1 Mart 2015 04:58

Ateş yanıldı

Yıl 1562. Amerika kıtasında eli İncil’li ve silahlı din adamı Diego de Landa Calderón , İsa’nın dini adına, İsa’dan çok önce dünyaya ayak basmış Maya halkının 8 yüzyıllık tarihinin işlendiği yazıtları, kağıtları birer birer ateşe atarak yok eder.

Ateş yanıldı

Elif GÖRGÜ

Yıl 1562. 

Amerika kıtasında eli İncil’li ve silahlı din adamı Diego de Landa Calderón , İsa’nın dini adına, İsa’dan çok önce dünyaya ayak basmış Maya halkının 8 yüzyıllık tarihinin işlendiği yazıtları, kağıtları birer birer ateşe atarak yok eder. 

Yıl 2015. 

Ortadoğu’da eli Kuran’lı ve silahlı IŞİD’liler, Muhammed’in dini adına, Muhammed’den çok önce dünyaya ayak basmış Asuri/Süryanilerin 2 bin yıllık tarihi eserlerini birer birer parçalayarak yok eder.  
Aradaki yıllarda da boş durmaz kendinden önce ve kendinden farklı olanı yok etmeye yeminli kimi insanlık düşmanları... Yok etmezse el koyar, el koymazsa kaçırır; tarihe kalacak mirasa değil bugün harcanacak paraya dönüştürür tarihi... Olmadı kendi kârlı işinin önünde engel çıkmasın diye yok eder, ki onların bir kısmı ne yazık ki bizim zamanımıza da denk düşmüştür. 

Zamanın Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul’un altından çıkan arkeolojik eserler için “üç beş çanak çömlek Marmaray’ı 4 yıl geciktirdi” diyerek (29 Nisan 2013) üzerlerine ray döşer. 

Zamanın Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, dünyanın sağlam kalmış tek antik ılıcası olan İzmir Bergama’daki Allionoi Antik Kenti için “Roma döneminden kaldığına göre, yıllardır demek ki toprak altında. Birkaç yüzyıl daha toprak altında kalmasının bize göre bir mahsuru yok” diyerek üzerinde baraj inşa eder. 

Aynı zihniyetin müttefiki ABD, 2003’te başlayan işgalleri sırasında Irak’taki binlerce yıllık tarihi eserleri dünyanın öbür tarafına kaçırır. Aynı zihniyetin finansal ve askeri olarak beslediği IŞİD, 2014’te başlayan Irak işgali sırasında Musul’daki Asuri/Süryani eserlerini yok etmeye girişir.

Geçen ay Musul kütüphanesindeki 10 binden fazla kitabı, 700 kadar nadir el yazmasını tıpkı Katolik rahibin 700 yıl önce yaptığı gibi yaktığı gibi yakmışlardı. Bir iki gün önce de Musul’daki Nineveh arkeoloji müzesindeki milattan önce 7. yüzyıldan kalan heykelleri balyozlarla nasıl parçaladığını kaydederek tüm dünyaya izlettirdiler. Ama emek verdiği taşı kırsan, kağıda yazıyor insanlık; kağıdı yaksan türküye işliyor emeğini...miras bırakacak bir yol elbet bulunuyor.

İspanya İç Savaşı sırasında, sonradan diktatör olacak Franco’ya karşı savaşan Cumhuriyetçi askerler, Devrimci Şair Pablo Neruda’nın şiirlerini, çatışmalar yüzünden kağıt bulamayınca terk edilmiş bir manastırda basımevi kurarlar. Bir yandan cephede savaşır bir yandan düşmanın bayraklarını, yaralı askerin kanlı elbiselerini bir değirmende ezer, öğütür ve bir tür kağıt üretirler. Neruda’nın “ilk proleter şiirlerim” dediği “Yürekteki İspanya” kitabını dizerler o kağıda, o kitabın ilk baskısı böyle bir emeğin ürünüdür. İnsanlıktan en çok payını almışların tarihe yazılmasını engellemek Franco’ya bile nasip olmaz işte.

ABD’in düşmanı IŞİD, ABD’den öğrendiği en Hollywoodvari çekim ve propaganda taktiklerini kullanarak, en profesyonel kadrajlarla insanları ve kültürel mirasını yok ettiği görüntüleri yayınlayıp duruyor. Halbuki bin tane Vietnam filmi çeken Hollywood, Vietnam halkının ABD saldırganlığı karşısında yazdığı tarihi bir türlü değiştirememişti. IŞİD’in ABD’nin sinemacılık mirasından öğrenmediği kesin...

Bugün Kobanê’de de insanlık adına not edilecek olan da Arîn adlı bir Kürt kızının bir IŞİD tankının üzerine yazdığı işte... Kobanê’den çekilip Habur’da Süryani köylerine en ağır silahlarla saldırdı IŞİD. Ama oradaki Til Hermiz köyünün tarihini, IŞİD’in silahları değil, halkını korumak için 40 yaşında silahlanmış ve ölürken 4 IŞİD’liyi de beraberinde götüren Asuri kadın savaşçı Vidat’ın cesareti çoktan yazdı bile...

Katolik rahibin, Mayaların tarihini nasıl yaktığını yazan Latin Amerikalı yazar Eduardo Galeano yazısının başlığını “Ateş yanıldı” diye atmış. Kitapları yakarak içindeki yok edeceğini sanan ateş yanılmıştı çünkü. Kitapları yazanlar yüzyıllar önce ölmüş olsalar bile yazdıkları şarkılarla ağızdan ağza, danslarla elden ele, bedenden bedene yaşamayacak mıdır?

Ateş yanılmıştı. IŞİD de yanılıyor. 

Pablo Neruda ise yanılmadı, şöyle yazdı bir özgürlük bir yandan tarihe kağıt dokuyan o genç İspanyolların bastığı kitabına: 

“Bunca yere düşmüşlerden,  
Yenilmez bir hayat doğar:  
Bir tek beden olur,  
Analar, bayraklar, çocuklar,  
Hayat gibi canlı tek bir beden;  
Bir yüz bekler karanlıkları,  
Ölü gözleriyle,  
Kılıcı dopdolu,  
Dünya ümitlerinden...”

Evrensel'i Takip Et