20 Nisan 2015 00:59

Mısır yeni bir Vietnam’ı göze alır mı?

Suudi önderliğindeki Koalisyon güçlerinin Yemen’deki Husilere ait mevzilere yönelik hava bombardımanı dördüncü haftasını geride bıraktı.

Paylaş

Yusuf ERTAŞ
Ali KARATAŞ

Suudi önderliğindeki Koalisyon güçlerinin Yemen’deki Husilere ait mevzilere yönelik hava bombardımanı dördüncü haftasını geride bıraktı. 

“Kararlılık Fırtınası” hız kesmeden devam ediyor. İttifak güçleri adına Cuma günü yapılan açıklamada son 24 saat içerisinde Yemen’in Taiz, Aden ve başkent Sana’daki Husi mevzilerine yönelik 100 hava saldırısının gerçekleştirildiği belirtildi. Siviller arasındaki ölü sayısının bini geçtiği Yemen’de durum daha da kötüleşiyor.

SUUDİ-MISIR ASKERİ TATBİKATI 

Hava saldırıları ile sonuca ulaşamayan Suudi Arabistan bir kara harekatına zemin hazırlamaya çalışıyor. Suudi Arabistan yönetiminin önde gelenleri ve Mısırlı yöneticiler arasında yapılan bir dizi görüşmede iki ülke arasında büyük bir askeri tatbikat yapılması kararının alınması bir kara harekatının işareti olarak değerlendiriliyor. Lübnan’da yayın yapan Assafir gazetesi,  tatbikat dolayısıyla Suudi Arabistan topraklarında konuşlanacak geniş çaplı askeri birliklerin, Yemen’deki Husiler için bir baskı unsuru oluşturacağını yazdı.

MISIR’IN ACI DENEYİ

Mısır, 1962-1967 yılları arasında Suudilerin desteklediği kralcılara karşı Cumhuriyetçileri desteklemek için gittiği Yemen iç savaşının acı deneyini unutmuş değil. Yemen’e konuşlandırılan 70 bin Mısır askerinin 26 bini öldürüldü. Mısırlı tarihçiler bu felaket savaşını  “Mısır’ın Vietnamı” olarak tanımlıyor.  Muhammed Ebu el Gar, Mısır’da yayınlanan Egypt Independent’teki yazısında bu felaketin Mısır’ın 1967’deki İsrail’e karşı savaşta mağlup olmasına yol açan nedenlerden birisi olduğunu belirtti. 

ULUSAL DİYALOG ÇAĞRISI

Mısır Komünist Partisi ve Yemen Sosyalist Partisi, Yemen’de savaşın durması, yabancı müdahalelerin sona ermesi ve ulusal diyaloga geri dönülmesi çağrısı yaptı. 
Kahire’de bir araya gelen iki parti yöneticileri,  Yemen’in tamamen yıkılmasını önlemek, terör ve kaosa uygun ortam zemini oluşmasını engellemek, Yemen toplumunun sosyal yapısının bozulmasının önüne geçmek ve ülkede bir iç savaşın çıkmasını engellemek için tüm tarafların temsil edileceği ulusal diyaloga geri dönülmesini istedi.

YEMEN’DE BİR KARA MACERASINA HAZIRLIK MI?

Suudi Arabistan yönetiminin önde gelenleri ve Mısırlı yöneticiler arasında yapılan bir dizi görüşmede iki ülke arasında büyük bir askeri tatbikat yapılması kararlaştırıldı. 

Karar, Arap medyasında büyük yankı uyandırırken, ortak tatbikatın var olan siyasi gelişmeler ışığında yapılacak olmasının nedenleri de sorgulanmaya başlandı. 

Her iki taraf da tatbikatın, ülkeler arasındaki stratejik ve askeri işbirliği çerçevesinde yapılacağını açıklasa da, bunun özellikle Yemen’deki gelişmelerle ilgili olduğu yorumları yapılıyor. 

Lübnan’da yayın yapan Assafir gazetesi,  tatbikat dolayısıyla Suudi Arabistan topraklarında konuşlanacak geniş çaplı askeri birliklerin, Yemen’deki Husiler için bir baskı unsuru oluşturacağını yazdı. Gazete, tatbikata katılacak güçlerin, Suudi’nin Yemen’e olası bir kara harekatı için ihtiyacı olan güçler olduğunu vurgulayarak, iki ülke arasında gerçekleşecek tatbikata birkaç Arap ülkesinin katkı yapacağını ifade etti. 

Ayrıca gazete, bu tatbikatın, daha önce kurulması kararlaştırılan ortak Arap Ordusuyla bir alakasının olmadığını da kaydetti.


BAŞKAN’IN YEMEN BİLMECESİ

Muhammed Ebu EL GAR 
Egypt Independent

Mısır halkı arasında endişeye yol açan Yemen’deki hava baskınlarını tamamlamak üzere bir kara harekâtında Mısır’ın yer alması için Suudi Arabistan’ın yaptığı çağrıya verilecek olası cevap konusu konuşuluyor. Ancak Körfezin korunması için taahhütte bulunmuşsak ne yapabiliriz?

Birincisi: Suudi Arabistan tarafından sürdürülen savaş bir komşu ülkeye yönelik saldırıdır. Bazıları bunu önleyici bir hareket olarak değerlendiriyor. Ki bu şüpheli bir durumdur. Saldırıya maruz kalan bir Arap ülkesinin savunulması için harekete geçmek kabul edilebilir ancak biz farklı bir durumda saldırıya geçiyoruz.

İkincisi: Mısırlıların Yemen konusundaki anıları kötü. 1960’larda ordu, Yemen devrimini korumak için bazı birlikler göndermiş, çok geçmeden asker sayısını binlerin üzerine çıkartmak ve onları daha iyi donatmak zorunda kalmıştı. Ki bu Mısır’ın 1967’deki İsrail’e karşı savaşta mağlup olmasına yol açan nedenlerden birisidir.

Üçüncüsü: Askeri operasyon gizli olmasına rağmen hâlâ Bab El Mandeb’i korumak için kaç savaş gemisi ve uçak göndermemiz gerektiğini bilmeye ihtiyacımız var. Çünkü üst düzey Suudi yetkililer dünya genelinde yaptıkları basın açıklamalarında herhangi bir Arap ülkesinden bahsetmeden, Amerika Birleşik Devletlerinin ve başlıca Avrupa ülkelerinin kendilerini desteklediğini söylüyorlar.

Dördüncüsü: Biz savaşın sonunu ve askerlerimizin içinden çıkamayacakları bir bataklığa girip girmeyecekleri konusundaki riskleri tahmin edemeyeceğimizi biliyoruz. Bu nedenle bizim bir kara harekâtına bir ittifakın parçası olarak katılıp katılmayacağımızı ya da orada tek başımıza kaderimizle baş başa bırakılıp bırakılmayacağımızı bilmemiz gerekir.

Beşincisi: Savaş bir kişinin müzakerelerde pozisyonunu güçlendirmek için bir araçtır. Biz sonrasında müzakere masasında bir koltuğa sahip olacak mıyız yoksa biz sadece savaşırken yalnız Suudi Arabistan ve ABD mi müzakere masasında olacak?

Altıncısı: Bir parlamento yokluğunda, Milli Savunma Konseyi ve Bakanlar Kurulu hukuki açıdan yeterli olsa bile bir başkan için savaş kararı vermek zordur.

Yedincisi: Mısır’ın ekonomik koşulları ve en azından sözlü taahhütler bakımından Körfez ülkelerinden gelen finansal destek göz önüne alındığında, eğer Mısır savaşa katılmayı reddederse onun pozisyonu zayıflayacaktır. 

Sekizincisi: Mısır, siyasi kutuplaşmadan kaçınmalıdır ve dünün düşmanlarının yarının dostları olabileceğini bilmelidir. Arap yardımı Mısır’ın gelecekte bölgede bağımsız bir rol oynamasına engel olmamalıdır.


SAVAŞIN KARANLIK TÜNELİNDE BİR IŞIK

Fehmi HUVEYDI
Eşşuruk

Yemen’deki savaşın sona ermesi için ufukta bir ışık belirdi. Bu ışık, savaşın sona ermesi açısından önemli bir haftaya gireceğimizin habercisi olabilir. Halid Bahhah’ın cumhurbaşkanı yardımcısı olarak atanmasının duyurulması bu ışığın ilk belirtisi. Bahhah’ın önemi, bütün taraflardan kabul görecek bir şahsiyet olmasından geliyor. Güneyli olan Bahhah, daha önce ulusal uzlaşı hükümeti başbakanlığına atandı. Bahhah geçtiğimiz günlerde başbakanlıktan istifa etmiş ancak bu istifası kabul edilmemişti. Bunun yanı sıra, Husiler,  daha önce ülkeyi yönetmesi için öngördükleri meclise de Bahhah’ı aday olarak gösteriyordu.

Halid Bahhah’ın, bu göreve getirilmesi, Abdurrabu Mansur Hadi’nin yavaş yavaş geri plana geçeceğinin ve daha sonra siyaset sahnesinden çekileceğinin de göstergesi.  

Bir diğer önemli gelişme ise, Bahhah’ın cumhurbaşkanı yardımcılığı görevi ilan edildiği zaman, Sana kenti bazı gizli görüşmelere sahne oluyordu. Savaşan iki tarafı bir araya getiren bu görüşmeler aslında hava operasyonunun başlamasından sonraki günlerde başlamıştı. Ancak son dönemlerde oldukça geniş bir katılıma sahne oldu. Son toplantılarda, hemen hemen bütün üst düzey yöneticileri Husiler tarafından tutuklanan Islah Partisi hariç, Yemen’deki bütün kesimler temsil edildi. 

Yemen’deki krize bir çözüm bulmak amacıyla yapılan bu gelişmeler, çözüm için bazı temel noktalara odaklandı. Bunlardan ilki, Husilerin ele geçirdiği bölgelerden çekilmesiyle beraber Ensarullah Hareketi’nin (Husi hareketi) yönetimde söz sahibi olması ve bunun için de hareketin siyasi-sivil bir partiye dönüşmesi.  Bölgeden gelen bilgiler, Ensarullah yöneticisi Abdülmelik el Husi’nin bu gelişmeleri ve görüşmeleri günü gününe takip ettiğine işaret ediyor. Ayrıca, el Husi’nin var olan durumda bu görüşmeleri ve uzlaşıya varılmasını en fazla destekleyenlerin başında geldiği de belirtiliyor.


ARAP KANALLARI YEMEN’DE ÖLENLERE NEDEN YER VERMİYOR?

Abdulbari ATVAN

Yemen’deki savaşta ölen veya yaralanan Yemen vatandaşlarının haberleri neden Arap uydu kanallarında pek yer almıyor? 

Arap televizyonları ve özellikle Körfez uydu kanalları, Yemen’le ilgili bombardıman haberlerine ve yerle bir edilen hedeflere yer veriyor. Hem de daha önce görülmemiş bir coşkuyla.  Ancak bombardıman dolayısıyla hayatını kaybeden masum siviller bu haberlerde çok nadir yer alıyor. Hem de BM’nin hayatını kaybedenlerin sayısının bini geçtiğini yaralıların ise üç bin civarında olduğunu açıklamasına rağmen. 

Ancak aynı televizyon ve uydu kanalları, daha önce de şimdi de, Suriye’de ve IŞİD tarafından Irak’ta, Şengal dağlarında ölenlerin cesetlerine büyük yer veriyor. Gerçi biz sebebi çok iyi biliyoruz. Halen, bombardıman dolayısıyla ölen Yemenli bir çocuğun haberi yapılmış değil. 


