Irkçılığın bu halka bir KASTI var!
İnsanın insanı sömürsün diye icat edilmiş en insanlık dışı yöntemlerden biri olan kast sistemi, Hindistan emekçilerinin mücadelede birleşmesinin önünde de bir engel...

DOSYA: DÜNYA GÖZÜYLE HİNDİSTAN
Hazırlayan: Elif Görgü
İnsanın insanı sömürmesi için icat edilmiş en insanlık dışı yöntemlerden biri kölelikse, bir diğeri de Hindistan’daki kast sistemi olmalı. Mesleki örgütlenme, Hindu mitolojisi ve sınıf farkı ancak bu kadar ırkçı bir şekilde birleştirilebilirdi sanıyorum. Sömürgecilerin desteğiyle de kemikleşen sistemin yine de bir küçücük kusuru var; en alt kastların nüfusun en geniş kesimlerinden; işçilerden, emekçilerden oluşması, üst kastların ise nüfusun çok az bir bölümüne karşılık gelmesi...
Hindistan yoksulların omuzlarının üzerindeki ağır yükün aslında eş zamanlı ve örgütlü bir fiskeyle devrilecek kadar küçük olduğunu anlamalarının önünde ise dilden, dine kadar bir dizi başka bölünmüşlüklerin barikatı kurulmuş durumda.
GÜNLÜK HAYATTAN MECLİSE KADAR...
Nisan başında Hindistan’ı sarsan bir haber: Hükümet partisi BJP’nin lideri ve Bakan Giriraj Singh, resmi olmayan bir sohbet sırasında, Ulusal Meclis Başkanı seçilen Sonia Gandhi’yi sırf “açık tenli” olduğu için kabul ettiklerini itiraf ediyor!
Aynı tarihlerden bir başka Hindistan haberi: Goa eyaletinde, bir grup hemşire, hükümet politikalarını protesto etmek için eylem yapıyor. Eyalet Valisi Laxmikant Parsekar’ın hemşirelere yanıtı, “Güneş altında eylem yapmak cildinizi koyulaştırır, evlilik hayallerinize engel olur” oluyor!
Hükümet kanadından gelen bu açıklamalar münferit değil. Hindistan’da “ten rengi” hâlâ gerici merkezi politikalarla beslenen ırkçı bir tabu. Sağa sola yapıştırılmış yüz kremi reklamlarında “cildi beyazlatan” etkileri sıralanıyor, gazete/internetten eş arayanlar -oldukça yaygın bir yöntem- cilt renklerini de belirtiyorlar. En bi’ sosyal yaralara değinen sinema filmlerinde dahi, başrol oyuncuların tenleri illa ki bir tık daha ‘açık renk’ oluyor. Irkçılığın sınıfsal temellerinin bahanesini de Hindu mitolojisinden gelen ve hâlâ etkisini sürdüren “kast sistemi” üstleniyor.
NTUI (Hindistan Yeni Sendika Girişimi) uzmanlarından da olan Avukat Padam Kumar da en alt kastın üyesi. Hindistan’da kimin hangi kasttan olduğunu anlamak için hem ten rengine hem soyadına bakılıyor. Her kastın kullanabileceği soyadları var, örneğin Padam Kumar’ın soyadını babası kendi kastının soyadı listesinden seçmiş, zaten başka türlüsüne de izin verilmiyor. Sistemin nasıl işlediğini ve ne sorunlar yarattığını Kumar anlatıyor...
Hindistan’nın sosyal hayatı ve toplumsal yapısı hakkında bilgi verebilir misiniz? Biliyoruz ki oldukça büyük bir ülke ve farklı sosyal bölünmeler mevcut, bunların bazısı geleneklerden kaynaklanıyor, bir kısmı hâlâ etkisini sürdürüyor...
Hindistan oldukça büyük bir ülke ve farklı uluslar var. Çok fazla sayıda farklı dil, çok fazla sayıda farklı din var ve Hindu dininde örneğin kast sistemi var. Hindu dini Hindistan’daki egemen din, Hindu olmayanlarda da kast sisteminin etkisi bulunuyor.
Örneğin Hinduizm’den Müslümanlığa “dönmüş” kişiler var, ancak bunlar dini terk etseler de kast sistemini terk edemiyorlar. Aynı durum Hıristiyanlar ve Sikh cemaatinde de yaşanıyor.
Kast sisteminin nasıl işlediğini anlatabilir misiniz?
Kast sisteminde 4 “varna” bulunuyor; en üstte Brahmanlar var, ikinci sırada Shatriyalar, üçüncü sırada Vaişyalar ve dördüncü sırada da Şudralar bulunuyor.
Hindu mitolojisine ve kast sistemine göre Brahmanlar eğitim alanında çalışabilirler, öğretmen olabilirler, eğitimde idareci olabilirler vs. Shatriyalar askerler.
“Varna”ların kendi arasında da çok sayıda kast bulunuyor, bunları parmakla saymak mümkün değil, örneğin Brahmanların kendi içinde kastlar var. Bunlar birbirleriyle evlenebilirler.
Yine Hindu mitolojisinde ikinci sırada bulunan Shatriyalar içinde de çok sayıda kast var ve bunları soyadlarına bakarak anlayabiliriz. Bunlar da birbirleriyle evlenebilirler ama farklı “varna”lardan kişiler birbirleriyle evlenemezler, sadece kendi içlerinde evlenebilirler.
Üçüncü varna olan Vaişyalar, iş adamları kastıdır. Dördüncü varna Şudralar, hizmet sektöründe çalışabilirler; temizlik işlerinde, kuru temizlemede, yıkama işlerinde, deri sanayiinde çalışabilirler. Kendi içinde alt kastları vardır ancak diğerlerinden farklı olarak bu alt kasttakiler birbirleriyle evlenemezler; bu sonuncu kast en çok bölünmüş kasttır.
Kastlar dışında bir de “dokunulmazlar” vardır onlar aslında hiçbir kasta ait değillerdir. Varna sisteminin, kast sisteminin temel yapısı böyle.
Siz hangi kasttansınız?
Ben kast sisteminin en alt kastındanım, ayakkabı tamirciliği kastının üyesiyim, bizim topluluğumuz deri işlerinde çalışıyorlar.
Bu kastın üyesi olmak sizi nasıl etkiliyor?
Kast sistemi bugün orijinal biçiminde olduğu gibi yaşanmıyor ama örneğin bizim tapınaklara girme iznimiz yoktu. Okula gitme iznimiz yoktu. Hatta herhangi bir başka kasttan biriyle yan yana oturmaya dahi hakkımız yoktu.
Fakat siz okula gittiniz...
Evet, gittim. 1950 yılı gibi bazı sosyal hareketler ortaya çıktı bu sisteme karşı mücadele eden ve kırsal bölgelerde bazı sosyal reformlar hayata geçirildi. Britanya’nın emperyalist yönetiminden bağımsızlığın kazanılmasının ardından, Hindistan’da burjuvazinin anayasası oluşturuldu. Anayasa kast sistemini ortadan kaldırmaya çalıştı ancak sistemin tamamen kaldırılması başarılı olamadı. Anayasa ile dokunulmazlara ve alt kastlara bazı haklar verildi, bazı ayrıcalıklar tanındı. Örneğin “dokunulmazlar” için devlet kurumlarında, eğitim kurumlarında, okullarda ya da kolejlerde yüzde 15 oranında kontenjan ayrılmış durumda.
Çeşitli kabile halkları için de ayrıca bazı kontenjanlar ayrılmış durumda. Baskı altındaki topluluklara yönelik pozitif ayrımcılık olarak uygulanıyor. Bu tabii ki kast sisteminin tamamen ortadan kaldırılması anlamına gelmiyor.
Yeni hükümetle birlikte kast sisteminin geçmişte olduğu gibi yeniden güç kazanması ihtimali var mı?
Yeni hükümet faşist bir hükümet ve kast sistemini destekliyor. Hükümet partisi kast sisteminin Hinduizm’in varlıksal bir parçası olduğunu düşünüyor. Hükümet bir Hindu devleti yaratmak için çalışıyor ve evet bu yüzden kast sistemini destekliyorlar. Yanı sıra bu kontenjan sistemini, anayasanın gerekli kıldığı ve alt kastlar ile dokunulmazların faydalanması için çıkartılan yasaları da ortadan kaldırmak istiyorlar. Kontenjan sistemine karşı bir çevre oluşturmaya uğraşıyorlar, kontenjana karşılar. Bu nedenle bugünlerde kontenjan, alt kastlarla üst kastlar arasındaki çatışmada çok önemli bir tartışma konusu.
Üst kastlar yani Brahmanlar, Shatriyalar ve Vaişyalar ile alt kast Şudralar arasında çatışma var ve bu çatışmanın ana konusu kontenjan.
