu konuda da Yeni Türkiye’nin gereklerine ayak uyduramayan çok muhalif vekil var. Bırak ayak uydurmayı adam daha ayakta duramıyor yahu! Her durumda nakavt! Aynı hafta içinde hem polisten hem iktidar partisi milletvekilinden dayak yiyerek hastanelik olan muhalefet vekili var. Olmaz ki ama! Sen demokrasinin omuz omuza mücadele gerektiren oyun düzeni içinde en küçük hamlede yerde kalırsan nasıl işletilecek o demokrasi? Sertliklere alışkın olunması lazım... Demokrasinin içinde olan sertlikler çünkü bunlar hep.

* Kabataş görüntülerini de izleyememiştik. Daha doğrusu izledik sonradan da işte o anlatılan görüntüler yoktu. Ama olsun… Onlar görmüşler ve anlatıyorlar halen, üstü çıplak, geri tarafları deri giyimli 70 sapığı ve onların bir biçareyi nasıl mağdur ettiğini. Bizim izlediğimiz görüntülerse elbette ki paralel MOBESE’lerin kayıtlarıymış…

* Paralel MOBESE’ler Üsküdar-Kabataş motorundan inip bebeğinin arabasını iterek ilerleyen ve sonra da kendisini bekleyen eşiyle yürüyüp giden bir kadının arada yaşadığı büyük mağduriyeti yok etmişler. Kadıncağızı o utanç verici saldırıdan sonra sakin sakin bebek arabası iter vaziyette gösterecek kadar işi ilerletmiş bu adi paralel MOBESE’ler bak dikkat edin…

* O yüzden yani MOBESE’nin olması yetmez, onu görmeyi de bilmek gerek. Bilemiyorsanız da anlatılana inanmalısınız… Zorluk çıkarmadan mümkünse…

* İlla da zorluk çıkaracağım diyenler içindi işte bu Meclis kavgasına yol açan iç güvenlik yasası ama işte insana şu caaanım yeni Türkiye’de ağız tadıyla demokrasinin kurallarına, AB’ye, dünyanın demokratik ülkelerine uygun demokratik yasaları bile ağız tadıyla bir çıkarttırmıyorlar ki! 

* Kendi kendini darp eden muhalif kadın vekilleri ve mermere takılıp düşen ama sonra çıkıp saldırıya uğradığını söyleyen erkek muhalif vekilleri olan bir ülkede ileri demokrasinin oturması zor tabii canım...

* Ama bir an önce aydınlatılması gereken bir nokta var. Malum biz MOBESE’nin ardındaki gerçeği göremeyen ileri demokrasi özürlüler için: Bu ‘kadın vekiller kendilerini darp etmişler’ deniliyor ya hani, işte bu nasıl olmuştur yani? Birbirlerine mi vurmuşlardır yoksa az sonra yaratacakları mağduriyeti düşünerek kahredip kendi kendilerini mi dövmüşlerdir? Bir de mermere basıp düşen muhalif vekilin iktidara bu mağduriyeti bir daha yaşatamaması için kendisine Meclis içinde gezinirken takunya giyme zorunluluğu getirilmeyecek midir?

* Hayır yani açıklansın bunlar ki millet de bilsin kendisine ne oyunlar oynandığını…

* Ali İsmail Korkmaz’a dayağın görüntülerini otelciye sildirmeye çalışan polisin kaçırdığı nokta da tam burasıydı işte: Ya sen niye sildirmeyle uğraşıyorsun, çıkart üstünden polis gömleğini gel siyaset gömleğini giy, anlat mağduriyetini kardeşim… 

* İleri demokrasi dediğinin parlamentosundaki gongunda bile kan lekesi olur… Olmazsa olmazımız budur!