5 Nisan 2015 09:32

8 Mart bu sefer gerçekten başka!

Soğuk günlerin ardından, baharın bize göz kırptığı, güneşin sıcağıyla ısıttığı bir 8 Mart. Ziya Gökalp Caddesi üzerinden buluşma noktamız Kurtuluş’a giderken yol boyunca rengârenk kadınlar.

8 Mart bu sefer gerçekten başka!

Derya KAYA

Elif Ekin SALTIK

 Herkes heyecanlı, coşkulu, bazıları ise ilk kez bir 8 Mart’ta sokaklarda kız kardeşleriyle yan yana olmanın heyecanını taşıyor. Minik kadınlar mor renkte giysileri ve minicik bedenlerinde kocaman yürekleriyle annelerinin ellerinden tutmuş düdük çalarak yürümeye hazırlanıyor. Her kesimden, her yaştan kadınlar haftalardır bugüne hazırlanıyor. Bu yılki 8 Mart’ın ana sloganından, alanda okunacak ortak metne, dağıtılacak bildirilere, atılacak sloganlara, taşınacak dövizlere, fotoğraflara kadar haftaların emeği var. Kaç geceyi uykusuz geçirdiler kim bilir. Aslında son haftalarda neredeyse her gün sokaktaydı kadınlar. “Kadın cinayetleri artıyor, şiddet artıyor bir şeyler yapmalı” derken, iki hafta önce Özgecan’ın katledilmesinin bütün ülkede ve en çok da kadınlarda yarattığı öfkeyle kadınlar artık konuşmanın ötesinde bir şeyleri değiştirebilmenin derdinde. 8 Mart’a ilerlerken kadınlarda isyan ve daha fazla mücadele duygusu hâkim. Günlerdir belki komşusuna, belki işyerindeki arkadaşına, ya da otobüste sohbet ettiği kadınlara “Artık bizim bu ülkede can güvenliğimiz yok, yan yana olmalı, bir şeyleri değiştirmeliyiz”i anlatmanın peşinde. Çünkü sokakta ya da mahallede yürürken, otobüste, işyerinde, evde, pembe odalarda hatta kendisine rol biçilen mutfağında yani aldığı nefeste erkek şiddeti bir o kadar yakın artık. 

‘DÜNYAYI DEĞİŞTİRMENİN VAKTİ’
Özgecan cinayetiyle uzuncadır biriken ve bir anda patlayan öfke. “Yasta değil İsyandayız” diyen kadınlar. Allı, morlu, kırmızılı, sarılı fistanlarını giymiş; eline özgürlüğün kınasını yakmış kadınlar. Aynı zamanda Rojava’daki kadınların zaferine, barışa gönderilen kocaman bir selamın sesi asılı havada. Öfke de, mutluluk da, inat da büyük; biraz yorgunlar belki ama bugün 8 Mart. Yüzyıllardır eşitsizliğe, şiddete, katliamlara, yakılmalara, ezilmeye karşı başkaldırının, direnişin ve yan yana kadın mücadelesinin en önemli günü bugün. Kadınlar bir yanda erkek şiddetine karşı öfke ile diğer yanda yaratacakları eşit ve özgür dünyanın heyecanı yüreklerinde sokaklarda. Hani her yıl deriz ya “Bu yılki 8 Mart bir başkaydı”. İşte bu yılki gerçekten başka... Kurtuluş’taki İtfaiye önünde sokakları hınca hınç doldurmuş kadınlar. Eşit işe eşit ücret isteyen işçi kadınlar, ev içi emeğinin görünür olmasını isteyen ev kadınları, „Geceleri de sokakları istiyoruz” diyen feministler, nefret cinayetlerinin son bulmasını isteyen LGBTİ’ler, gözlerinde barışın ateşini taşıyan Kürt kadınları, pusetiyle, ağzı emzikli bebesini kapıp gelmiş anneler, barışa pedal çeviren bisikletli kadınlar, genç kadınlar... Herkes orada. Herkes birbirine gülümsüyor, “Evet, ben de buradayım” diyor gözler birbirine, “Ben de buradayım kız kardeşlerim”. Bugün başka bir gün...

BİNLERCE KADIN SOKAKTA
Yürüyüş başladığında kadınlar yan yana. Öyle bildiğiniz 3’erli 5’erli sıralı eylemlerden değil bu, öyle bir sıranın yapılmasının mümkünatı yok, kadınlar yolu kenetlenerek kapatmış. Kortejin ucu Ziya Gökalp Caddesi üzerinden Çankaya Belediyesi’nin önüne vardığında hâlâ kadınların büyük bir kısmı Kurtuluş Parkı’nda hareket etmeyi bekliyor. 8 bin 10 bin kadın hatta milyonlarcası sokakta. Yürüyüş boyunca kadınlar hem şarkılarını söylüyor, hem şiddete, cinayetlere, eşitsizliğe karşı sloganlarıyla, zılgıtlarıyla tepki gösteriyor. Hazırladıkları pankartlar da rengârenk. Yasın da bir başkaldırı biçimi olduğunu bilen kadınlarda kara değil hâkim olan, isyanın renkliliği göğü ışıldatıyor. Alana vardığımızda kadınlar çoktan halaya başlamışlar bile. Ankara Kadın Platformu’nun hazırladığı ortak metnin okunmasının ardından kadınlar türkülerle, şarkılarla Kızılay’ı yüreklerinin sıcaklığıyla daha da ısıtıyor. 
Bu 8 Mart başka 8 Mart, belli ki bundan sonra da hiçbir şey eskisi gibi olmayacak, çünkü kadınlar artık konuşmanın ötesine çoktan geçti, şimdi bu dünyayı baştanbaşa değiştirmek istiyor. Haydi, dünyayı değiştirmeye koşalım kadınlar.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Kamuda işçiden gizli pazarlık

Kamuda işçiden gizli pazarlık

Türk-İş ve Hak-İş’in üç genel başkan yardımcısı, 600 bin işçiyi kapsayan kamu toplu sözleşme görüşmeleri için önümüzdeki hafta Çalışma Bakanlığına sunmak üzere zam talebini belirledi. Ancak zam oranı açıklanmadı. Pazarlığı yapılacak rakamdan haberi olmayan işçiler tepkili: “Neyi kimden gizliyorsunuz, taslağı açıklayın.”

22 bin 131 TL Türk-İş'in belirlediği açlık sınırı

72 bin TL Türk-İş'in belirlediği yoksulluk sınırı

30 bin TL Kamu işçisinin ortalama ücreti

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
BİRTEK-SEN Genel Başkanı Mehmet Türkmen'in tutukluluğuna yapılan itiraz "kaçma şüphesi" gerekçesiyle reddedildi.

Evrensel'i Takip Et