Dünya barışın ve sevginin sahnesi olsun
Kültür Sanat-Sen 27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü'nde yaptığı açıklamada, bütün dünyanın barışın ve sevginin başrolde olduğu bir sahne olmasını diledi.
Kültür Sanat-Sen 27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü'nde yaptığı açıklamada, bütün dünyanın barışın ve sevginin başrolde olduğu bir sahne olmasını diledi.
Türkiye’de eğitimden sağlığa her alanda yozlaşmanın ve gericileşmenin ivme kazandığı bir dönemde sanatın ve kültürel değerlerin öneminin daha da arttığı belirtilen açıklamada, sanatın sansür, baskı ve rant ile mücadele ederken, sanatın üretildiği yapıların ise halka hizmet vermelerinin engellendiği, ya alışveriş merkezine ya da karakola dönüştürüldüğü ifade edildi. Açıklamada, “Örneğin, kültürel miras değeri taşıyan Atatürk Kültür Merkezi, 2008 yılından bu yana tek bir çivi dahi çakılmadan akıbetinin ne olacağını beklemektedir. Bu nedenle, sendikamız, demokratik kitle örgütleriyle birlikte AKM’yi gündeme getirmek için 'AKM’deyiz İnisiyatifi' adı altında bir oluşum başlatmıştır ve 27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü’nde yine bir dizi meslek örgütü ve sivil toplum kuruluşu ile birlikte Çağlayan Adliyesi’nde basın açıklaması yaparak 'AKM’yi istiyoruz' diyecektir” ifadelerine yer verildi.
SANATTA KADROLU GÜVENCELİ İSTİHDAM
Dünya Tiyatrolar Günü nedeniyle sanatın özerk kimliğinin korunmasına ve sanat emekçilerinin sosyal ve ekonomi haklarına ilişkin taleplerin de sıralandığı açıklamada, Sanat kurumlarının yasalarına dokunulmaması ve sanatı baskı altına alacak tüm girişimlerin gündeme getirilmemesi istendi. Özel tiyatroların yaşamasını sağlayacak sağlıklı destek mekanizmalarının kurulması gerektiğibelirtilen açıklamada, “Devlet Tiyatrolarında, Devlet Opera ve Balesinde ve Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü’ne bağlı Senfoni Orkestraları, Koro ve Dans Topluluklarında çalışan sanatçı, teknik personel ve memurların özlük, mali ve sosyal haklarına ilişkin sorunlar çözülmelidir” denildi. Açıklamada, sanat mekânları, ivedilikle halkın sanatla buluşacağı mekânlar olarak hizmete açılması ve yasal dayanağı bulunmayan performansa dayalı çalışma sistemine son verilerek kadrolu, iş güvenceli, sendikalı istihdam biçiminin benimsenmesi gerektiği ifade edildi. (Ankara/EVRENSEL)