22 Şubat 2015 10:45

Herkes aynı dili konuşsaydı dalsız bir ağaç olurduk

Demokrasi ve Barış Konferansı, 21 Şubat Dünya Anadili günü kapsamında 'Çoğulcu ve Katılımcı Demokrasi Bağlamında Anadil' başlığıyla panel düzenledi.

Paylaş

 

Berkay AKKUŞ
Bursa

Demokrasi ve Barış Konferansı, 21 Şubat Dünya Anadili günü kapsamında  'Çoğulcu ve Katılımcı Demokrasi Bağlamında Anadil' başlığıyla panel düzenledi. 

'Çoğulcu ve Katılımcı Demokrasi Bağlamında Anadil' başlığıyla Ördekli Kültür Merkezinde düzenlenen panele Bursalıların ilgisi yoğundu. Moderatörlüğünü Fehim Caculi'nin yaptığı panele Evrensel Gazetesi yazarı Nuray Sancar, öykü yazarı Şafak Pala ile Koç Üniversitesi  Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yar.Doç.Dr. Erdem Yörük panelist olarak katıldı. 21Şubat Dünya Anadil Günü olması sebebiyle düzenlenen panelde anadilin siyasal, politik ve sosyolojik yönleri tartışıldı. 

Panelde İlk sözü alan Evrensel Gazetesi yazarı Nuray Sancar, ulusal dillerin ülkede ve dünyada nasıl geliştiğini anlattı. 19.yy. başında ulus devletlerin ortaya çıkmasıyla iktisadi ve ekonomik birliği ve dil birliğini sağlamak adına çok çeşitli dillerin ve zenginliklerin yok edildiğini vurgulayan Sancar; “Cumhuriyetin kurulmasının ardından Türkçeleştirme politikası da bunlardan bağımsız değildir” dedi. Cumhuriyetin kurulmasının ardından günümüze kadar çıkartılan yasalarla birlikte Kürt, Ermeni ve diğer dillerin yasalar ve uygulamalarla baskı altına alındığına değinen Sancar, şu an faaliyette olan Kürtçe televizyonun açılmasının Kürt halkının mücadelesi bir kazanımı sonucu olduğunu vurguladı. 

RÜYAMI ANLATAMAM

Sancar'ın ardından söz alan yazar Şafak Pala öyküler üzerinden örnekle anlatarak anadil ve ülkemizde yaşanan sorunlara değindi. Çok çeşit dillerin konuşulduğu ancak yok olmayla yüz yüze kalan bir çok dil olduğunu belirten Pala, “Bu diller yok olursa, hikayelerde, masallar, öyküler yok olacaktır. Her dil ayrı bir zenginliktir. Düşünmek gerekir dengbej yazılmasaydı, romeo ve juliet yazılmasaydı, herkes aynı dili konuşsaydı dalsız bir ağaç olurduk” dedi. Ibıhça dilini Türkiye'de yaşatmaya çalışan Teyfik Esenç'den alıntı yapan Pala, 'Geçen gün bir rüya gördüm, ama bu rüyayı size anlatamam, çünkü Ibıhçaydı.' diyerek anadilin önemine vurgu yaptı. 

Panelde son sözü alan Yar.Doç.Dr.Erdem Yörük anadil sorununu sosyolojik boyutlarıyla değerlendirdi. Anadilde eğitimle birlikte gündelik yaşantı açısından da anadilin önemini vurgulayan Yörük, “Kürt halkı yaşam alanlarında kendi dilini konuşmasından dolayı dışlanmış ve yaftalanmıştır. Başka dillere yönelik benzer uygulamalarda toplum hayatına olumsuz cevaplarla dönmektedir, hayatımıza eksi olarak yazılmaktadır” dedi. Panel konuşmacıların sunumlarının ardından katılımcıların katkı ve önerileriyle son buldu. 

ÖNCEKİ HABER

Kürtçe gerekçe gösterilek öğretmenin görevine son verildi

SONRAKİ HABER

Can ve Kaya anıldı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa