21 Mart 2015 14:32

Erdal İMREK

Herkesin gözünü, kulağını çevirdiği Diyarbakır Newrozu bu sene de büyük bir coşku ve kalabalıkla tamamlandı.

2013’te Abdullah Öcalan’ın yeni bir dönemi başlatan mesajından bu yana sadece Diyarbakırlıların, sadece Kürtlerin değil bütün Türkiye’nin dikkat kesildiği Diyarbakır Newrozu için sabah erken saatlerde bindiğimiz otobüste gerilla marşları, Kobanê, YPG/YPJ şarkıları söyleniyor.

Newroz alanına yakın bir yerde duran otobüsten inip seyyar satıcılarla dolu, bir panayırı andıran yol boyunca biraz çamura bulanarak yürüyoruz.

Diyarbakır’da günlerdir yağan yağmur şimdilik görünürde yok. Alana vardığımızda sabah erken saatlerden itibaren alanı doldurmaya başlayan on binlerce kişi. Her tarafta Abdullah Öcalan, PKK, YPG, YPJ, KJA, YDG-H flamaları. Kobanê’de yaşamını yitirenlerin fotoğrafları. Sahneden yükselen müzik eşliğinde slogan atan, halaya duran kalabalık gittikçe büyüyor, büyüyor.

Muazzam bir coşku yine. Sahne alan sanatçıların şarkılarıyla birlikte Newroz alanı adeta sarı, yeşil, kırmızıya bürünüyor. Her sene olur, biliyoruz ama bu kadar erken beklemiyoruz; birden bariyerleri yıkıp sahneye koşuyor on binlerce kişi. Adım atacak yer yok.

Biraz sonra şiddetli bir yağmur bastırıyor. Sayıya dair söylenti çok; 1 milyon diyen de var, 3 milyon diyen de. Kesin olan muazzam bir kalabalığın yine barış ve özgürlük sloganlarıyla bu alanı doldurduğu. Büyük, çok büyük bir kalabalık. Tıpkı Suruç Newroz’unda olduğu gibi Diyarbakır’da da sahne alan Mezopotamya Kültür Merkezi (MKM) Korosu, Venceremos’tan, Enternasyonal’e dünya devrim şarkılarını seslendiriyor.

Coşku büyüyor. Cizre’den yola çıkıp, Diyarbakır’a ulaşan ‘Öcalan’a özgürlük’ yürüyüşçülerinin sahneye çıkışı tezahüratı, coşkuyu katlıyor.

24 ülkeden konukların, bin civarında gazetecinin katıldığı bu Newroz’un temel sloganı ‘Yeter artık, Önder Öcalan’a özgürlük.’ Tüm konuşmalar, sloganlar bu yönde. Her yan Kobanê’ye dair pankartlarla dolu. Bir kişi elinde ‘Dağlar, insanlar ve hatta ölüm bile yorulduysa şimdi en güzel şiir barıştır’ yazılı bir dövizle dolaşıyor ortalıkta.

Devletin yasağı da neymiş; herkeste şal û şepik, puşi... Devletin yasak listesindeki tüm bayraklar, sloganlar burada. Koca halk nasıl yasaklansın. Öle öle ‘yasaklar’ manasız kılınmadı mı!

Şiddetle yağmasına çok da aldıran yok ya birazdan diniyor yağmur. Bayrakların indiği, sloganların sustuğu yok. Ve nihayet herkesin beklediği an. Abdullah Öcalan’ın mektubunun okunacağı anonsuyla birlikte dalgalanıyor bütün alan. Pervin Buldan’ın Kürtçe okuduğu mesajın ardından, Sırrı Süreyya Önder coşkulu tezahüratlarla Öcalan’ın mesajını Türkçe iletmek üzere mikrofonu alıyor. Öcalan’ın ‘Kapitalist emperyalizmin dayattığı neo liberal politikaların yol açtığı krizden, acımasız kimlik savaşlarından’ söz ettiği mesajı sessizlik içinde; özgürlük, eşitlik sözleri duyulduğunda alkış ve sloganlar, IŞİD ismi duyulunca yuhalamalarla dinleniyor. Sonra yine sessizlik.

Dolmabahçe’de Hükümet yetkilileri ve HDP Heyeti’nin yaptığı ortak açıklamada dile getirilen 10 maddeye güçlü bir vurgu yapan Öcalan mesajında, AKP yetkilileri ve yazarlarının propaganda ettiğinin tersine, Kandil’in açıklamalarına oldukça uyumlu ifadeler dile getiriyor. ‘onurlu barış için yürütülen mücadelenin tarihi bir eşikte olduğunu’ belirterek, 10 madde temelinde yeni bir süreci işaret ediyor. ‘Öcalan istiyor ama PKK silah bırakmıyor’ çarpıtmasına noktayı da koyuyor Öcalan; “İlkelerde mutabakat oluşmasıyla birlikte PKK’nin Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı silahlı olan mücadeleyi sonlandıracak bir kongre” çağrısı yapıyor. Bu vurgu, HDP-Hükümet ortak açıklamasından sonra alevlenen ‘Silah bırakma kongresi’ne dair Kandil ve Öcalan arasındaki irade birliğine de işaret ediyor ve AKP’nin planlarını bir kez daha suya düşürüyor. ‘Özgür ve eşit Anayasal yurttaşlık, demokratik kimlik, demokratik toplum, barış içinde kardeşçe yaşam’ vurguları büyük coşkuyla selamlanıyor alanı dolduranlar tarafından. Alanın çoğu genç ve kadın. Öcalan onlara sesleniyor; Özgürlük ve eşitlik mücadelesinde daha aktif katılın.

Mesajın ardından katlanan coşku, adım dahi atmanın mümkün olmadığı alanın her bir yanına yayılıyor. Yağmur hepten dinmiş, güneş koca Newroz alanını dolduranların yüzlerine yayılmaya başlamış. Kürtler Suruç’ta Kobanê sınırında güçlü biçimde dile getirdikleri ‘ortak yaşam’ vurgusunu Amed Newroz’unda daha güçlü biçimde tekrarlıyor. ‘Ortak yaşam, birlikte demokratik bir gelecek’ diyor memleketin batısına, Ortadoğu’ya ve dahi tüm dünyaya. ‘Birlikte yaşam ama mutlaka eşit, mutlaka özgür bir yaşam. Başkası mümkün değil’ diyor yüksek sesle.

Evrensel'i Takip Et