10 Mart 2015 00:27

Yabancı, ranta da kâra da doymadı

TMMOB Makina Mühendisleri Odası tarafından hazırlanan 'Sanayinin Sorunları ve Analizleri' araştırmalarının dördüncüsünde yabancı sermaye ele alındı.

Paylaş

2003 sonrasında, önceki on yıllardan çok farklı olarak büyük bir artış gösteren yabancı sermaye girişi Türkiye’de ranta da geldi kâra da. Yılda ortalama 41 milyar dolarlık bir yabancı kaynak girişi ekonomik büyümenin de ana rüzgarı olurken söz konusu sermaye birçok sektöre dağıldı.
TMMOB Makina Mühendisleri Odası tarafından hazırlanan “Sanayinin Sorunları ve Analizleri” araştırmalarının dördüncüsünde yabancı sermaye ele alındı. Raporda dış kaynak girişinin, “borç yaratan sermaye” girişi olarak Türkiye’nin dış borç stokunu milli gelirinin yüzde 50’sine, 400 milyar dolara kadar çıkardığı belirtildi.
Rapoda, AKP’nin iktidara gelmesiyle birlikte Türkiye’nin dışa bağımlılığının arttığı ve bunun doğal bir sonucu olarak da önceki yıllara oranla yabancı kaynak girişinin büyük bir artış gösterdiğine dikkat çekildi. Uygulanan politikalarla birlikte Türkiye ekonomisinde büyüme, iç tasarruf gücünün yitirildiği oranda dış tasarruflara daha muhtaç hale geldiği vurgulandı. Şu tespite yer verildi: “Dış dünyadan gelen yabancı kaynağın niteliği ise yeni yatırım yapan, teknoloji geliştiren, istihdam yaratan, ihracat yapan, döviz kazandıran türden değil, borç yaratan, tasarruf sağlamayan yatırımlar şeklindedir.” 

HANGİ ALANLARA GELDİ?
AKP döneminde hızlanan yabancı kaynak girişlerinin yöneldiği yatırım alanlarını ve bu alanların istihdam, üretim sonuçlarını inceleyen rapora göre, 2003–2014 döneminde yılda ortalama 10 milyar dolara yakın doğrudan yabancı sermaye yatırımı girişi gerçekleşti. Ancak doğrudan yabancı sermaye girişleri yüzde 22 oranında imalat sanayisini tercih ederken finans sektörüne yönelişi yüzde 37’yi buldu. Bilişim-haberleşme, ticaret, inşaat-gayrimenkul yabancıların diğer yatırım tercihleri oldu. 
İmalat sanayiine gelen yabancı sermayenin de daha çok iç pazara dönük gıda-içki-tütün, kimya, bilgisayar, elektrikli, elektronik cihaz sektörlerine yöneldikleri görüldü. Yabancıların borsada mülkiyetlerinde tuttukları hisse senetlerinin bileşimi de benzer bir yapı göstermekte, 2014 sonunda 62 milyar doları bulan yabancı portföylerinin yarısını finans sektörünün, ancak dörtte birini ise sanayi şirketlerinin hisse senetlerinin oluşturduğu görüldü.

ÖZELLEŞTİRMEDEN DE PAY ALDILAR
Yabancı sermayenin sektörel dağılımı üzerine İktisatçı Mustafa Sönmez tarafından hazırlanan raporda şu tespitler yer aldı: Bu tercihte, yabancıların sektörel kârlılığa önem verdikleri açıktır. Bekleneceği gibi, doğrudan yabancı sermaye yatırımı için sektör seçiminde de, hisse senedi tercihlerinde de kâr oranı yüksek finans, ticaret, bilişim, hatta inşaat-gayrimenkul alt sektörleri yabancıların tercihi olmuştur. Döviz kazandırma kapasiteleri düşük olan bu sektörlere yabancılar iç piyasa kazançlarını çoğaltmak için ilgi göstermiş, sanayide döviz kazandıran,  ihracata dönük alt sektörler yerine, daha çok iç pazara dönük sektörleri, avantajlı özelleştirmeleri tercih etmişlerdir.” (İstanbul/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

İZSU işçileri, yasaları ve seçimleri tartıştı

SONRAKİ HABER

230 bin karşılıksız çek dosyası Yargıtayda

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa