29 Mart 2015 02:52

‘Türkiye’de tecavüz eden erkek yoktur’

Adalet terazisi erkeklerde ve kadınlarda nasıl farklı ölçtüğünü yine gösterdi. Kadınlar açısından şaşıracak bir durum yok. Cezaevleri kendilerini para karşılığında başka erkeklerle beraber olmaya zorlayan, onlara dışkı yediren, döven, bedenini sömüren, türlü cinsel şiddet ve istismara maruz bırakan erkekleri öldüren müebbetlik kadınlarla dolu. Sokaklar ise karılarını çantasında doğum kontrol hapı taşıdığı, telefonla başka erkekle konuştuğu, kendisinden boşanmak istediği gibi türlü nedenlerle öldüren özgür erkeklerle.

Paylaş

Sibel HÜRTAŞ*

Son on yılda, basında yer alan tecavüz davalarını tek tek incelemeye kalksak, ulaşacağımız sonuç şu olacak: Türkiye’de tecavüz eden erkek yoktur.
 Ama yüzlerce sevgili olup da doğru düzgün sevişmeyi beceremeyen ve bu nedenle birilerini tecavüzle suçlayan yetişkin kadın vardır.
Kahkaha atarak, etek giyinerek, sesini inceleterek, saçını savurarak, topuklu ayakkabı ile gezerek erkekleri taciz eden genç kızlar vardır.
Rızayla ilişkiye girip sonradan tecavüz iftirası atanlar, çoklukla fuhuş yapıp parasını alamayanlar vardır.
Bir de koca gövdeli adamlara direnmeyen! kız çocukları.
Son olarak da sesini duyuramayan ölü kadınlar…
Mardin’de aralarında kamu görevlilerinin de bulunduğu N.Ç’nin aslında fuhuş yaptığına inanan, Karaman’da 8 kişinin tecavüz ettiği Z.C’ye “niye direnmedin o zaman rızan vardı” diyen, “tayt, mini etek giydi tahrik oldum” diyen tecavüz sanıklarına indirimler uygulayan, tecavüzcüsünü öldüren Nevin Yıldırım’a “siz aslında sevgiliymişsiniz” diyen hakimler var bu ülkede çünkü.
Ve ne olursa olsun fikirlerini değiştirmek de mümkün değil.
Tecavüzcüsünün başını kesip, köy meydanına fırlattığında “namusumu temizledim” diye haykırmış Nevin Yıldırım. Görgü tanıklarının bu haykırışı mahkeme salonuna kadar taşımasına karşın ne Savcıyı ne hakimi inandırabildiler. Onlar Nevin’e, “Siz aslında sevgiliymişsiniz” demeye devam ettiler.
Nevin Yıldırım, yargılandığı yıllar boyunca “sevgili değildik, bana tecavüz etti” demesine karşın, bizim hakimler “Siz aslında sevgiliydiniz” demeye devam ettiler.
Nevin’in avukatı, “Bunlar sevgili olsalar buluşmaya biri bıçakla diğeri silahla gelir miydi?” diye sormasına karşın, bizim hakimler onların sevgili olduğuna inanmaya devam ettiler.
Nevin, “Sevgili olsak kuytuda buluşurduk, biz köy meydanında herkesin sesimizi duyabileceği bir yerde karşılaştık” dese de bizim hakimler onların sevgili olduğuna inanmaya devam ettiler.
Kadınlar, “velev ki sevgiliydiler bu tecavüzü ortadan kaldırmaz” dese de onlar tecavüzcü bir erkek olamayacağına inanmaya devam ettiler.
Erkeklerin tecavüzcü olmadığına ilişkin inançları öyle büyüktü ki tüm bu savunmalarına karşın, Nevin hakkında, sanki Anadolu’nun bir köyünde, namusu kirlenmiş bir kadın değil de İsviçre’de yaşayan, ekonomik özgürlüğü olan ve sevgilisini fantezi olsun diye öldürmüş bir kadınmış gibi “adam öldürme suçundan” iddianame hazırladılar. İnançları öyle kuvvetliydi ki alalade bir yargılama sonunda kadını müebbet hapse mahkum ettiler.
Yetmedi inandıkları şeye gölge düşürmesinler diye mahkemeye gelen kadınları polis zoruyla oradan uzaklaştırdılar.
İnançlarına zeval gelmesin diye her şeyi hukukuna uydurdular.
İnançlarını daha da güçlendirmek için Nevin’in yardımcılarını aradılar. Birkaç duruşma, hakim Nevin’e ısrarla sordu “Daha önce hiç silah kullandın mı, kullanmadıysan adama nasıl isabet ettirdin, bu adamı sen nasıl öldürebildin?” Nevin onları ikna edemesin diye Nevin’e uyardım edecek birilerini aradılar. Bulamayınca o işi de Başsavcılığa devrettiler. Nevin’e alalacele müebbet verip, ona yardım edenleri bulması için yeni bir soruşturma başlatılmasını talep ettiler.
Bizim hakimlerin inançları öyle güçlü ki daha önce hiçbir cinayette yapmadıklarını yaptılar. Siz hiç bizim hakimlerin karısını öldüren bir erkeğe “Bu silahı nereden budun” diye sorduklarını duydunuz mu? Duymamışsınızdır muhtemelen. Hele hele erkeğin silahı aldığı adamı mahkemeye çıkardıklarını, onun hakkında ayrıca yardım ettiği gerekçesiyle soruşturma başlatıldığını da duymamışsınızdır.
Ama oldu. Sanık sandalyesinde oturan kadın olunca, Karaman’da 8 kişinin tecavüzüne uğrayan 15 yaşındaki Z.C.’ye “nasıl direnmedin” diye soran hakimler; tecavüzcüsüne cinayetle direnen Nevin’e “Nasıl öldürdün” diye sordular.
Adalet terazisi erkeklerde ve kadınlarda nasıl farklı ölçtüğünü yine gösterdi. Kadınlar açısından şaşıracak bir durum yok. Cezaevleri kendilerini para karşılığında başka erkeklerle beraber olmaya zorlayan, onlara dışkı yediren, döven, bedenini sömüren, türlü cinsel şiddet ve istismara maruz bırakan erkekleri öldüren müebbetlik kadınlarla dolu. Sokaklar ise karılarını çantasında doğum kontrol hapı taşıdığı, telefonla başka erkekle konuştuğu, kendisinden boşanmak istediği gibi türlü nedenlerle öldüren özgür erkeklerle.  
Hakim ve savcıların, tecavüzcü erkeklerin olamayacağına yönelik inançları devam ettiği sürece de cezaevleri ve sokaklar arasındaki bu denge bozulmayacak.

*Canına Tak Eden Kadınlar kitabının yazarı

ÖNCEKİ HABER

Kızıldere dün değil bugün ve yarındır

SONRAKİ HABER

İşte bunlar hep ideoloji

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa