Camdan Pabuçlarımızı Çıkardık
Pamuk Prenses olmayı dileyen bir diğer arkadaşımız ise diyor ki, sanırım Melek Özlem Sezer'in müthiş tespitlerinden sonra bir ormanın içinde bulup sığındığım bir evin içinde ilk yapacağım iş asla temizlik yapmak olmazdı. Ayrıca bir elmanın çekiciliği kırmızı renginde de değildir ben hep yeşil elma sevmişimdir

Hilal KILIÇ
Hacettepe Üniversitesi
Kadın Çalışmaları
Topluluğu
Hepimiz kendi masalımızın kahramanı olmayı hedefleriz daha küçük yaşta. Pamuk gibi bir prenses olmak, kapatıldığımız kulelerden beyaz atlı prensler tarafından kurtarılmak, güzeller güzeli prensesi uyandırmak için kahramanlıklar yapmak…
Herkesin rolünün repliğinin bir şekilde belirlendiği bir dünyaya açtık gözlerimizi. Ve bir sürü ayrıntıyı, dayatmayı fark edebilmek öyle zordu ki bu muhteşem kurgunun içinde.
'Masallar ve Toplumsal Cinsiyet' kitabının başında söze şöyle başlıyor Melek Özlem Sezer:
"Timsahlarla aynı ırmakta yüzmezsiniz, vahşi bir ormana silahsız dalmazsınız, bir aslan karşı dağdan bile kükrese kaçarsınız. Ama yemyeşil bir kırda uzanıp göğe bakarken rahat; çimlerden yavaş yavaş zerk edilen bir zehir varsa, savunmasızsınız. Belki de masallarla mışıl mışıl uykuya dalarsınız. Derken günü gelir sorarsınız; Bir ölü olan Pamuk Prenses' in öpülmesi neden bizi dehşete düşürmez? Yalnızca basit bir öpücük boğazındaki elmayı nasıl çıkarır? Yoksa ima edilen bir sarsılma mıdır?
Hansel ve Gretel'in aileleri tarafından fakirliğe çare olarak ormana atılmaları ve haneye tecavüz, yamyamlık, cinayet, hırsızlıkla devam eden maceralarının anlamı nedir?"
Hacettepe Üniversitesi Kadın Çalışmaları Topluluğu olarak bu bulanık suyun daha da bulanıklaşması için her fırsatta bir taş daha atma çabalarının içerisinde biraz berraklığı yaratmaya çalıştık. Kitabın yazarı ile gerçekleştirdiğimiz söyleşi, meselenin hem herkesin bilinçaltını kurcalamayı başarmış olması hem de materyallerinin zenginliği ile oldukça ilgi çekti. Soru cevaplarla sürdürülen söyleşimizde zaman zaman şaşkınlığa uğradık zaman zaman kendi tespitlerimizi ortaya koyduk.
HİKAYENİN MUTLU SONU BU DEĞİL
Etkinlik sonrası katılımcılarımıza şu soruları yönelttik: Eğer bir masal kahramanı olma şansınız olsaydı hangisini seçerdiniz? Peki siz neler yapardınız?
Bir çoğumuza çocukluğumuzdan beri çok sempatik, estetik gelen peri kızlarından biri olmak isteyen arkadaşımız şimdi diyor ki; camdan kanatlarımı çalan birinin bekaretimi alması ile hayatımı söndüren bir evliliğe razı olmazdım, bu meselede mağdur olan tarafın benim olmama müsaade etmezdim. Nasıl olur da böyle bir hikayenin mutlu sonu bu evlilik olurdu?
‘İLK İŞİMİZ TEMİZLİK OLMAZDI’
Pamuk Prenses olmayı dileyen bir diğer arkadaşımız ise diyor ki, sanırım Melek Özlem Sezer'in müthiş tespitlerinden sonra bir ormanın içinde bulup sığındığım bir evin içinde ilk yapacağım iş asla temizlik yapmak olmazdı. Ayrıca bir elmanın çekiciliği kırmızı renginde de değildir ben hep yeşil elma sevmişimdir.
Tüm çocukluğu beyaz bir atın üzerinde sevdiği kadını kurtarıp yelelerini savura savura kırlarda dolaşmak olan bir diğer arkadaşımız ise diyor ki üzerime doğduğum andan beri yüklenen bu güçlü, sorumluluk sahibi, asla yıkılmayan erkek rolünü sanırım daha fazla kaldıramayacağım. Ayrıca ölü bir kadının boğazındaki elmayı 'öperek' çıkarmak pek de romantik değilmiş.
TALEPLERİMİZLE ALANLARDA OLACAĞIZ
Şimdi birçoğumuz uyumadan önce kulaklarımıza fısıldanmış bu sözde mutlu sonların alt metinlerini irdeliyoruz beynimizin içinde. Her bir kıvrımda yeni bir şey yakalıyoruz. Kitabı okumayanlara şiddetle tavsiye ediyor okuyan arkadaşlarımız, okumayanlar ise bir an önce kütüphanesine ekleme peşinde.
Hacettepe Kadın Çalışmaları Topluluğu bu etkinliği söyleşiye katılan her bir arkadaşla birlikte gerçekleştirmiş oldu. Bizler sorularımıza birlikte cevaplar yarattık. Ve daha uzunca bir süre masallı günler geçireceğimiz kesin.
Bu arada küçük bir not olarak bunu şuraya şöylece bırakalım;
Topluluğumuzla birlikte üniversiteli kadınların akademik eşitsizliğe hayır deyişlerine, cinsiyetçi eğitime karşı çıkışlara, taciz ve şiddet komisyonu taleplerine bir ses de biz olalım, camdan pabuçlarımızı çıkaralım, beyaz atlarımızdan inelim ve 1 Mayıs'ta işçi sınıfının mücadele ve dayanışma gününde biz de alanlarda olalım.
Evrensel'i Takip Et