Mevcut hükümet bu koruma politikasından vazgeçmek istiyor, “dokunulmazları” ve diğer alt kastları korumak istemiyorlar. Bunun ardındaki mantık ise şu; alt kastlar yeteri kadar gelişmiştir, artık daha fazla korunmalarına ihtiyaç yoktur.
Dokunulmazlar, kabile toplulukları ve diğer alt kastlar ise koruma politikasının devamı için mücadele ediyor.
Sol partiler, komünist partiler de koruma politikalarının devamından yana.
ULUSAL HAREKETLERİ ‘ÖLDÜRÜN’ YASASI
Bu bölünmüş toplumsal yapının halkın, emekçilerin birliğinin sağlanması konusunda nasıl bir etkisi oluyor?
Evet çok fazla ayrılık var, kast sistemi bunlardan biri sadece. Bir diğer bölünme noktası dil sorunu. Dillerin farklı olması nedeniyle farklı topluluklar oluşmuş durumda. Örneğin Güney Hindistan halkı gibi. Güneyde Telangana Hareketi örneğin ulus temelli bir hareket. Hindistan’ın kuzeydoğusunda yine aynı şekilde ulus temelli, kültür temelli, dil temelli hareketler mevcut ve Hindistan hükümeti bu ulusal karakterdeki hareketlere karşı özel bir yasa çıkarttı. Kuzeydoğudaki bu ulusal hareketi belki Türkiye’deki Kürt hareketiyle benzeştirebiliriz. “Silahlı Güçler Özel Eylem Yasası” adı altında özel bir yasa çıkartıldı. Bu yasadan gelen yetkiyle Hindistan ordusu Hindistan’ın kuzeydoğu bölgesinde herkesi tutuklayabilir, herkesi öldürebilir ve hiç kimse bu konuyu sorgulama hakkına sahip değildir!
Ve kuzeydoğu halkı bu yasaya karşı bugün mücadele veriyor. Aynı yasa Keşmir bölgesinde de uygulanıyor. Keşmir’de de ulus temelli bir başka mücadele veriliyor. İki ulus var; Keşmir Müslümanları ve Keşmir Hinduları. Keşmir Müslümanları kendi hakları için mücadele ediyorlar ve aynı yasa onların mücadelesine karşı da kullanılıyor.
Tam burada bir kez daha sormak istiyorum, tüm bu yaşananlar halkın birleşik mücadelesini nasıl etkiliyor?
Zorluklar var. Emekçiler bölünmüş durumda. İşçi sınıfı sınıf olarak sömürülüyor ancak başka sorunlarla da yüz yüze. Kast sisteminin, dil farklılıklarının, bölge temelli ulusal bölünmelerin olumsuz etkileriyle de karşı karşıya kalıyorlar. Tüm bunlar işçi sınıfının birleşik mücadelesini olumsuz etkiliyor.
Siz aynı zamanda bir sendikacısınız. Sendikaların, ilerici parti ve örgütlerin bu bölünmüşlüğü birleşik mücadeleye çevirebilmek; Hindistan’ın yoksullarını, emekçilerini, halklarını birleştirmek için planı nedir?
Kast sorunu, ulus sorunu ya da örneğin kadın sorunlarına karşı mücadele etmemiz gerekiyor. Tüm bu sorunların arkasındaki ortak neden kapitalist-emperyalist sistem ve feodal sistemdir. Ama insanları birleştirmek için her bölgede farklı stratejiler ve farklı güncel mücadeleler de yürütmek zorundasınız. Hindistan yarı emperyalist-yarı feodal bir ülke ve mücadelede adım adım ilerlemenin doğru strateji olduğunu düşünüyoruz.
YARIN: Ve kadınlar...
* Hindistan’da iki resmi dil bulunuyor: İngilizce ve Hindi dili
* Resmi diller dışında devletin tanıdığı 23 bölgesel dil mevcut. Bunların arasında Bengal dili, Sanstkritçe,
Urduca, Telagu, Malayalam dilleri sayılabilir.
* Kast sisteminde, 4 temel kasta bağlı “ara kastlar”ın sayısı 3 bine kadar çıkıyor.
* 2011 verilerine göre “Dokunulmazlar” denilen “kast dışı” toplumsal grup Hindistan’ın yüzde 16.6’sını oluşturuyor.
* En üst kast Brahmanlar ise nüfusun sadece yüzde 5’i...
Evrensel'i Takip Et