16 Nisan 2015 14:20

Türkiye Gazeteciler Federasyonu (TGF), 48. Başkanlar Konseyi Toplantısı, Malatya Gazete ve Televizyoncular Cemiyetinin ev sahipliğinde 10-12 Nisan 2015 tarihinde Malatya’da yapıldı. Türkiye’nin çeşitli illerinden gelen gazetecilerin katılımıyla yapılan toplantının ilk gününde TGF Heyeti, Malatya protokolü tarafından kabul edildi.  

TGF Kadın Gazeteciler Toplantısının da gerçekleştirildiği Malatya 48. Başkanlar Konseyi toplantısında yapılan değerlendirmeler sonunda alınan karar ve tespitlerden oluşan sonuç bildirgesi şöyle: 

* Gazetecilerin ellerinden alınan yıpranma payı haklarının geri verilmesine yönelik olarak çıkartılan kanundaki eksiklikler giderilmelidir. Sadece sarı basın kartlı gazetecilerin bu haktan yararlandırılması, 212 sayılı Basın Yasası’na göre ‘fikir işçisi’ statüsünde çalışan ancak sarı basın kartı almamış olan meslektaşlarımızın mağduriyetine yol açmaktadır. Aynı şekilde 20 yıllık çalışma süresi için 5 yıl olması gereken yıpranma payı süresinin de 3 yıl ile sınırlandırılması, yıllar önce ‘kazanılmış hakkın’ açıkça ihlali anlamına gelmektedir. Risk grubundaki mesleklerin başında gelen gazetecilikte yıpranma payı uygulaması, yeni bir kanun maddesiyle mutlak surette ilk haline kavuşturulmalıdır. Hukukta ‘kazanılmış hak’ kutsaldır ve TGF meslektaşlarının bu hakkının sonuna kadar takipçisi olacaktır.  

* Sarı basın kartının resmi ve özel kurumlarda resmi kimlik olarak kabul görmemesi halen önemli bir sorundur. Kamu kurumları ve özellikle bankaların sarı basın kartını resmi kimlik olarak kabul etmeleri yönünde, Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğüne büyük sorumluluk düşmektedir. Başbakanlığa bağlı bir kurum tarafından verilen ve üzerinde “Başbakanlık” unvanının açıkça yer aldığı bir kimliğe “göstermelik” bir belge muamelesinin yapılması kabul edilemez. 

* Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürünün, Sarı Basın Kartları Komisyonunun son toplantısında aldığı kararları halen daha onaylamaması yanlıştır. ‘İlk kez kart alacaklara’ onay veren BYEGM Genel Müdürü, ‘sürekli’ kart almaya hak kazanan gazeteciler ile ilgili kararı daha fazla bekletmeden onaylamalı, kendi kurumunun bünyesinde kurulan Sarı Basın Kartları Komisyonunu yok saymadığını beyan etmelidir. 

* Ülkemizde, basın özgürlüğü ile ilgili sorunlar giderek katlanarak devam etmektedir. Özellikle son günlerde uygulanan yayın yasakları, zaten çeşitli yasa maddeleriyle eli kolu bağlanan basın kuruluşlarını daha da zora sokmakta ve halkın haber alma hürriyeti sekteye uğramaktadır.  Bu tür baskıcı uygulamalar Türk basınını evrensel standartların çok gerisine götürmekte, ülkemizin çağdaş dünya nezdindeki itibarına gölge düşürmektedir. Gazetelerin hazırlanması, basılması ve dağıtımının yapılması sırasında yapılan her müdahale açık sansürdür. Hiçbir hukuk devletinde yayımlanmamış yazı, haber, fotoğraf, gazete, dergi veya kitap suç olamaz, olmamalıdır. Yayımlanmışsa da yasalarda zaten müeyyidesi fazlasıyla vardır. Gizli ya da açık sansür basın özgürlüğüne ağır darbedir ve maalesef son yıllarda ülkemiz medyasının adeta kabusu olmuştur. Bu tür yaklaşım içeren uygulamalardan kaçınılmalıdır. 

* Son yıllarda yerel medyaya yönelik olarak açılan davalar artmakta ve adliyeler basın kuruluşlarının sorumluları için adeta ikinci adres olmaktadır. Bu davaların raporlanması ve basın kuruluşlarına yardımcı olunması bir zaruret olarak ortaya çıkmaktadır. TGF öncülüğünde, bu konu ile ilgili olarak bir hukuki destek birimi oluşturulması doğrultusunda çalışma başlatılması kararlaştırılmıştır. (MEDYA SERVİSİ)

Evrensel'i Takip Et