5 Nisan 2015 08:58

Herkesi dayanışma evimize çağırıyorum

Mahallemizde 12 Ekim’de açılan kadın dayanışma evine gidip gelmeye başladık. Yakın çevrem Kadın Dayanışma Evi’ne gitmemi istemiyorlardı. Hep korkuyorduk. Ben de korkunun üzerine gitmeye karar verdim ve kızımı da aldım gittim.

Herkesi dayanışma evimize çağırıyorum

 Kızım hep evde benimle oynuyordu. Ama onun bana olduğu kadar arkadaşlarına ve yaşıtlarına da ihtiyacı var. Kadın Dayanışma Evi’nde arkadaşları oldu. Şimdi günlerimiz daha eğlenceli geçiyor. Ben aktivitelere katılırken arkadaşlarımın çocukları ile oyun oynuyor ve her gün yeni bir şeyler öğreniyor.

Kadın Dayanışma Evi’nin kızıma ve bana kattığı çok şey oldu. Özellikle kızımın kişisel gelişimi için büyük rol oynadı. Kızımla önceden parka gittiğimizde ne beni ne de babannesini parkta rahat bırakmıyordu. Bizimle oynamak istiyordu. Hep bana bakın benimle oyun oynayın diyordu. Parktaki kızlar benimle oyun oynamıyor diyordu. Şimdi babaannesine ve bana yanıma gelmeyin, ben arkadaşlarımla oyun oynuyorum diyor. 
Dayanışma evimizde 8 Mart etkinlikleri çerçevesinde yapmış olduğumuz film gösteriminde izlediğimiz Persepolis, İran Devrimi dönemindeki sıkıntıları, yaşamdaki kısıtlamaları anlatan bir film. Aslında demokratik zannedilen ama demokrasiyle alakası olmayan ülkede halkın yaşam mücadelesini, yöneten kişinin çeşitli kısıtlamalar getirerek bir şeyleri yaptırma çabasını... Halkın düşüncelerini açıkça söyleyemediğini, söyledikleri zaman bunun karşılığında cezalandırıldıklarını, özgürlükleri ve öz güvenlerinin ellerinden alındığını... Tam da şimdi bizim içinde olduğumuz duruma benzer bir durum anlatıyordu film. 
Şimdi dernekte yaptığımız her etkinlikte birçok yeni şey öğreniyoruz. Artık yanyana gelerek sorunlarımızı, birlikten güç alarak çözebileceğimiz bir yerimiz, Kadın Dayanışma Evimiz var. Buradan tüm kadınları birlikte olmaya ve yan yana gelmeye çağırıyorum. 
Yaşasın kadın dayanışması. 
Tülay DEMİRBAŞ 
Maltepe/ İSTANBUL 

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Milyonlar ‘fitre’lik, iftar sofraları boş

Milyonlar ‘fitre’lik, iftar sofraları boş

Erdoğan-Şimşek programıyla ücretleri açlık sınırının altına inen asgari ücretli işçiler ve emekliler, ramazan ayının ilk iftarını boş sofralarda karşılıyor: “Kırmızı eti zaten görmüyorduk, bu sene orucu açacak zeytin bile alamıyoruz…” Diyanet İşleri Başkanlığı da ‘Asgari ücretliler ve emeklilere fitre verilebilir’ fetvası yayımlamıştı.

İftar sofrasına 1 yılda gelen zam: Yüzde 45

Dört sene içinde güllaça gelen zam: Yüzde 1100

Pideye 2 yılda gelen zam: Yüzde 150

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
1 Mart 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et