Kobane’den Yunanistan’a Kavganın ilham veren ışıltısı
Yunanistan’a döndüğümüzde, herkesle paylaşma mecburiyeti duyduğumuz tecrübeler, imgeler ve hislerle doluyduk. Her kadın, her erkek ve her çocuk için aynı anda zafer fikri düşüncelerimize hükmetmiş, bizi büyülemişti.
Thania VEZOU
Biz Yunanistanlı bir grup öğretmen ve doktor olarak, 20 Şubat tarihinde sendikal bir kararla Kobaneli sığınmacıların kaldıkları kampları ziyaret etmeye karar verdik. Bizim için, Rojava ve Kobane paradigması, faşizm ve kapitalizm karşıtı mücadelenin ve kadının özgürleşme kavgasının ışıltılı bir örneğidir. Bu şahit olduğumuz sureç, sosyalist perspektifle bir toplumu inşa etmenin adımlarıdır. Bu mücadeleye verilen uluslararası destek ve dayanışma, bizleri de, kendi topraklarını ve özgürlüklerini müdafaa etmek için savaşanlarla tanışmak konusunda motive etti.
Kampı ziyaretimizin ilk anlarından itibaren, kazanmaya yazgılı olan bu insanların gurur ve haysiyeti karşısında eğildik. Bu duyguyu, çocukların gözlerinde, kamptaki kadınların sohbetlerinde, kanton modelini savaşın en yoğun olduğu koşullarda dahi kurmaya çalışan bu mücadeleyi benimseyen herkesin içinde görmek mümkündü. Kamplarda bize gösterilen ve izahı verilen ilk kurumlar, her kampta kurulan okullar, kültür merkezleri, kadın merkezleri olmuştu. Bu bile, bu mücadeleci insanların asla pes etmeyeceğinin işaretiydi. Bizi şaşkına çeviren şeylerden biri de, bugünkü gündelik hayatın temellerinin geçmişteki yaşamlarının üstüne kurulmasıydı.
SURUÇ’UN KALBİNE KARIŞMAK
Böylece, her köşe taşında devlet tarafından terk edilmişliğin izini taşıyan bu yoksul kasabaya, Suruç’un kalbine karışma ve “Suruç nedir?”i betimleme şansı bulmuştuk. Her selamın taşıdığı zafer sembolü ve çocukların coşkulu sesleriyle söylediği her şarkı, her slogan sizi alıp ötelere götürüyordu. Anlıyorduk ki, bu kamplarda asıl önemli olan, mücadelenin haklılığına ve zafere duyulan inançtı.
Kamplarda karşınıza çıkanlar gençler değil. Sadece yarım bırakılmış olanı tamamlamak için özgür kantonlarına dönecekleri günü kendinden emin halde bekleyen anneler ve küçük çocuklar var. Herkes Kobane’nin bir harabeye döndüğünü biliyor. Ancak bu Kobaneli insanların hayal etmelerine engel değil. 16 yaş ve üstü herkes Kobane’de faşist IŞİD’e karşı savaşıyor ve silahsız nüfusun güvenli bir şekilde dönebilmesi için şehri mayınlardan ve bombalardan arındırmaya çalışıyor. Genç kadınlar hem küçük çocuklara öğretmenlik ediyor, hem kendi eğitimlerine devam ediyor, hem de kampların organizasyonuna yardımcı oluyor. Asıl çabaları, çocukların eğitimini, insanların kültürel yaşamlarını ve medeniyetlerini sürdürmelerini sağlamak. Kamplardaki okullara ve kültür merkezlerine de bu mantıkla öncelik verilmiş.
HERKES İÇİN AYNI ANDA ZAFER
Kadının özgürleşmesi, kadının sosyal ve politik sahada hak ve statüsünün gözetilmesi yine en önemli tezlerinden. Bizler için, bu tez, her çeşit sömürüyü silmeyi ve cinsiyet, din, ırk gözetilmeksizin sağlanacak eşitliği hayal etmeyi amaçlamış bir mücadelenin mihenk taşıdır. Kadınların statüsü ve kamp organizasyonundaki kararlı katkıları her köşebaşında kendini ortaya koymakta. Tipik bir hamle olarak değil çok daha değerli bir manada bakılınca, YPG’deki eşit temsil sistemi hepimize ilham olmakla birlikte tüm kadınların referans kapısına dönüşmekte. Bu kadınların bize söyledikleri şu: “Bizim mücadelemiz sadece bir halkın müdafaası ile sınırlı değil. Aksine, dünyadaki her insanı kucaklamayı ve motive etmeyi amaçlamakta!”
Yunanistan’a döndüğümüzde, herkesle paylaşma mecburiyeti duyduğumuz tecrübeler, imgeler ve hislerle doluyduk. Her kadın, her erkek ve her çocuk için aynı anda zafer fikri düşüncelerimize hükmetmiş, bizi büyülemişti. Aynı şekilde, Kürdistan’daki kadın mücadelesi ve özgürleşmesi dünya kadın hareketine örnek teşkil etmekteydi. Tüm bu sebeplerden ötürü, bu mücadeleye karşı kendimizi borçlu ve sorumlu hissediyoruz. And içiyoruz ki, toplumumuzu, iş sahalarımızı, mahallelerimizi ve ülkemizin her karışını, bunun bir insanlık insanlık borcu olduğu inancıyla, kapitalizme, faşizme ve milliyetçiliğe karşı bir savaş açmak için tüm araçlarımız ve tüm gücümüzle her bedeli göze alarak çalışacağız.