‘Hazırlığımız yaygın ve kitlesel 1 Mayıs için’
KESK, 1 Mayıs’ın ülke genelinde yaygın kutlanmasında en önemli merkezlerden biri. Sorularımızı yanıtlayan KESK Genel Sekreteri Hasan Toprak, bu yıl da yaygın, kitlesel ve ortak bir 1 Mayıs için çalışmalarını hızlandırdıklarını söyledi.

1 Mayıs’a günler kaldı. Ülkenin birçok yerinde hazırlıklar hız kazanırken, sendika ve meslek örgütlerinin programları da netleşti. Kamu emekçileri bu yıl ki 1 Mayıs’a genel seçim ve toplusözleşme öncesi girecek. Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Genel Sekreteri Hasan Toprak’la emekçilerin taleplerini, Taksim’i, toplusözleşme sürecini ve 1 Mayıs’ı konuştuk. Sorularımızı yanıtlayan Toprak, “En yaygın ve kitlesel biçimde işçi sınıfı ve ezilen halklarla birlikte 1 Mayıs’ı gerçekleştirmek istiyoruz” dedi.
Ağustos ayında kamu emekçileri toplu sözleşme masasına oturacak. Toplusözleşme talepleriniz 1 Mayıs’a nasıl yansıyacak?
AKP Hükümeti 13 yıldır işçi ve emekçilere çok kapsamlı saldırılar sürdürdü. Bu süreçte Irak’a müdahale, mezarda emeklilik gibi konularda bir araya gelebilen konfederasyonlar bölündüler ve AKP’nin istediği zeminde hareket ettiler. Geçen yıl Memur-Sen hükümetin ekonomi politikalarını rahatlatacak bir sözleşme imzaladı ve Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu da bu seçimlerde AKP’nin Ankara milletvekili adayı oldu. Bu bir karşılıklı alışveriş olarak görmek lazım. Bu nedenle geçen dönem imzalanan sözleşme nedeniyle bu toplusözleşmelere büyük kayıplarla giriyoruz. Düşük olan ücretler kamu emekçileri açısından bir yıkım oldu. Birçok iş kolunda iş güvencesini ortadan kaldırabilecek uygulamalar başladı. En son öğretmen alımlarında sınavı geçemeyenlerin işten çıkarılması gündeme geldi. Geçen Kasım ayında Devlet Personel Başkanlığı’nda yapılan toplantı 2015 sonuna kadar da performans değerlendirmesi ve iş güvencesine ilişkin hazırlıkların tamamlanacağını ifade edildi. Cumhurbaşkanının “İşverenler ne güzel kıdem tazminatını verip işten çıkarılabiliyor ama memurlar da bu yok” sözleriyle bunun sinyallerini vermişti.
ZAM VERGİYLE GERİ DÖNÜYOR
Biz de toplusözleşmeye ilişkin çalışmalarımıza bütçenin hazırlandığı dönemden itibaren başladık. Kamu emekçileri açısından insanca yaşanabilecek bir ücret, enflasyon farklarının ödenmesini talep ediyoruz. Sadece bir kamu emekçisinin enflasyon nedeniyle kaybı bin TL. Bu ülkede 3 milyon kamu emekçisi var. Bu para hükümetin cebine aktarılmıştır. Bir diğer önemli talebimiz ise ek ödemelerin emekliliğe yansıtılması. Emeklilik yasasına göre 40 yıldan aşağı çalışamayacak. 30 yıldan fazla çalışanların emeklilik ikramiyesinin ödenmesi konusunda bir hukuki kazanım da oldu ama hükümet geriye dönük olarak bununla ilgili bir düzenleme yapmadı. Ek ödemelerin emekliliğe yansıtılmasının insanca yaşanabilecek bir hayat için önemli. Ayrıca vergi adaletsizliği var. Maaşlarımıza artan vergi dilimleri oranında bir kesinti yapılıyor. Bu kesinti nedeniyle kamu emekçileri aldıkları zammı vergi olarak geri ödüyor. Artan oranda vergi diliminin emekçilerin lehine yeniden düzenlenmesini istiyoruz. Kamu emekçileri açısından meslek hastalıkları tanımı doğru yapılmadığı için birçok haktan yararlanamıyoruz.
Kadın istihdamının arttırılması konusunda bir talebimiz var.Tüm işyerlerinde ücretsiz kreş uygulaması için çalışma yürütüyoruz. Ülkemizde barışın sağlanması ve iç güvenlik paketiyle ülkede sıkıyönetimin devreye sokulmasına karşı çalışmalarımız oldu. Bu şartların altında her kamu emekçisine seslenen çalışmalara devam ediyoruz.
‘HÜKÜMET TAKSİM’İ DEĞİL 1 MAYIS’ YASAKAMAK İSTİYOR’
KESK DİSK TMMOB ve TTB olarak emekçilere 1 Mayıs çağrınız nedir? Ayrıca bu yıl da Taksim’de 1 Mayıs kutlanacak mı kutlanmayacak mı tartışmaları sürüyor.
Türk-İş ve Hak-İş ayrı duracaklarını daha önceden ifade ettiler. Bu; işçi sınıfını düşünerek değil, hükümeti düşünerek aldıkları bir karardır. Çünkü bu saldırıları püskürteceksek; işçi ve emekçilerin hep birlikte hareket etmesi lazım. Biz KESK, DİSK, TMMOB ve TTB olarak 1 Mayıs’ın taleplerimizi etrafında tüm illerde yapılması çağrısında bulunduk. 1 Mayıs’ın meydan tartışmalarını dışına çıkmasını bu dönem daha fazla önemsiyoruz. Bu nedenle son bir hafta kala işyerlerinde işçi havzalarında bir dizi etkinlikler yapma kararı aldık. İstanbul’un ise kendine özgü bir çalışması var. Taksim ısrarımız var ancak bu bir meydan ısrarı değil. Hükümet ise Taksim’i yasaklamakla 1 Mayısı yasaklamak istiyor. Taksim’de daha önce çok coşkulu bir şekilde kutlandığını biliyoruz ve bizce hükümet bu 1 Mayıs’tan korktu.
Türk-iş Zonguldak’da kutlayacağını açıkladı ancak birçok ilde ortak kutlamalarda Türk-İş şubeleri yer alıyor. Hak-İş ve Memur-Sen ise Konya’da, KESK ise DİSK, TMMOB ve TTB ile birlikte tüm illerde alanlara çıkma çağrısında bulundu…
AKP iktidara geldiğinden beri en çok emek alanıyla uğraşıyor. En çok işçi ve emekçileri ile onların sendikalarını hedef alıyor. Diğer yandan ise onları kendi politikalarına destek verecek bir hale getirmek için kamu emekçileri arasında Memur-Sen’i örgütlüyor. Buradan yola çıkarak kamu emekçilerinin Memur-Sen konusunda sendikal bir tercih yapabildiklerini söyleyemeyiz. İşçi sınıfı açısından da AKP Hükümeti Hak-İş’i ön plana çıkarmaktadır. Hak-İş de bu politikalara uygun olarak işçi sınıfından yana hareket etmek yerine, AKP’yi rahatlatan bir hat izleyerek Memur-Sen’le birlikte 1 Mayıs’ı Konya’da kutluyorlar. İki konfederasyon da emekçileri birleştirmeme ve olabildiğince parçalama rolü oynamaktadır. 1 Mayıs emekçilerin mücadelesinin birleştirilmesi ilişkin imkanların en çok yaratıldığı bir gün olarak değerlendirilir.
EN YAYGIN 1 MAYIS’LAR
1 Mayıs’ı AKP’nin işçi ve emekçilere yönelik politikalarına karşı en geniş birlikteliği sağlamak açısından yaygın kutlanması konusunda bir kararlılığımız var. Zaman zaman bu aksamalara uğrayabilir. İşçi ve emekçi hareketinin birleşik olması, yaygın ve kitlesel olması bakış açısının eksikliğinden kaynaklı bazı yanlış yönlendirmeler yaşanmaktadır. Bizim ana perspektifimiz; en yaygın ve kitlesel biçimde işçi sınıfı ve ezilen halklarla birlikte 1 Mayıs’ı gerçekleştirmek istiyoruz. Solcular ve AKP arasında mücadele günü olarak değerlendirmiyoruz. AKP Hükümeti, bazı bölgelerde ve özellikle İstanbul’da bu kitleselliğin önüne geçebilmek için Taksim tartışmasını yokuşa sürmektedir. Biz de AKP’nin çatışmaya çekmeye çalışan, emekçilerin kitlesel biçimde 1 Mayıs’a katılmaması için attığı adımlarına karşı İstanbul’da bir haftaya yayılan bir çalışma içerisine gireceğiz. Arzumuz, kamu emekçilerinden, işçilere, öğrencilere, kadınlara, ev emekçilerine kadar her kesimin taleplerini birleştirdiği bir 1 Mayıs gerçekleştirmek. Sadece meydan üzerinden kilitlenmiş bir tartışma, işçi ve emekçilerin kitlesel mücadelesini tıkayan bir tartışma olur. Tabi ki burada Taksim Meydanı’nın tarihsel ve hukuksal yönünü atlamıyoruz. 2010 ve 2011 yıllarında emekçilerin sorunsuz bir şekilde Taksim Meydanı’nda yaptığı 1 Mayıs örnekleri var. Ancak İç Güvenlik Yasası ve polisin 1 Mayıs’larda gösterdiği sert tutumu katılımları aksatmaktadır. Bunu biz de, hükümet de, valilik de görüyor. Dolayısıyla bizi de bu çatışmalı alana çekmek istiyor. Biz ise emekçilerin en geniş katılımla taleplerini ortaya koymalarını istiyoruz. Ayrıca dünyanın her yerinde işçiler 1 Mayıs’ı istedikleri alanda kutlama hakkına sahiptirler. Kaldı ki ETUC da bize emekçilerin uluslararası taleplerini dile getirme çağrısı da yapmıştır. Uluslararası alanda en geniş kutlanan bir bayramı biz de Taksim’de kutlamak istiyoruz.
Tüm Türkiye’de bir hafta boyunca 1 Mayıs’ı gündem yapan, şubelerimizin kendi inisiyatifiyle işyerlerinde ve işçi havzalarında da çalışma yürüten, bir faaliyet içerisine gireceğiz. Bu bir haftaya yayılacak çalışmayı da oldukça önemsiyoruz. Bu kamu emekçilerini kendi talepleriyle en geniş biçimde 1 Mayıs’ta birleştirme çalışmasıdır aynı zamanda.
Evrensel'i Takip Et