05 Nisan 2015 08:24

Dayanışma iyileştirecek her bir yaramızı

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’ne hazırlanırken bir ay boyunca kapı kapı dolaştık. Kadınların yaşam alanlarına girdik, hayatlarına dokunduk. Sorunlarımız benzer olduğu için birbirimizi anlamak çok zor olmadı.

Paylaş

Yasemin AKPINAR

Esenyalı Kadın Dayanışma Derneği olarak bu yıl 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü ile ilgili olarak bir etkinlik gerçekleştirme kararı aldık. Dernekten kadın arkadaşlar ile birlikte bir koro oluşturduk. Bu etkinlik çalışmasını ve hissettiklerimizi sizlere türküler üzerinden anlatmaya çalışacağım.
Bazen içimizden, bazen yüksek sesle, ev işi yaparken, hüzünlüyken hep bir türkü mırıldanıyorduk. İstedik ki bu sefer hep beraber bizi anlatan türküleri diğer kadınlarla da söyleyelim. Kadınlar sesimize ses olsunlar, daha güçlü çıksın sesimiz...
Biz, etkinliğimiz için hepimizin seveceği, seslerimizin uyum içinde olacağı türküler arıyorduk. Türküleri, şarkıları seçerken her birinin farklı yaşanmışlıklarla örtüşmüş olduğunu gördük. Bir ay boyunca kapı kapı dolaştık. Kadınların yaşam alanlarına girdik, hayatlarına dokunduk. Sorunlarımız benzer olduğu için birbirimizi anlamak çok zor olmadı. Kapı aralarında ne hikâyeler duyduk, nelere tanıklık ettik...
Örneğin; işyeri servisinden inip, evine yorgun dönen, fakat koşturmacası sona ermeyen Fadime ve “Üniversite mezunuyum, aylardır işsizim bunalımdayım” diyen genç kadınlar ile tanıştık. 8 Mart şöleninde “Sen de gel! Taleplerin için mücadeleye katıl!” diyerek seslendiğimiz ve yanımızda olan tüm kadınları “Dostlar Merhaba!” türküsü ile selamladık...

TÜRKÜLERLE PAYLAŞTIK 
Ülkemizde, her gün kadınlar öldürülmeye devam ediyor, şiddet ve ayrımcı söylemler sürdürülüyordu. Tarsus’ta genç bir kadın, Özgecan Aslan’ın vahşice katledilmesi bir kez daha yüreğimizi parçalıyordu. Sokaklarda binlerce kadın “Yasta Değil İsyandayız!” diye haykırıyorduk. Tam da bu öfkenin, acının üzerine koro hocamız “Aman Doktor” türküsünü önerdiğinde hep birlikte kabul ettik. Bir ağıt söyledik “Nenni, nenni bebek oyyy!” yitirdiğimiz tüm Güldünyalara ve Özgecanlara...
Bu 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü, Kobané’de, IŞİD çetelerine karşı zafer kazanan direnişçi kadınlara adandı. Bu savaş sırasında, binlerce kadın tecavüze uğradı, bu vahşi çeteler tarafından köle pazarlarında satıldı. Bu savaşın mağduru olan kadınlar ve çocuklar ile dayanışmak, acılarını paylaşmak amacıyla bizler de Esenyalı’dan Kobane’ye bir “Kız Kardeşlik Köprüsü” kurduk. Koromuzda “Kız Çocuğu” şarkısını söylerken savaşlarda ölen kadınların, çocukların acılarını bir kez daha paylaştık...

ARTIK O KAPILAR BİZLERE ARALANDI
Peki, bu 8 Mart çalışması bize ne gösterdi ve bundan sonrası için ne yapmalıyız?
Bu 8 Mart bizim açımızdan bir sorunu daha açığa çıkardı. Bu ülkeyi yöneten başbakan ve hükümet temsilcileri her söylemlerinde biz kadınları başı açık-kapalı, mini etekli-uzun etekli diye ayrıştırdı. Her “benim başörtülü bacım” dediğinde aslında biz kadınları nasıl ötekileştirdiğini gördük. Birbirimize öteki diye bakmaya başlamış, istemsiz olarak yargılamışız birbirimizi. “Nereden vardın bu kanıya?” diye bilirsiniz. 8 Mart çalışmasında mahallede çaldığımız kapılardan, karşımıza çıkan mutsuz kadınlardan! Kimdi bu mutsuz kadınlar? AKP’ye oy vermiş, hükümet istiyor diye üç çocuk yapmış, kadına yönelik şiddetin toplumsal olmadığına, “kötü erkek şiddet uygular, bunun yasalarla ne alakası var” diyenlere inanan kadınlar. Şimdi karşı gelmedikleri her şey için ayrı ayrı “mutsuzuz” diyen kadınlar. Evlerinin kapılarını bize sonuna kadar açıp çözüm isteyen kadınlar. 8 Mart Şöleni’ne kadınlar matinesi diye gelen, ancak kadınların duvarlarda asılı taleplerini görüp “bunların hepsi gerçek mi” diye çelişen kadınlar. 
Artık o kapılar bizlere aralandı; birbirine düşman etmeye çalışanlara karşı daha ilerden birleşeceğimiz aşikâr. Bu mutsuz yaşamın içinde olmak istemeyen kadınlarla evde, sokakta, işyerinde, fabrikada, okulda başlayacağız mücadele etmeye. Şiddete, baskıya, gericiliğe karşı taleplerimiz etrafında birleşirken dayanışma iyileştirecek her bir yaramızı.
Biliyoruz ki kendi elleriyle 8 Mart’ı örgütleyen, bütün bu sorunların karşısında –8 saat iş günü, ücretsiz kreş, kadınlar için iş olanaklarının yaratılması, kadına yönelik her türlü şiddettin sona ermesi gibi– birçok taleple sokağa çıkan kadınlarla bir dahaki 8 Mart etkinliğine kadar daha umutlu türküler söyleyeceğiz. 

ÖNCEKİ HABER

Varlık içinde yokluk

SONRAKİ HABER

Ankara’da kadınlar 8 Mart’a nasıl hazırlandı?

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa