Çocukluk kahramanları da büyür: Tsubasa
Peki ya kahramanlarımız Tsubasa, Misaki, Hyuga ve Genzo Wakabayashi’ye ne oldu? Tabii ki henüz yürüyemeyen bir bebekken bile futbol topuyla müthiş hareketler yapan kahramanlarımız futbolu bırakmadı. Bu yazıda tam olarak kahramanların ‘spoiler’ ile dolu hikâyeleri var.

Faruk AYYILDIZ
Her çocuğun küçüklükte kalmış kahramanları vardır. Bunlar çoğunlukla da çizgi film karakterleridir. Erkek çocukları için bu kahramanlar genellikle; futbolculardır. Sokak futbolunun bir kültür olduğunu var sayarsak sayıları konusunda tahmin yapamayacağımız kadar çok çocuğun kahramanıydı; Tsubasa Ozora ve arkadaşları. Uğruna yıllar yıllar önce her sabah 5.30’da yayınlanan ve ortalama 20 dakika süren bölümleri izleyebilmek için sabahın köründe uyanılan Tsubasa. O zamanlar Tsubasa da çocuktu, biz de. Biz büyüdük, Tsubasa ve arkadaşları da büyüdü. Türkiye’den de ciddi oranda hayranı olan Japon kahramanlarımızın hikayesi genellikle Uluslararası Gençler Şampiyonasına kadar bilinir.Japonya genç takımı kupanın favorisi Almanya’yı finalde yenerek, şampiyon olmuştu. Peki ya kahramanlarımız Tsubasa, Misaki, Hyuga ve Genzo Wakabayashi’ye ne oldu? Tabii ki henüz yürüyemeyen bir bebekken bile futbol topuyla müthiş hareketler yapan kahramanlarımız futbolu bırakmadı. Bu yazıda tam olarak kahramanların ‘spoiler’ ile dolu hikâyeleri var.
TSUBASA OZORA
İlk olarak kaptan Tsubasa Ozora ile başlayalım. Uluslararası Gençlik Şampiyonasının yıldızı olan Tsubasa, rotasını Brezilya’ya kırıyor. Çok sevdiği ve sürekli birlikte çalışmak istediği hocası Roberto ile birlikte Brezilya’ya giden Tsubasa profesyonel futbol hayatına da burada adım atıyor. FC Brancos’a transfer olan Tsubasa kısa sürede Brezilya’da büyük dikkat çekiyor ve takımının en önemli oyuncusu oluyor. Tsubasa’nın yolu açıktır. Ancak Brezilya’da büyük bir rakip edinir; FC Brancos’tan Carlos Santana. Tsubasa başarıyı sağladığı Brezilya’dan Barcelona’ya (FC Katalunya) transfer olur ve kuşkusuz Katalunya bayraklar, tezahüratları altında Tsubasa’yı izlemek, onu daha çok sevmemize neden olur. Barcelona kariyeri kolay başlamaz. Kendisinden güçlü futbolcuların olduğu takımda kadroya girmekte zorlanan Tsubasa, B takıma gönderilir. Barcelona Teknik Direktörünün ‘bir sezonda 10 gol 10 asist yap’ sonra durumunu konuşuruz tavrı Tsubasa’yı ağlatacak kadar üzse de kahramanımız vazgeçmez ve çok kısa sürede bu istatistikleri yakalar. A takıma dönmeyi başaran Tsubasa, takımın yıldızlarından Rivaldo’nun sakatlanması sonrası ilk maçında oyuna girer ve kendisi gibi İspanya’ya transfer olan Santana ile karşılaşır. Tsubasa artık A takımın oyuncusudur ve formayı kaptırmaya niyeti yoktur!
TARO MISAKI
Serinin en efendi, sakin karakteridir Misaki. Sanatçı babasının peşinden sürekli ülke, kent değiştiren Misaki, Tsubasa’nın saha içi ve dışındaki en yakın arkadaşıdır. Tsubasa ile birlikte gençler takımında ‘altın ikili’ olarak anılan Misaki büyük serüvenlere atılmaz. Tsubasa Brezilya’ya giderken Misaki Japonya’da kalıyor ve oynadığı takımda şampiyonluklar yaşıyor. Ancak çok yeteneklidir ve Misaki’nin rotasında da Fransa vardır ve transfer olur. Aradan geçen zamana rağmen kendisi efendiliği ve sempatikliği hiç elden düşürmemiştir.
KOJIRO HYUGA
Tsubasa’yı izleyen her yoksul çocuk Hyuga’da kendisinden bir parça görmüştür. Yoksul, gururlu ve hırçın bir çocukluk geçiren Hyuga, futbol ile zorlu hayattan intikam alır. Küçük yaşta babasını kaybetmiştir ve ailesine bakmak zorunda kalmıştır. Hırsının tek sebebi budur. Üzerine ayrıca sınıfsal tahlillerin yapılabileceği bir karakter olan Hyuga kardeşimiz de Japonya’nın yıldız adaylarından birisi olarak İtalya’ya (Juventus) transfer olur. Japonya’daki maçlarda sertliğiyle kendi yaşıtlarının kolunu bacağını kırmaya yeltenen Hyuga, İtalya’da belli süre fiziki olarak zorlansa da bitmek bilmeyen hırsıyla çok çalışır ve İtalya liginde önemli bir golcü haline gelir.
GENZO WAKABAYASHI
Tsubasa serisinin belki de en karizmatik karakteri. Hatta birçok izleyici için Tsubasa’dan önce gelen şapkalı kaleci. Ağır başlılığı, müthiş özgüveni ile Wakabayashi, Tsubasa’dan bile önce Avrupa’ya gider. Japonya’daki hocasıyla birlikte Almanya’nın Hamburg takımına giden Wakabayashi burada kendisini geliştirir. Wakabayashi Japonya’da olduğu gibi uzun çalışmalarının ardından Almanya’nın da bir numaralı kalecisi olur ve Almanya’nın aslında en büyük takımı Bayern Münih’i frenleyerek, takımını şampiyon yapar. Wakabayashi sadece yetenekli değil profesyonelliğe karşı Metin Oktay ruhunu da taşıyan bir futbolcudur ki Bayern Münih’in transfer teklifini uzun yıllarını harcadığı takımın kendisine olan ihtiyacından dolayı reddeder. Wakabayashi sen bizim canımızsın.
JUN MISUGI VE DİĞERLERİ
Belki de çizgi filmin yukarıdaki dört karakter kadar yetenekli bir oyuncusu daha var ki; Jun Misugi. Yine pek bir efendi karaktere sahip Misugi, kalp hastalığı nedeniyle asla istediği gibi futbol oynayamamıştır. Futbolu tamamen bırakmasa da maçlarda en fazla 15 dakika süre alabilen Misugi futbolculuğunun yanında Japonya takımının da yardımcı antrenörü olur. Ishizaki, Sawada, Tachibana kardeşler ise Japonya’da kalırlar ve henüz Avrupa’ya gidememişlerdir.
Evrensel'i Takip Et