Kadınların seçimi

İlke IŞIK
Mesela kimimiz 6 Haziran akşamı uğramış olduğumuz şiddetin izleri ile gireceğiz okullardaki seçim kuyruklarına. Oy verip eve doğru yola çıktığımızda “akşam ne pişireceğim ben” derdi başlamış olacak çoğumuz için. Sabah kahvaltı masasına koyacak bir şey bulmakta zorlanacağız pek çoğumuz. O gün yola çıktığımızda “çocuklarımızın hali ne olacak” sorusu da bizimle gelecek. Eğitimin geldiği nokta, parası olmayan için eğitim de yok durumu. Bilimsellikten uzak, gerici, cinsiyetçi durumu da cabası. Kredi kartı borçlarını nasıl ödeyeceğiz sorusu da peşimizi bırakmayacak sandığa giderken. Bir işi olanlarımızın bazıları “neden erkeklerle aynı koşullarda çalışmıyorum ben” sorusunu sormaya devam edecek kendi kendine. Kreş olmadığı için işten ayrılan, kreşlere verecek bir dünya parası olmayan kadınlar olarak vereceğiz oyumuzu o gün. 
Kaçımız özgürce belirleyecek acaba oy vereceği partiyi, yoksa evdeki erkekler mi karar verecek bizim yerimize? Bu arada hepimiz evden çıkarken üstümüze başımıza dikkat edeceğiz. Çünkü malum bu ülkede kadınların giydiklerine göre tacizi, tecavüzü, şiddeti hak edip etmediği değerlendiriliyor. Kahkahalarımızı, sevinçlerimizi evde bırakacağız, biliyoruz ki o da yasaklanmak isteniyor bize. Aklıma geldi de hamile olanlarımız nasıl gidecek acaba, biliyorsunuz hamile kadınların sokağa çıkması da hoş karşılanmıyor.
Bir de oy veremeyecekler var, erkek şiddeti ile aramızdan alınan Özgecan, Nejla, Zülfiye, Ayşe ve diğerleri. Sonra kendisine tecavüz eden adamı öldürdüğü için müebbet hapis cezası alan Nevin ve diğer kadınlar... Bir de sığınmaevlerinde yaşamak zorunda bırakılan kadınlar. 

SÖYLEYECEK SÖZÜMÜZ VAR
Bu tablonun sorumluları şimdi hiç utanmadan sıkılmadan bizlerden oy isteyecekler. Vaatler, kadınların önemi üzerine uzun söylevler, çiçek, böcek dağıtmalar, evimize gelip sohbet etmeler, hatta hediyeler. Mesela AKP yapacak bunları, hatta belki bu satırları okurken bile kapınızı bir AKP’linin çalması muhtemel.   
Ülkenin belki de en kritik seçimlerine gittiğimiz şu günlerde kadınların söyleyecek sözlerinin önemi büyük. Hayatımızı gerçek bir cehenneme çevirenlere bir çift laf etmek, onun da ötesinde bu seçimi biz kadınların taleplerinin gerçekleşmesi için fırsata çevirmenin bütün olanakları var aslında. Yaşadıklarımız bu kadar ortada iken bütün bunlara karşı güçlü bir kadın sesi ve eşit özgür bir yaşam talepleri ile güçlü bir kadın birlikteliği bugün ihtiyacımız olan. 
Emek ve demokrasi güçlerinin birlikte mücadelesi; başarılması önemli bir görev olarak ortada duruyor. AKP iktidarı biriktirdiği bir çok sorunla artık yönetemez hale gelmeye, işçiler, emekçiler ve halklar için bir seçenek olmaktan çıkmaya başlamışken, kadınların bu mücadelenin dışında kalması söz konusu olamaz.

KADIN MÜCADELESİ GÜÇLENİYOR
AKP iktidarının dayattığı ve kadınlara layık gördüğü her şeye, aile içinde biçilen hayata ve muhafazakar politikalara karşı giderek güçlenen bir kadın hareketi olduğunu söylemeliyiz. Bunun için bu yılın 8 Mart eylem ve etkinliklerine bakmak yeterli. Bu yıl yaygın ve kitlesel eylem ve etkinlikler ülkenin her yerinde yaşanırken yine Özgecan cinayetinin ardından ülkenin neredeyse her yerinde büyük kitlelerle gerçekleştirilen eylemleri de atlamamak gerekir. Öte yandan kadınların giderek yerelleşen ve bulunulan her yerde geliştirdiği mücadele olanak ve araçlarını daha etkin ve yaygın kullandığını da belirtmek gerekir. Özetle kadınlara “özel muamele” yapan AKP iktidarına karşı kadınlar  özel ve giderek güçlenen bir mücadele geliştiriyor. 
2015 genel seçimlerini biz kadınların mücadele alanlarından biri olarak düşünmeli ve örgütlemeliyiz. 7 Haziran seçimleri için emek ve demokrasi güçlerinin biraraya gelme konusunda atmış olduğu adımların kadınlar cephesinden güçlü bir yanıtla karşılanması son derece önemli. Kadınlar seçime giren pek çok parti için oy deposu ve seçimden seçime hatırlanacak birer nesne iken, seçim için güçbirliği yapan HDP, EMEP ve diğer parti ve emek güçlerinin ise en temel dayanaklardan biri. Pek çok çevreden kadınlar, HDP listelerinden aday oldu, kadın mücadelesini Meclis’e taşımak için HDP’yi seçti. Mecliste eşit temsil önemli bir talebimiz iken sadece bu durum bile kadınların seçimlerde nerede yer alacağını gösteriyor. 
Dedik ya seçimler de mücadele alanlarından biri. Seçim dönemini taleplerimizin çok daha güçlü ve örgütlü bir biçimde dillendirilmesi için değerlendirmeliyiz. AKP’nin kadınlara yönelik 12 yıllık politikaları ile toplamda bir yüzleşme sağlayabileceğimiz bir döneme giriyoruz. Kadın cinayetleri, şiddet, taciz ve tecavüzler konusunda etkili önlemler alınması, yargıdaki haksız tahrik indirimleri gibi kadınları mağdur eden uygulamaların durdurulması, bedenimizle ilgili kararların sadece bize ait olması, güvenceli, eşit, tam zamanlı bir çalışma sistemi, kreş, sığınmaevi, danışma merkezi gibi hizmetlerin ücretsiz ve kolay ulaşılabilir hale gelmesi, çocuk, hasta, yaşlı, engelli bakımlarının sadece kadın emeği ile çözülmesine son verilmesi, toplamda eşit ve özgür bir yaşam temel taleplerimiz. 

HESAPLAŞMA ZAMANI
Şimdi memleketin bütün kadınlarıyla sorunlarımızı paylaşmanın, sesimizi her yerde duyurmanın, taleplerimiz etrafında birleşerek mücadelemizi büyütmenin zamanı. Bize eşit değilsiniz deyip duran, bütün politikalarını da bunun üzerine kuran AKP ile hesaplaşmanın zamanı. Gelsinler bize kadınların ölmesine neden olan düzenlerini anlatsınlar bakalım. Bu düzene oy istesinler bir de utanıp sıkılmadan... 
Bugün taleplerimizi kendi talepleri olarak kabul etmiş tek bir güç var seçimlere giren; HDP. HDP seçim barajını yıkmaya doğru giderken biz kadınlar güçlü bir el atalım bu işe. Kadın dayanışmasının gücünü 7 Haziran’da göstermek için kolları sıvayalım, hem kendi adaylarımızı Meclis’e gönderelim hem de taleplerimiz etrafında güçlü kadın örgütlenmeleri gerçekleştirelim. Kadın dayanışmasının gücü bu seçimi iktidar için unutulmayacak bir seçim yapacak. Bunu çoktan hak etmediler mi sizce de...