Kartal’da kadınlar ‘biz buradayız’ dedi
Patronlara ‘yeter’ demek için greve çıkan kırk bin dokuma işçisi kadının hikâyesini anlatır 8 Mart. Mücadele yolunda yaşamını kaybeden 129 kadın işçinin her birinin hikâyesidir...
Gizem KARATAŞ
Yürüyoruz, yürüyoruz günün aydınlığında
Donuk fabrika bacalarına, yoksul mutfaklara
Çarpıyor sesimiz ve birden parlayan bir ışık gibi ulaşıyor insanlara
Ekmek ve gül! Ekmek ve gül!
Patronlara ‘yeter’ demek için greve çıkan kırk bin dokuma işçisi kadının hikâyesini anlatır 8 Mart. Mücadele yolunda yaşamını kaybeden 129 kadın işçinin her birinin hikâyesidir.
Kapitalist sistemin baskısı altında ezilen emekçi kadınların “ben buradayım” haykırışı bugün de Kartal’da düzenledikleri etkinlikte dillendi. Hepsi mücadele etmenin verdiği güçle gülümsüyordu. Birbirlerine anlatacaklarını türküler söyleyerek paylaştılar. Konuşacak öyle çok şey vardı ki… Şiddetin, tacizin, tecavüzün hayatlarından eksik olmadığından, fabrikalarda emeklerinin sömürülmesinden, aileleri tarafından eve hapsedilmekten, eşitlikçi söylemlerden kaçınan hükümetten, bedenin itibarsızlaştırılmasından söz ettiler. Ve bir arada olmak istediklerini, paylaşmak, daha çok konuşmak istediklerini söylediler.
Kadın ev, çocuk bakımı ve aile tepkisi sebebiyle iş hayatından ya uzak kalıyor ya da ucuz iş gücü, sömürü ve sosyal güvenceden soyutlanmış çalışma hayatının cenderesinde eziliyor. Fabrikalarda patronların, evlerde ailelerin sömürüsüne maruz kalan kadınlar konuşuyordu. Saatlerce çalıştıktan sonra emeğinin karşılığını alamamak, gün içinde kendilerine ve ailelerine zaman ayıramamak büyük sorun. Çalışan kadınlar için eve hapsedilmiş kadınlar için olduğu kadar zor sosyal yaşama katılmak.
Onlar anneydi; çocukları için parasız, bilimsel, demokratik, ana dilde eğitim istiyorlardı. Çoğu hayat şartları sebebiyle çalışmak zorundaydı. Fakat çocuklarını bırakacak kreş yoktu, olana da aldıkları asgari ücret yetmiyordu. Çalışma saatleri de öyle uzun ve ağırdı ki çocuklarının büyüdüklerine tanık olamıyordu anneler.
Çocukları için, kendileri için mücadele etmek istiyordu her biri. Bedenlerinin üzerindeki el çekilsin istiyorlardı. Şiirlerde yer alsın istiyorlardı isimleri. Bunun için şiirleri ile katıldılar etkinliğimize.
8 Mart’ı karşılarken 1 Mart’taki etkinlikte buluşan kadınlar, neler yapabileceklerini konuştular. Kadınların bir araya gelmesi için bu tür etkinliklerin öneminden bahsedildi. Paneller, forumlar ve toplantılarda hem bilgilenmek hem de söylemek istediklerini dillendirmek istiyorlardı. Bir kadın arkadaşımız 8 Mart için: “8 Mart bir insanlık günüdür. Kadın mücadelesini anmamız gereken bir gündür. Bireysel mücadele ile yalnızca kendi sorunlarımızın üstesinden gelmeye çalışıyoruz. Oysa karşılıklı deneyimlerimizi paylaşarak sorunlarımıza çözümlerimizi daha kolay buluruz” diyordu. Kadınlar bir araya gelmenin mücadeleyi büyütmek için ne kadar önemli olduğunun farkındaydı.