Ekoloji ve kent mücadeleleri için siyasi program tartışmasına çağrı
Fevzi ÖZLÜER
Sinan ERENSÜ
Bengi AKBULUT
Ethemcan TURHAN
Türkiye önemli bir seçim dönemecine yaklaşıyor. Önümüzdeki günlerin hareketli seçim atmosferi içinde ciddi bir program tartışması ise göremiyoruz. Halbuki seçimlerde siyasi programlar yarışır; sadece seçim gecesi değil ötesinin nasıl şekillenmesi gerektiği somut olarak tartışılır. Ekoloji Kolektifi olarak seçimlerde kent-kır ayrımının ötesinde ekoloji hareketlerinin siyasi önceliklerini tartışmaya açmak amacıyla 24 Mart tarihinde “2015 Genel Seçimlerine Doğru Ekoloji ve Kent Mücadeleleri İçin Program Tartışmasına Çağrı” (http://www.ekolojikolektifi.org/tur/tartismalar.html) başlıklı bir metin yayınladık.
İlk olarak bu çağrımız, siyasi program tartışmalarını seçim sürecinin merkezine taşınmasına katkı sunmak amacını taşıyor. İkinci olarak ülkenin son beş on yılında toplumsal muhalefet alanına damgasını vuran kent ve ekoloji mücadelelerinin; bu mücadelelerden çıkan ders ve prensiplerin siyasi programlara renklerini ve tecrübelerini vermesini arzuluyoruz. Gezi ile kritik bir alan açan bahsettiğimiz bu mücadeleler toplamı son yıllarda siyasi alana pek çok ilham verdi. Bu ilhamların somut karşılığını siyasi programlarda da görebilmek mümkün olmalıdır, dahası gerekir. Kent ve ekoloji hareketlerinin kendilerini seçim tartışmalarında daha görünür ve etkin kılmak da bu anlamda 4 yılda bir yapılan temsili demokrasi seçimlerinin ötesinde elzemdir. Bu hareketlerin sadece kendi dertleri ile meşgul olmak zorunda kalıyor olması, bazen de bağımsız kalabilmek adına siyasetler üstü ve ötesi durduğunu da ilan etmesi karşısında programlı bir örgütsel süreklilik mümkün olabilir mi sorusuna yanıt arıyoruz. Seçim sürecinde ortaya koyabileceğimiz bir program tartışması irili ufaklı kent-kır ve ekoloji hareketlerinin siyasetle ilişkisini sağlıklı bir noktada kurmalarına fayda sağlayabilir. Bu bağlamda tartışmaya, çağrı metninin satır başlarına vurgu yaparak bu tartışmanın derinleşmesini umalım.
PROGRAM İÇİN TARTIŞMA BAŞLIKLARI VE ÖNERİLER
Ekoloji Kolektifi tarafından tüm toplumsal kesimlere yapılan siyasi program tartışması çağrısı 9 maddeden oluşuyor. “Halkın Tüm Karar Alma Süreçlerine Katılımını Güvence Altına Alan Demokratik, Planlı ve Ekolojik Bir Kent Politikası” başlığı altında, ekolojik topluma geçiş için asgari bir kentsel politikanın satır başları vurgulanıyor. Bununla uyumlu olacak biçimde, “Biyolojik ve Kültürel Çeşitliği Koruyan, Geliştiren ve İyileştiren Bir Üretim-Tüketim Kültürü İstiyoruz” başlığı altında da hem halkların sosyo-kültürel çeşitliliğinin hem de biyolojik çeşitliliğin korunmasının, geliştirilmesinin demokrasi, adalet ve eşitlik temelinde yeni bir toplumu kurabileceği işaret ediliyor. Adalete Erişim Hakkının ve Yargı Kararlarının Uygulanması Gerekliliğinin özel olarak vurgulanması da Türkiye’nin parlamenter sistemden giderek, hukuksuz bir sisteme kaymasına karşı tedbirler olarak öngörüldü. Bu bağlamda da “Başkanlık sistemi” gibi tek adam (dikkat edelim: hem ‘adam’dırlar) merkezli siyasal yönelimlere karşı meclis ve doğrudan temsili esas alan mekanizmalara dayalı bir demokrasi anlayışı talebi öne çıkartılıyor.
Emek sürecinin örgütlenmesinden, toplumsal zenginliğin paylaşılmasına kadar tüm bir üretim sürecinin özgürlükçü bir temelde yeniden kurgulanması için de hem dayanışmacı ekonomi modelleri hem de kolektif üretim biçimlerine yönelik modeller program içinde yer buluyor. Bu modeller, Ekoloji Kolektifi’nin çağrısında, iyi yaşam hakkı ve dolayısıyla geçim araçlarına ulaşma hakkı çerçevesinde bütünlüklü bir temelde kurgulanıyor.
Bu çağrı mevcut kalkınma paradigmasının ötesine geçerek, sağlıklı, eşitlikçi, adil ve ekolojik bir toplum için de Enerji Güvenliği ve Bağımsızlığı Kadar Enerji Adaletini de Önemseyen Bir Enerji Politikası ve İklim Adaletini Temel Alan Kapsamlı, Kapsayıcı ve Emek-Eksenli Bir İklim Politikası’nı ön plana çıkartıyor. Ekoloji mücadelesinin bir demokrasi ve kamusal eşitlik mücadelesi anlamlarını pekiştirecek nitelikte “Cinsiyetçi ve Türcü Kamusal Politikalar Değil Tüm Ezilenleri Her Alanda Gözeten” politikaların somutlaştırılmasına yönelik bir tartışma da yine kendine burada yer buluyor. Bu 9 madde temelinde somut programatik hedefler, seçim sonrasında bütünlüklü bir ekoloji ve kent-kır mücadelesi siyasası oluşmasına zemin hazırlayabilirse dünün birikimini geleceğin kurucu iradesi haline getirecek önemli bir adım da atılmış olacak. Somut siyasi hedefler kadar nasıl bir toplum hayal ettiğimiz de önümüzdeki toplumsal yaşamın kurucu perspektifinin yapıtaşlarını oluşturacak. Başka türlü bir dünya, kent, kır, köy, mahalle de ancak böyle mümkün zaten. Ekoloji Kolektifi’nin çağrısına bu gözle bakmanız ve tartışmaya katılmanız dileğiyle bu çağrımıza yanıtları heyecanla bekliyoruz.