'Çocuk gelin'lere ‘Yakından Bakmak’
Çocuk Gelinler Proje Koordinatörü Özlem Başdoğan, çocuk gelinler sorununu, nasıl çalışmalar yürüttüklerini, erken evliliklerin nasıl önlenebileceğine gazetemize anlattı. Çocuk gelinler meselesine farkındalık yaratmanın önemine dikkat çeken Başdoğan, “Maalesef Türkiye’de halen konusu ‘Çocuk evlilikleriyle ilgili ne durumdayız?’ olan tek bir araştırma yok” diyor.
Ekin SALTIK
Derya KAYA
Ankara
Uçan Süpürge Kadın İletişim ve Araştırma Derneği çocuk gelinler sorununa ilişkin yürüttüğü çalışmalarda 10 yılı geride bıraktı. 10 yıldır devam ettirdikleri Çocuk Gelinler Projesi çalışmalarını Kanada Büyükelçiliği’nin desteğiyle ‘Yakından Bakmak’ kitabında toplayan Uçan Süpürge, geçtiğimiz günlerde kitabın tanıtımını gerçekleştirdi. Bir araya geldiğimiz Çocuk Gelinler Proje Koordinatörü Özlem Başdoğan, çocuk gelinler sorununu, nasıl çalışmalar yürüttüklerini, erken evliliklerin nasıl önlenebileceğine gazetemize anlattı. Çocuk gelinler meselesine farkındalık yaratmanın önemine dikkat çeken Başdoğan, “Maalesef Türkiye’de halen konusu ‘Çocuk evlilikleriyle ilgili ne durumdayız?’ olan tek bir araştırma yok” diyor.
Uçan Süpürge Çocuk Gelinler Projesi 10 yılı geride bıraktı; 10 yıl dile kolay, uzun bir zaman... Bu proje nasıl başladı, anlatır mısınız biraz?
10 yıl hakikaten bir konu ile ilgili çalışabilmek adına uzun bir zaman. Uçan Süpürge 1996 yılında kurulmuş bir kadın örgütü ve kurumsal ömrünün yarısını bu konu hakkında çalışarak geçirdi. Uçan Süpürge Çocuk Gelinler Projesi’ne başladığında yeni kurulmuş bir dernek değildi. Çalışmaları vardı, kadınlarla sahada iç içe olan bir dernekti. Film festivalini devam ettiren bir dernekti. Çok fazla kadınla sahada olunca duyulan, görülen şeyler de oluyor. Uçan Süpürge Ankara’da olan başka yerde olmayan bir dernek ama çalışmaları sadece Ankara’yla ve çevresiyle sınırlı değil. Uçan Süpürge’nin kuruluşundan beri çok önem verdiği bir mesele var ki bu da kadınların örgütlenmesini teşvik etmek. Yaptığı çalışmalarda buna öncelik veriyor. Sahada kadınlarla birlikte çalışmalar yürüttüğünde duyduğun en önemli şeylerden biri de erken yaşta evlilikler oluyor. ‘Küçük yaşta evlendim’ ya da ‘Yakınımda küçük yaşta evlenen biliyorum’ gibi şeyler duyunca özel dikkat vermemiz gereken bir grup var diye düşündük. Erken evliliklerin kız çocuklarının hayatlarına ne derece olumsuz tesirler yaptığını, onlardaki potansiyelin kullanılamadığını gözlemleyerek “Biz ne yapabiliriz?” diye soruyor Uçan Süpürge. O günlerden temellerini attığı önemli şeylerden birincisi farkındalık yaratmak; ikincisi ise yerel, ulusal düzeyde ve uluslararası arenada bunun savunuculuğunu gerçekleştirmek. Temel anlamda bu iki şey ve bununla birlikte konuya özel yasaların bu işin engellenmesine yönelik olarak geliştirilmesi; ilgili kurumların bu anlamda göreve çağrılması; bilgi ve deneyimlerden de yararlanarak neler yapılabileceği ile ilgili kurumları yönlendirmek bizim açımızdan önemli.
FARKINDALIK YARATMAK; KLİŞE AMA ÖNEMLİ SÖZCÜK
Neler yapıyorsunuz?