YEMEN’E MÜDAHALE DURSUN VE ULUSAL DİYALOG BAŞLASIN

Yemen Sosyalist Partisi Genel Sekreter Yardımcısı Muhammed Mahlafi başkanlığında Siyasi Büro ve Merkez Komite üyelerinden oluşan bir heyet ile Mısır Komünist Partisi Genel Sekreteri Salah Adli başkanlığında Siyasi Büro üyeleri Mısır Komünist Partisi’nin Kahire’deki merkezinde bir araya geldi.
Mısır Komünist Partisi ve Yemen Sosyalist Partisi Yemen’de savaşın durması, yabancı müdahalelerin sona ermesi ve ulusal diyaloga geri dönülmesi çağrısı yaptı.
İki parti tarafından toplantı sonrasında yapılan çağrıda, Yemen’de siyasi bir çözüme ulaşmak için bütün tarafların yer aldığı ulusal diyalog toplantılarının tekrar başlaması gerektiği vurgulandı. 
Yemen Sosyalist Partisi, girişimlerinin amacının, Yemen’in tamamen yıkılmasını önlemek, terör ve kaosa uygun ortam zemini oluşmasını engellemek, Yemen toplumunun sosyal yapısının bozulmasının önüne geçmek ve ülkede bir iç savaşın çıkmasını engellemek olduğunu belirtti.


LÜBNAN

İÇ SAVAŞ VE KIRK YILLIK CEHALET

Manil el HATİP
Assafir

Bugün iç savaşın üzerinden tam kırk yıl geçti. Dünya devletleri içinde savaşı en çok konuşan ülkelerdeniz. Lakin herhangi bir hesap yapmadan.

İç savaşımız mezhepsel, bölgesel, aşiretsel ve aynı kesimler arasında bir savaş olarak doğdu. Akrabalar arasında bir zulüm olarak gerçekleşti. Savaşımız büyük devletleri harekete geçirdi. Bütün yönlerden müdahaleler için çağrıldılar. 

Önce başkalarının topraklarımız için savaşı dedik. Sonra kurtuluş, reform, imha, eşitlik ve mezhep savaşı dedik.  Hepsi vatan için övgüye değer savaşlar.

Savaşı ortaya çıkaran hiçbir reform programı gerçekleşmedi. Ne kazananların istekleri ne de kaybedenlerin talepleri. 15 yıl boyunca süren savaşta herhangi bir reform gerçekleşmedi. 150 bin kişi öldü. Yüz binlerce kişi yaralandı. Binlerce kişi kayboldu. 

Gerçekten bugün silaha başvurma olasılığı yükselmiş durumda. Gerçek olan bir diğer şey bizim, içerde oluşan aşırı deneyimden dolayı diğer ülkelerde tahrip edici sonuçlara yol açan risklerden geçmiş olmamız. Lübnan’da şahit olduğumuz siyasiler arasındaki bölünme, yerine yetişkinliğin alması gereken “kırk yıllık cehalet”tir.  


 

SUDAN SEÇİMLER

MUHALEFET EL BEŞİR’E ÇEKİLME ÇAĞRISI YAPTI

Middle East Eye

Sudan Muhalefeti geçtiğimiz günlerde yapılan seçimlerden sonra, Mevcut Devlet Başkanı El Beşir’e seçimi kazansa dahi görevden çekilme çağrısı yaptı. Muhalefet, bütün tarafları da mevcut sistemin değişmesi için ciddi bir çalışma yürütmeye davet etti. 

Sudan’da 13-16 Nisan tarihleri arasında parlamento, yerel ve devlet başkanlığı seçimleri yapılmıştı. Ancak katılım oldukça sınırlıydı. Seçimlerde El Beşir’in tekrar seçilmesi bekleniyor.

 

ÖNCEKİ HABER

Soma'da suç ölen işçiye atılıyor: Mehmet Efe ölmeseydi sorumlu kim olacaktı?

SONRAKİ HABER

Artık inkar pozisyonunun yapabileceği bir şey kalmadı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa