12 Mayıs 2015 01:00

Verilen hiçbir söz tutulmadı

301 madencinin can verdiği Soma katliamının ardından tepkiler yükselirken, hükümet de ardı ardına madencilere sözler verdi. Geçen süreçte hiçbir söz tutulmadı. Sözlerin tutulmasını isteyen işçiler hep oyalandı. İşçi eylemlerini bastırmak için canını dişine takan kaymakam ise AKP’den milletvekili aday adayı oldu.

Paylaş

SOMA DOSYASI: FITRAT DEĞİL CİNAYET

HAZIRLAYAN: EMİNE UYAR

Türkiye ve dünya madencilik tarihine giren Soma katliamının ardından halk seferber oldu.  Hem sokaklarda, işyerlerinde tepki gösterirken hem de Soma’ya gelip aileleri ziyaret ederek, ihtiyaçlarıyla ilgili elinden gelen maddi manevi yardımı yapmaya çalıştı. Öyle ki madenci yakınlarına sadece hayırseverler, belediyeler, sendikalar, odalar tarafından AFAD’ın hesaplarına yatırılan 46 milyon 500 bin TL ve ayni yardımlar dağıtıldı. Hükümet yetkilileri ise yaşanan vahşetin üzerini örtmek için bol keseden vaatlerde bulundu.

Maden işçileri 301 arkadaşlarını aralarından alan koşulların değişmesi için kazadan bir hafta sonra 20 Mayıs 2014’te, “Devlet bizi kendi bünyesi altına alacak, haklarımızı verecek, madenleri Avrupa standartlarına getirecek. Biz artık can vermek istemiyoruz” diyerek Hükümet Konağı önünde oturma eylemine başladı.

Oturma eylemi yapan işçiler, taleplerini Meclise iletmek için aralarında bir heyet oluşturarak 22 Mayıs’ta AKP Genel Merkezi’nde, dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, Enerji Bakanı Taner Yıldız, Çalışma Bakanı Faruk Çelik ve AKP Genel Başkan Yardımcısı Salih Kapusuz ve bir grup milletvekiliyle görüştü.

MADEN İŞÇİLERİNİN TALEPLERİ

İşçiler, işyerlerinin iyileştirilmesi, madenlerin ILO standartlarına getirilmesi; kamulaştırılması, bu doğrultuda Maden Yasası’nın yenilenmesi ve insanca yaşanacak bir ücret verilmesi taleplerini dile getirdiler, partilerden söz istedi.
İşçilerden oluşan 8 kişilik bir heyetin Ankara’ya gitmesinin ardından Soma’ya gelen Salih Kapusuz, emeklilik süresi, yakınlarını kaybedenlere ücret bağlanması, denetim zafiyetleri, ücretler, iş güvenliği gibi konularda çalışma yapacaklarını anlattı, işe gitmeyen işçilerin de, ücret kesintisi ve işten atılma endişesi yaşamaması gerektiği vurgulandı.
İşçi, “Taşeronu bitireceğiz diyorsunuz ama Soma ve İmbat devletin taşeronu. Burası da kamulaştırılsın. Bunun sözünü verin” dedi. İşçiler, vaatler üzerine oturma eylemini sonlandırdı.   
Devlet tarafından denetimler yapılana ve teftiş raporları tamamlanana kadar kimse madenlere inmeye zorlanmayacak denildi ancak işçilere cep mesajı ya da resmi tebligatla “işe gel” çağrısı yapıldı. Kimseye çıkış verilmeyecek denildi ancak 2831 işçi bir anda kapı önüne kondular.
Maden işçileri katliamının ardından pek çok yürüyüş gerçekleştirdi. Sorumluların yargılanması, taşeron sisteminin kaldırılması, madenlerin kamulaştırılması ve iş güvenliği tedbirlerinin alınması en çok vurguladıkları talepler oldu.

İŞÇİ ARTIK İNANMIYOR

Maden İşçisi Uyar Yılmaz’ın şu sözleri madenlerdeki koşulları ve işçilerin kamulaştırma talebinin ne kadar yakıcı olduğunu anlamak açısından çarpıcı: “TKİ işçilere sahip çıkmalı. Bundan sonra taşeron sistemi, dayıbaşı sistemi istemiyoruz. Dayı başları 60-70 bin lira alıyor biz 1500 lira. Madenler bir an önce kamulaştırılmalı.”
“Soma’da yaşanan maden faciasından sonra ne oldu?” sorusunu cevaplayan, facianın yaşandığı madende çalışan işçilerden Taner Yıldırım da şunları söyledi: “Şu anda değişen hiçbir şey yok. Bize verilen sözlerin büyük bölümü yerine getirilmedi. İşçilerin psikolojik durumu iyi değil. Gelecek endişesi taşıyoruz. Büyük bölümünün kredi borçları var. Yüzde 80’i kirada oturuyor. İnsanların aklına işte, ‘müjde’ adı altında bir şeyler sokuluyor. İşçiler artık buna inanmıyor. Onlar kendilerini aldatıyor. Devletin verdiği sözlerin hangisi tutuldu?”


TUTULAN TUTULMAYAN SÖZLER

22 Mayıs 2014’te, Soma’daki maden işçilerini temsilen Ankara’ya gitmiş olan işçiler kendilerine verilen ancak yerine getirilmeyen sözlerle ilgili bir çizelge hazırladı. Buna göre işçilere verilen ancak tutulmayan sözler şöyle: “Devlet tarafından denetimler yapılana ve teftiş raporları tamamlanana kadar kimse madenlere inmeye zorlanmayacak. 6 maaş ikramiye verilecek. Kanunda yer altında günlük 7,5 saat yazan çalışma süresi, 6 saat olacak. Haftalık çalışma saati 36 saati asla geçmeyecek. Ölen madenciler, sivil şehit statüsünde sayılacak. Taşeron sistemi kaldırılacak. Uyar Madencilik’te çalışırken işsiz kalan işçilerin mağduriyeti giderilecek. İşçilerin alacağı tazminatlar, bir yasa çıkarılarak işsizlik fonundan ödenecek.”
İşçilere verilen sözlerden kısmen tutulan sözler Maaşlar en az 2 bin lira olacak. Emeklilik yaşı, 55’ten 49’a düşürülecek. Bin 400–bin 500 lira arasında ölüm aylığı bağlanacak.”
İşçilere verilen ve tutulan sözler ise şöyle: “Ölen madencilerin yakınlarına TOKİ’den ev verilecek. Ölen madencilerin yakınlarından bir kişiye istihdam sağlanacak. Resmî tatiller ve senelik izinler, yer altı sigortası olarak yatırılacak.”


KAYMAKAM KENDİNİ SİPER ETTİ

Her eylemde işçilerin karşısına Soma Kaymakamı Bahattin Atçı çıktı. Atçı işçilerin kamulaştırma talebine karşılık, “Sizin koşullarınızın iyileşmesi için devletin işveren olmasına gerek yok. Öncelikli olarak koşullarınızın iyileştirilmesine yoğunlaşmamız lazım. Kamulaştırma yönünde bir çalışma olduğunu söylemek kendimizi kandırmak olur. Ben kamulaştırma talebine katılmıyorum. Daha önce denendi ve başarılı olmadı” açıklamalarında bulundu. İşçiler ise “Hükümet istediği zaman bir gecede özelleştirme yasasını geçiriyor bizim için de kamulaştırma yasasını geçirsin. Kamulaştırma çalışmaları için 300 işçinin daha mı ölmesi gerekiyor” diyerek tepki gösterdi. Atçı bu çalışmaları karşılığında AKP’den milletvekili aday adayı olduğunu açıkladı. 


13 MAYIS’TAN BU YANA DEĞİŞEN BİR ŞEY YOK

CHP Manisa Milletvekili Özel, şehit madencilerin ailelerine iktidar partisi tarafından verilen sözlerin bir kısmının tutulduğunu, bunların da faciayı örtbas etmek için yerine getirildiği açıklamasında bulundu. Özel “Şu anda hâlâ madenlerde çalışmakta olan 49 bin işçinin özlük hakları, çalışma şartları, işe gidiş gelişleri ve iş güvenliği konusunda bir arpa boyu yol alınmadı. Özellikle 22 Mayıs günü Ankara’ya gelen Somalı madencilere AKP’li yetkililer, bakanlar tarafından verilen 15 sözün yerinde bugün yeller esiyor. Açıkçası hem işçiler hem oradaki ailelerin hepsi kandırıldı. İçinde Soma’dan başka her şey olan, 150 maddede sadece üç beş tane Soma düzenlemesi bulunan, geride kalanlara bir parmak bal, ölenlere ise rahmet okuyan işte bu yasa Meclisten geçti. Bu yasada Soma yok, madencilerin hakları, iş güvenliği yok. Verilen 15 sözden üçü tam, beşi kısmen yerine getirilebildi, yedi tanesi ise hiç yerine getirilmedi. Örneğin yasaya göre hâlâ madenlerde çalışma süresi fiilen 7 saatten fazla oluyor ya da dayıbaşı sistemi hâlâ güçlü bir şekilde ayakta, yani 13 Mayıs’a neden olan taşeron sistem aynen devam ediyor. Madencilerimiz, bu süre zarfında maaşlarını eksik aldılar. Kimse bu konuda madencinin yanında olmadı. 6 maaş ikramiye sözü verildi ama yerine getirilmedi. Bugün ülkemizde 13 Mayıs’tan bu yana değişen hiçbir şey yok” dedi.


MADENCİ KIYIMI

AKP, verdiği sözlerden geri adım atmaya başlayınca Somalı madenciler de komisyona yazı gönderdi. Yazıda, “Bizler 22 Mayıs 2014’te Ankara’ya gelen, Başbakanla, bakanlarla ve Meclisteki siyasi partilerle görüşen 9 kişilik heyetin içinde yer alan, ayrıca Salih Kapusuz’un başkanlığındaki heyet Soma’ya geldiğinde bize verilen sözler tekrar edilip oturma eylemini bitirmemiz istendiğinde oturma eylemini bitiren madencileriz. Kamuoyunda madencilere verilen bazı sözlerden geri dönüldüğünü üzülerek takip ediyoruz” denildi
İşçilere verilen sözlerden biri de işten çıkarılmayacaklarıydı. 30 Kasım günü Eynez maden ocağı ile aynı holdinge bağlı Atabacası ocağında çalışan 2 bin 831 işçi cep telefonu mesajlarıyla işten atıldı. Tazminatları ödenmeyen işçiler geleceksizliğe mahkum edildi. İşçiler haklarını alabilmek için TKİ önünde oturma eylemi yaptı. Oturma eylemini yapan işçilerden Arif Şengül “Bizlerin talepleri belli; mağduriyetimizin en kısa zamanda giderilmesi, tazminatlarımızın ödenmesi, Soma Kömürleri AŞ’nin bütün ocaklarının düzeltilip, emniyetli bir şekilde devlet tarafından işletilmesi ve çıkış verilen tüm arkadaşlarımızın yeniden işe alınması. Bizler bu talepler için eylem yapıyoruz. Zorlu şartlarda eylemimizi gerçekleştiriyoruz ama hiçbirimizde yılgınlık yok. Kamuoyuna sesimizi duyurup, onların da desteğiyle haklarımızı almak istiyoruz” dedi.
Ahmet Mutluer ise şunları söyledi: “13 Mayıs felaketinden yaralı olarak kurtarılan bir madenciyim. Bu acıları yaşadığımız yetmezmiş gibi bir de çıkışlarımız verildi. Madenciye verilen sözler tutulmadı.  “Hiçbir işçiye çıkış verilmeyecek, işyerleri açılıncaya kadar maaşlar ödenecek, gerekirse bizler denetleyeceğiz ve madenleri güvenli bir şekilde açacağız. Sizler de çalışacaksınız” dendi bize ama 6 ay sonra çıkışımızı verdiler. Madencinin kaderi bu mu?”


‘EN BÜYÜK MAĞDUR, YAŞAYAN İŞÇİLER’

Manisa Barosu eski Başkanı Zeynel Balkız, Maden faciası sonrası hâlâ sorumlular hakkında dava açılmadığını, sağ kurtulan işçilerin ise unutulduğunu söyledi. Faciadan sonra ilçeye çeşitli ziyaretlerin yapılarak sözlerin verildiğini, ancak yerine getirilmediğini kaydeden Balkız, “Şehit ailelerine biraz yardım yapıldı, arka çıkıldı. Fakat yaralı olarak kurtulanlara birşey yapılmadı. AFAD’dan hiçbir yardım gelmedi. İşçiler, icraya düştü. Psikolojik tedavi görenler var. Hükümet sözünü tutsun. Bu kış uykusuna son versinler” diye konuştu.
Balkız, “Pek çok işçi de SGK’dan emekli olarak çalışıyordu. Onlar işsiz kalınca işsizlik parası da alamıyorlar. Bu insanların taksiti, üniversiteye giden çocukları var. Hükümet bu durumda olanlara da bir çare bulsun. Kınık’ın Elmacı Mahallesi’nde oturan İlkay Yıldırım madende şehit oldu. Eşi Aslı Yıldırım trafik kazasında öldü. Sevcan (6) ve Sercan (7) ismindeki iki çocuğuna sahip çıkan olmadı. Soma sahipsiz. En büyük mağdur, yaşayan işçiler. Hükümet bir şey yapmamaya devam ederse hukuksal olarak hakları sonuna kadar arayacağız. Artık feryat ediyoruz” dedi.


TORBA YANDAŞA YARADI

Soma faciasının ardından hükümetin maden işçilerinin şartlarının düzeltilmesi için çıkardığı Torba Yasa’da 6 maaş ikramiye hiç geçmedi. 2 bin TL’lik maaş asgari ücretin iki katı oldu. Emeklilik yaşı 49 olacaktı, 50 olarak düzenlendi. Taşeron sistemi kaldırılmadı.
Haftalık çalışma süresi sadece yeraltında çalışan maden işçileri için 36 saat yapılırken, vardiya değişimi yer altında yapıldığı için çalışma saati fiilen yine 45 saatte bırakıldı. Yaşam odaları yasada yer almadı, sonradan yapılan düzenleme ile zorunlu hale getirildi. 301 işçinin yaşamını yitirdiği Soma faciasının ardından madenciler ve taşeron işçiler için hazırlandığı söylenen ve Meclise 60 madde olarak gönderilen paket, yandaş şirketler için yapılan eklemelerle 150 maddeyi geçti. Madenciler için hazırlanan yasada düzenlemelerle hükümete yakın kişi ve gruplar için yeni avantajlar sağlayacak maddeler eklendi.

ÖNCEKİ HABER

Suudi Arabistan ile ABD arasında neler oluyor?

SONRAKİ HABER

Ankara, 4.0'la sallandı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa