1 Mayıs 2015 19:24

Zeki Gül
HDP İzmir Milletvekili Adayı

İzmir eski günlerine döndü. Bahar erik taneleri üzerindeki su damlaları kadar sahici. Seyyar satıcıların en güzel bayramı 1 Mayıs olsa gerek. Bu sene malum HDP İzmir milletvekili adayıyım. Güne Karşıyaka’dan başlamış oldum.  Vapur ile karşıya geçeceğiz. Çarşı’da gündelik telaştan eser yok. Karşıyaka Taraftarlar Grubu 1 Mayıs için tempo tutuyor; ne güzel! Bir arkadaşım 20 yıldır İzmir’deyim ama ilk kez vapura biniyorum dedi. Abidin Dino ve Yaşar Kemal anılmak istendi sanırım: “Deniz Küstü”. Yüreğimde onlar var, görüyor musunuz?

Cahit Sıtkı bir şiirinde “İzmir’in denizi kız, kızı deniz / sokakları hem kız hem deniz kokar” demişti. İzmir gerçekten ülkenin en kadın hali, aynen HDK bileşenleri gibi. Pasaport’tan Basmane il binasına yürürken Cumhuriyet Meydanı’nda bir polis arkadaşına “gazan mübarek olsun” diyordu. Yoksa gazın mı demek istedi? 

Duvarlarda 1 Mayıs afişleri birkaç yıl öncesine göre daha seyrek. Gezi süreci sanal iletişimi mi öne çıkardı ne?  Ve kadınlara dair sözler görece biraz artmıştı bu yıl:  “Kadın cinayetlerine, kadına yönelik şiddete ve tacize son verilmesi için haydi 1 Mayıs’a”, “Kadın bedeni ile barış!”
 Buluşma noktasında HDP bileşenlerinin pankartları serildikleri yerde kitleyle buluşmak üzereydi. 

“Kaza , kader, fıtrat değil iş cinayeti”

“Evde, işte, sömürüye, kadın cinayetlerine son”

“Demokratik çözüm ve kalıcı barış için BİZ’ler 1 Mayıs’a”

Birlikteliğin yarattığı umut bu olsa gerek. Son yılların en geniş ve katılımcı 1 Mayıs’larından birsiydi bu yılki. Aynen Newroz’da olduğu gibi.  Denebilir ki Gezi ruhu Newroz şiarı ile hemhal olmuş İzmir’in sokaklarına akmıştı. Ve HDK kortejinde  Eş Başkan Selahattin Demirtaş’ın sesi İzmir’e derin bir soluk aldırıyordu: “Seni başkan yaptırmayacağız, seni başkan yaptırmayacağız, seni başkan yaptırmayacağız…”

İzmir’de yıllardır ilk kez saatler 14.00’ü gösterdiğinde kortej hâlâ Gündoğdu Meydanı’na girememişti. İnsanlar sırt sırta çimlerin üzerinde, yolda kortejde, kıyı kafelerinde dost muhabbetinde…
 Derken bir arkadaşımdan fotoğraf geldi WhatsApp’dan ve altına eklemişti: “İzin verseler çocuklarımızla, gelinlerimizle kutlanır 1 Mayıs”. Gelinlerin en güzeli, damatların en yiğidi  İzmir 1 Mayıs kortejindeydi bu yıl.

Gazetemiz yazarlarından Bülent Habora yaşamını yitirmişti geçen yılın 1 Mayısı’nda. Ve 2 yıl önce bir Newroz sabahı sevgili Ata Soyer’i yitirmiştik. Tüm yitirdiklerimiz adına selamladım 1 Mayıs’ı.
Evet, bugün 1 Mayıs’ın nabzını sizler için İzmir’de tutmak istedim. Bu yazıyı İzmir sokaklarından yazarken bereket işçinin alın teri, emekçinin yüreği ile çoktan sokaklara, Gündoğdu Meydanı’na akmaya başlamıştı bile.  Bereket emekle mümkün. Yani mayıs ayı bin yıllardır emeğin kendini yeniden hatırlama, anma ayı oldu bir kez daha.

İşçiler, güvencesizler, proleterleşme yolundaki cümle sağlık çalışanları ve dahi hekimler; taşeron mağdurları, sendikalılar, henüz örgütlenememişler velhasıl yüreği solda atanlar alanları marşları, solukları, ayak sesleri ile çınlatıyorlardı İzmir’de de.  Denebilir ki hükümet kurup iktidar olamayanları çok gördü bu ülke, ama 1 Mayıs  hükümet olmadan da iktidar olabileceğimizi  bir kez daha hissettirdi yeniden.

Evrensel'i Takip Et