Uçan Süpürge bununla ilgili görsel malzeme üretiyor, film festivalinden gelen deneyimiyle filmler üretiyor. İlleri gezmeyi hiç bırakmıyor. 54 ilin tamamında, konu ile ilgili üretilen filmler gösteriliyor. Söyleşiler gerçekleşiyor. Uluslararası temaslar devam ettiriliyor. Özetle erken evlilikler sorununun görünür olmasını sağlamaya çalışmak, özellikle de kız çocukları üzerindeki olumsuz etkilerini anlatmak açısından önemli. Farkındalık yaratmak çok klişe bir sözcük olarak gelebilir ancak önemli bir kelime bizim için.
Erken yaşta evlendirilmenin nedenleri neler?
Türkiye’de de, dünyanın birçok yerinde de hemen hemen aynı özellikler gösteriyor. Çok farklı sapmalar yaşanmıyor. Birinci neden ekonomik sebepler. Savaş durumları, belli bölgelerde karışıklık durumları, göç, eğitim sisteminin durumu. Çocuk, eğitim sisteminin içinde mi dışında mı? Eğitim hem belirleyici hem de sonuç olarak kendini gösteriyor. Gelenek ve görenekleri de unutmamak gerekiyor. İnsanların o güne değin hayatlarında yer verdikleri, doğru olduklarını düşündükleri inanışlar, kültürel pratikler de son derece önemli.
DERDİ ERKEN EVLİLİK OLAN ARAŞTIRMA YOK
Türkiye’de çocuk gelinlerle ilgili herhangi bir orandan bahsedebilir miyiz?
TÜİK’in araştırmaları var. Diğer yandan kadına yönelik şiddet araştırmalarının bir kısmının içerisine serpilmiş sorularla yapılmış araştırmalar var. Maalesef Türkiye’de halen konusu “Çocuk evlilikleriyle ilgili ne durumdayız?” olan tek bir araştırma yok. Bu yüzden detaylı bir şekilde görmek de mümkün olmuyor. Diğer yandan zamanlama ve buna bağlı olarak alacağınız tedbirler önemli. Evlilik olmadan önce, evlilik esnasında yapılabilecekler var ve evlilik gerçekleştikten sonra alınabilecek tedbirler var. En önemli olanı da evlilik olmadan önce yapılan çalışmalar. Mesela TÜİK’in 2013 yılında “İstatistiklerle Çocuk” araştırması var. Çocukların demografik özellikleri ve çocuk evlilikleri sadece bir bölüm olarak geçiyor. “İstatistiklerle çocuk” deyince çok genel bir şey. Elimizdeki verilere göre, 2013 yılında 37 bin 481 çocuk evliliği sayısının 20 bin 497’si 16-17 yaş arasında gerçekleşmiş ve burada damatla yaş farkı 6-10 arası. Daha küçük yaşta evlendirilenler, resmi kuruma ya da hastaneye intikal etmeden evlendirilenler var. Bu yüzden buna ne kadar güvenebiliriz, bir sorun.
2007 yılında 16-17 yaş arasında kız çocuk evlenme oranı yüzde 1.95 iken 2013 geldiğimizde 1.45’e düştüğünü görüyoruz. Şimdi bu oran neden düştü? Kız çocuk evlenmekten mi vazgeçti ya da yasal olarak anlaşılmasın diye hiçbir şekilde yasal mercilere başvurulmuyor mu? Ya da artık yaş büyütmüyor, mahkeme izni olmadan evlilik gerçekleşiyor mu? Dolayısıyla burada sorulacak çok soru var. Düştü derken neye göre kime göre düştü? Araştırma istatistik çok önemli ama doğru sorularla. Bu konu bitmeyen ve kolay bitmeyecek bir çalışma. Birkaç 10 yıl daha kitaplar yapacağız gibi duruyor.
TEK BİR HİKÂYE YOK, SAHA ARAŞTIRMASI ÖNEMLİ
Erken yaşta evliliklerin engellenmesi için nasıl tedbirler alınabilir?
Her şeyden önce bunun tek bir reçetesi yok. Elbette belli birtakım çözümler var. Mesela kız çocukları eğitim sisteminin içinde kalırlarsa evlilik yaşının yükseldiğine işaret eden çalışmalar var. Bu anlamda eğitim sisteminin içinde kalması okuluna devam ediyor olması önemli. Bununla ilgili tedbirler alınabilir. Diğer yandan “Tedbirler nedir, ne yapılabilir?” bu büyük bir soru. Tek bir çocuk evliliği tipi yok. Tek bir hikâye de yok. Uçan Süpürge’nin yönetim kurulu üyesi, kurucusu ve gönüllüsü Prof. Dr. Yıldız Ecevit “Bu karmaşık, sosyal bir sorun” diyor. Saha araştırması çok önemli, tipleri görebilmemiz çok önemli. Çok farklı nedenlerle cereyan eden evlilikler var. Sizin elinizdeki bilgi ne kadar sağlıklı olursa, gerçek hikâyeyle örtüşen hizmet, politika ve tedbirlerin geliştirilmesi de o kadar mümkün. Ciddi anlamda mali ve insan kaynağınız olmalı. Diğer yandan bütün bunların politikada yansımasını yaratmak, politika üreticilerde, kanun yapıcılarda yansımasını yaratmak da önemli... Kadın örgütleri olarak elbette bunun içinde olmalıyız, ilgilileri bir araya getirmeli, örgütlenmeyi teşvik etmeliyiz.
İNGİLTERE ÖRNEĞİ: ERKEN EVLİLİKLER BİRİMİ
Ya dünya genelindeki çalışmalar?
Dünyadaki çalışmalara baktığımızda gördüğümüz şey, “Olmadan önce engelleyici çalışmaların nasıl yapılacağı.” Gerçekten bu işle ilgili ciddi bir adım atmak istiyorsanız hem hikâyeyi iyi bilmek durumundasınız, hem de müdahalenin anını bilmek durumundasınız. Mesela İngiltere’de erken evliliklerin engellenmesiyle ilgili bakanlık içerisinde bir birim var. Adı da konmuş “Erken Evlilikler Birimi.” İnanılmaz güzel rehberleri var. Bu rehberler böyle bir gecede üretilmiyor. Bunu yapmak için önce bunun araştırmalarını yapıyorlar, durumlarını tespit ediyorlar. Mesela “Engelleyici tedbirler nelerdir?” Koca koca yazmışlar. “Olmadan hemen evvel ya da ciddi bir akut durum varsa yapılacak şeyler neler; bir öğretmen böyle bir durumla karşılaştı ne yapacak, doktor böyle bir durumla karşılaştı ne yapacak, artı kız çocuğu destekli yapılacak şeyler neler?” Bunlar ayrıntılı olarak yazılmış. Bunlar ilham verici çalışmalar.
OLUMSUZ SONUÇLAR ÜZERİNDEN ETKİLİ BİR DİYALOG
Çocuk gelinlerin ruhsal ve fiziksel olarak yaşadığı sorunlar neler?
Daha kendini gerçekleyemeden, oluşturamadan, kendi potansiyelinin bu anlamda farkına varıp kullanamadan, böyle bir evlilik tecrübesi yaşayan çocuk, eğitim sisteminin içinde yer alamıyor. Bir iş, bir meslek edinmeyle ilgili hayaller, kendi ayaklarının üzerinde durabilme, kendi geleceğini, kendi istediği şekilde inşa edebilme becerileri yavaş yavaş ondan uzaklaşıyor. Ya da bu riski yaşaması başka bir kız çocuğuna göre daha fazla. Keza erken yaşta gebelik, cinsel ilişki hayatlarına giriyor. Bununla birlikte ister istemez sağlıkla ilgili ciddi sorunlar yaşama riskleri de artıyor. Psikolojik anlamda daha kendisi çocukken, gelişimine devam ediyorken, fiziken ve ruhen bir bebek sahibi olduğunu düşünün. Bu defa ona bir şeyler aktarmaya çalışıyor ama o da olmuyor. Şiddet görme riskleri daha fazla, haklarını bilmiyorlar, bilse bile kullanamıyor, savunamıyor. Hele damatla yaş farkı arttıkça şiddet riski çok daha fazla artıyor. O yüzden bunların her birisini o bölgeye, o kortekse özgü olarak anlamak çok önemli. Kimseyi yoktan yere rencide ederek değil, yargılamadan olumsuz sonuçlar üzerinden konuşmak önemli. Kültür, gelenek-görenekler son derece önemli. Birçok insan bunu doğru gördüğü için bu şekilde yapıyor. Onlara gidip bir gecede “Bakın bu yanlıştır” diyemezsiniz. Onlarla etkili bir diyalogla, onları anlamaya çalışıp daha sonra oraya konuyla ilgili hizmetlerin gitmesini sağlayabilirsiniz. Çok kolay bir konu değil. Ama ne kadar çoksak, ne kadar bununla ilgili bunun olmaması gerektiğini düşünen kurum ve kuruluşla birlikte çalışıyorsak, o kadar güçleniriz.