08 Mart 2015 15:06

Dayanışma hep yanıbaşımızda olsun

8 Mart 1857’de Amerika’nın New York kentinde, dokuma işçisi binlerce kadının mücadelesinin üzerine ne direngen kadın hikayeleri, direnişleri, mücadeleleri birikti. Dünyanın her yerinde kadın mücadelesinin kazanımları biz kadınların dayanışmasını güçlendirdi, umut oldu...

Paylaş

8 Mart 1857’de Amerika’nın New York kentinde, dokuma işçisi binlerce kadının mücadelesinin üzerine ne direngen kadın hikayeleri, direnişleri, mücadeleleri birikti. Dünyanın her yerinde kadın mücadelesinin kazanımları biz kadınların dayanışmasını güçlendirdi, umut oldu.
Yaşadıklarımız, biriktirdiklerimiz sadece mücadele ve zaferler olmadı elbette. Aklımızda katledilen, sendikaya üye olduğu için işten atılan ya da fabrikalarda, işyerlerinde ağır koşullara direnen kadınları da biriktirdik.
Yan yana gelmeye ne kadar ihtiyacımız olduğunu hiçbir zaman unutmasak da, bize yeniden hatırlatan yeni bir 8 Mart daha geldi. Dünya kadınlarının birlik, dayanışma diye yan yana geldiği, isyanını ağız dolusu haykırdığı gün. Hayatımızdan çalan, geleceğimizi alan ne varsa bir avazda karşı çıktığımız gün. Kendimizi bildiğimiz o ilk günden başlayarak kadınlık hallerimizi, biriktirdiklerimizi, hatırladıklarımızı konuşmak, anlatmak, yazmak için oluşturduğumuz kürsümüzü her gün kurmanın ne kadar gerekli olduğunu tartıştığımız günler...
Her gün binbir korkuyla çıktığımız yollardan birinde “acaba” ünlemi aklımızdayken haberini aldığımız Özgecanımız, Ayşemiz, Deryamız daha binlerce kızkardeşimiz... Kadın yaşamımızda ne kadar yakındı ölüm, taciz, tecavüz... Görmezlikten gelerek kurtulacağımız şey değildi.  
Söylenen bin türlü yalana, mahkemelerde alınan her türlü cinsiyetçi karara, ne giyip giymeyeceğimize, kaç çocuktan tutalım da kimlerin bakımını üstleneceğimize kadar karışan her türlü devlet/hükümet yetkilisine, kendini bilmez “fetva”cılara sözümüz ortaktı; Artık yeter!
Mart’ın 8’inden gayrı 21’i var bir de... Newroz şarkılarını birlikte söylemedikçe, birlikte halay çekilmedikçe, aynı ateşin üzerinden atlamadıkça elele, bahar da, kardeşlik de, barış da gelmeyecek biliriz.

***
Bu sayımızda hep birlikte aynı düşü görüyoruz. ”Bir düşümüz var” diyoruz, ama elbette gerçek olsun diye. Kadınların birlik ve dayanışmasıyla kurulacak yeni bir dünyaya dönüyoruz yüzümüzü… Ekmek ve Gül bir yol başlangıcı kursun istedik, gerisi bütün kadınlara ait olan...
Hayal kadar uzak gibi görünen taleplerimiz; eşitlik, adalet, barış, şiddetsiz ve sömüsürüsüz bir dünya; aslında biz istesek elle tutulacak kadar yakın diyoruz. Ne dersiniz? Dergimizin sayfalarını okudukça siz de “öyle çok da zor değil” diyeceksiniz, eminiz.
Kimi hayalinde yanına aldı arkadaşlarını, rahatça oturdular istedikleri yerde, istedikleri saatte, istediklerini giyinip, ağız dolusu kahkahalarını attılar hep birlikte. Yaşı öyle 14 değil 20-25 yaşında; servisi var, güvenliği alınmış, çocuğu olsa da kreş derdi yok. E adalet olmasa olur mu? “Adalet sistemi içinde söz sahibi olmak istemez misiniz?” diye soruyor hayalini kuranımız.
Hayal etmeye de var etmeye de ne kadar ihtiyacımız olduğunu kadın işçilerden okuyacaksınız. 15 yıl boyunca Gebze Artemis fabrikasında çalışan kadının sabahın erken saatinde başlayan işinden geriye kalan yaşamında kendini evin hizmetçisi gibi hissetmesini. İstanbul Deri Organize Sanayi Bölgesi’nde çalışan, Leke’de ve otelde çalışan kadınların mektuplarıyla kurduğumuz hayali nasıl onayladıklarını okuyacaksınız.
Oyuncu Patricia Arquette’in konuşmasında “Ödülümü, bu ülkede vergisini veren herkese ve her vatandaşı doğuran tüm kadınlara adıyorum. Herkese eşit hak için mücadele ettik. Şimdi ücret eşitliği için mücadele etme zamanı” sözlerinin dayanışmanın bütün dünya kadınları için aynı şey olduğunu göreceksiniz.  
Tarih sayfamızda hala hesabı verilmemiş bir gerçeklikle yüzleştireceğiz sizi. İrlanda’da Magdalen Çamaşırhaneleri’nde zorunlu çalıştırılan kadınlarlar...
Bir de Ankara’dan, Aydından, Kartal’dan Tuzla’dan, Bursa’dan yan yana gelen, birlikte olmanın güçlendirdiği kadınları okuyacaksınız.

***
Haydi kadınlar hayatı, toz bulutu halinden kurtarıp rengarenk yapmak için ele ele verelim. Daha çok umudu biriktirdiğimiz aylar olsun önümüzdeki aylar. Umudun, dayanışmanın hep yanı başımızda olduğu günler diliyoruz.
Bu umudu ortaklaştırdığımız Ekmek ve Gül dergimizi 4 Nisan’da gazeteniz Evrensel’le birlikte almayı unutmayın!

ÖNCEKİ HABER

8 Mart’la güçlüyüz 8 Mart kadar güçlüyüz

SONRAKİ HABER

Kobanê sınırını geçerken mayına basan 2 yurttaş yaşamını yitirdi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa