03 Mayıs 2015 04:04

Hayat aşktır

Ara’nın şarkılarının bir başlangıcını duyuyorum, bir de şarkılar bittikten sonra oluşan sessizliği. Arada kalan kısımda ne vardı? Hatırlaması ve anlatması zor. Yüzyıllık bir hikâye. Bu yüzden albümdeki şarkıları ikiye ayırın. Hakikat sizde kalsın, umut bizde…

Paylaş

Cömert Uygar ERDEM*

Tahminen 1800’lü yıllarda, Dersim’den Ardahan Göle’ye göç eden yaşça büyüklerimiz; göç ettikleri yeri bir daha geri dönmemek üzere yurt ediniyorlar. Dersim’den gelen dil, inanç sistemi, ritüeller, doğayı ve doğadaki varlıkları algılama hali varlığını koruyunca; göç ettikleri yerin mekanları ve varlıkları da (ziyaret mekanları, başında kurban kesilen çeşmeler, Pepug kuşu vb.) Dersim’dekine benzemeye başlıyor.  Ama “welat”1 kelimesini bir daha geri dönmeyecekleri Dersim ile özdeşleştiriyorlar.
Göçün ve göç güzergahının gizemini çözmek için bir çok soru sorduk. Ama tatmin edici bir cevap alamadık. Sözlü aktarımlar üzerinden ilerleyen kısa tarihimizde yaşça daha küçük olan bizlere çok öykü kalmadı tabi.
Elde kalan kısa hikayeden muaf olamayanlar; bilmedikleri, görmedikleri bir coğrafyayı “welat” diye nitelendirmeye devam ederek, orayı hissetmeye çalıştılar. Komşularından farklı bir dili, inancı, şarkıları, yemekleri ve ritüelleri korumaya çalışırken uzakta bir yerlerde bulunan bir bölgeyi ve mekanları “welat” diye andılar, özlediler. Onnik’in Diyarbakır’ı (Dikranagerd) gibi…
Ara Dinkjian, Babası Onnik Dinkjian’ın Diyarbakır ile kurduğu ilişkiyi böyle anlatıyor. 1915’te Diyarbakır’ı terk etmek zorunda kalan bir ailenin çocuğu olan Onnik, 75 yaşında görme şansına nail olduğu Diyarbakır’ı, Diyarbakır’dan koparılma nedenleriyle birlikte özlemiş. Aklı hep Diyarbakır’da kalmış. Hayatımızda ne çok Onnik var değil mi ?
Biri Kalan Müzik’ten diğeri Mira Records’tan çıkan iki albümün eş zamanlı anlattığı hikayeden söz ediyorum.

ONNİK’İN SEVDASI GÖZÜNDEN OKUNUYOR

Onnik, Mira Records’tan çıkan Diyarbekiri Hokin (Diyarbakır’ın Ruhuna) isimli albümünde Diyarbakır şarkılarını, “Diyarbakır Ermenicesi” ile söylüyor. Hatırlatmakta fayda var; Onnik ilk defa Diyarbakır Ermenilerinin şarkılarını söylemiyor. 90’lı yıllarda, İstanbul’da plaklardaki şarkılardan derlenen, elden ele gezdirilen, çoğaltıp aktarılan bir çekme kasetin öyküsü, bu albümün fikriyatını oluşturuyor.  
Albümde, ezgisi bir coğrafyaya mal olmuş, ama Türkçe sözlerle dilimize pelesenk olan geleneksel Diyarbakır şarkıları Ermenice’nin Diyarbakır ağzında sözler yazılarak yorumlanmış. Celal Güzelses’in kaynak kişisi olduğu şarkılar da var. Celal Güzelses’i bilir misiniz ? Dinlediğimiz çoğu Diyarbakır şarkısının kaynak kişisi. “Meryemo” isimli şarkının kaydını bulabilen, kıymetini bilsin.
Kürtçe şarkıların, Türkçe sözler yazılarak uğratıldığı kültürel kıyıma ilişkin tartışmaları bir tarafta bırakıp, Onnik’in Ermenice’nin Diyarbakır ağzında sözler yazarak yorumladığı şarkılarda, ezgilerin iç dinamiklerini nasıl yakaladığını ve hissettirdiğini, şarkının kendisini sözlerine nazaran nasıl ön plana çıkardığını incelemekte fayda var. Türkçe sözlerle öğrendiği Diyarbakır şarkılarını Ermenice sözlerle yâd eden Onnik’i buradan anlamaya çalışmalı. Albüm, Suriçi’nde bir ara sokakta –halk arasında bilinen adıyla - Dört ayaklı minare üzerinden adresi tarif edilen Surp Giragos Ermeni Kilisesinin restore edilmiş hali gibi. Eski taşlarla, eski taşlara uygun yeni taşlarla onarılan bir yapıyı gözünüzde canlandırın. Ya da arada kalma halini düşünün.
Surp Giragos Ermeni Kilisesi, dört ayaklı minareden daha yüksek çan kulesine sahip olduğu için 1914 yılında top ateşiyle yıktırılıyor.2 1915’te Onnik’e Diyarbakır’ı sokaklarında kaybolamayacağı kadar net anlatan ailesi Diyarbakır’dan göç ediyor.

ARA SUSUYOR, ONNİK DİYARBAKIR’IN GÖZLERİNE BAKIYOR

Diyarbakır’ı, babasının özlemi üzerinden kurduğu bir hassasiyetle aktaran Ara Dinkjian’ın Kalan Müzik’ten yayınlanan Hakikat – Umut albümü ise, kendisinin tanımıyla “yas tutmayı, ölmüşlerin ruhlarının huzurla uyumasını ve mücadeleyi konu alan” şarkılardan oluşuyor.
Ara Dinkjian’ı sorarsanız, benden iyi tanıyorsunuz. Sezen Aksu’nun sesinden duyduğunuz Ara Dinkjian besteleriyle bir çok kez hemhal oldunuz. Tanımadan sevmiş de olabilirsiniz. Tahmin edin hangi şarkılar onlar? Bir parantez daha açayım, Sezen Aksu dışında başka Türkiyeli müzisyenler tarafından Türkçe sözler yazılarak seslendirilen besteleri de bulunmakta.
Ara’nın anlattıklarını sorarsanız, birebir aktarmak çok zor. Sezen Aksu’nun sesinin arkasında saklanan, teknik gerekçelerle sesi kısılan o ezgilerin, bir insan sesine ihtiyaç duymaksızın bir şeyler anlatmaya çalıştığını hayal edin.
Bu albümü dinlerken oluşan hissi, son bir sene içinde yol ettiğim Diyarbakır’da, Suriçi’nde Samo’nun3 evini ararken karşı karşıya kaldığım denklemdeki ruh haline benzetiyorum; ya kayboluyorum ya da girmeye cesaret edemediğim dar bir sokağın ucundan geri dönmek istiyorum. Samo’nun evine gidenlerin fotoğraflarını gördüğümde, gitme şansım olan her seferde korkarak sokak başından dönmüş olmamın pişmanlığını yaşıyorum.
Albüme dönecek olursak; Ara’nın şarkılarının bir başlangıcını duyuyorum, bir de şarkılar bittikten sonra oluşan sessizliği. Arada kalan kısımda ne vardı? Hatırlaması ve anlatması zor. Yüzyıllık bir hikâye. Bu yüzden albümdeki şarkıları ikiye ayırın. Hakikat sizde kalsın, umut bizde…
Ara; annesinin anneannesi olan Armenouhie Mallanian – Maksian için yazılmış albümünün ilk şarkısında,  O’na hayatın anlamını sorduğunu ve “Hayat Aşk’tır” cevabını aldığını söylüyor. Sonrasında sadece ud çalıyor. Anlayan sesler ekleniyor sesinin üzerine. Aşk konuşarak anlatılamıyor ya bazen. Bu da öyle bir şey işte.
Onnik ise ailesinden dinlediği Diyarbakır’ın sokaklarında kaybolmuyor. Sanki orayı hiç terk etmemiş gibi…

*Ekoloji Kolektifi üyesi, Avukat
1 Welat, Zazaki’de ülke, yurt, memleket anlamına gelmektedir.
2 Mehmet Atlı, Hepsi Diyarbakır/Herkesin Bildiği Kimsenin Bilmediği, İletişim Yayınları, s.237
3 Sami Hazinses veya gerçek adıyla SamuelAgopUluçyan

ÖNCEKİ HABER

Kıbrıs’ın seçimlik halleri

SONRAKİ HABER

Basın özgürlüğü nasıl ölçülür?

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa