CHP: Güvensizlik korkuya dönüşmemeli
CHP Genel Başkan Yardımcılarının da aralarında bulunduğu bir heyet İstanbul’da gazete yönetici ve yazarlarıyla bir araya gelerek, ekonomi dışındaki hedeflerini ve politikalarını paylaştı.

Çağrı SARI
İstanbul
Cumhuriyet Halk Partisinin (CHP) seçim bildirgesi şu ana kadar, yoğun olarak ekonomik vaatleri bakımından tartışıldı. CHP Genel Başkan Yardımcılarının da aralarında bulunduğu bir heyet İstanbul’da gazete yönetici ve yazarlarıyla bir araya gelerek, ekonomi dışındaki hedeflerini ve politikalarını paylaştı.
Toplantıya CHP Genel Başkan Yardımcıları Sezgin Tanrıkulu ve Prof. Dr. Mehmet Bekaroğlu ile CHP İstanbul 3. Bölge Milletvekili Adayı İlhan Cihaner, CHP Ankara 2. Bölge Milletvekili Adayı Şenal Sarıhan ve CHP İstanbul 2. Bölge Milletvekili Adayı Enis Berberoğlu katıldı. Gazeteciler ekonomiden, gençlik sorununa, CHP’nin dönüşümünden, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Anayasa’yı ihlal etmesine, seçim güvenliğine dair pek çok konuda hem soru sordu hem de görüşlerini bildirdi.
DİYANET VE CHP
İlk soru CHP’nin seçim bildirgesinde yer alan “Devlet tüm inançlara ve bireysel tercihlere eşit mesafede duracak, Diyanet İşleri Başkanlığının bu ilke çerçevesinde hareket etmesi sağlanacaktır.” İfadesi üzerine geldi. Diyanet İşleri Bakanlığı bu sıralar memleketin en önemli gündemleri arasında. Erdoğan CHP’ye de HDP’ye de Diyanet üzerinden yükleniyor. Soruyu yönelten gazeteci, CHP’nin “Diyanet’i kaldıracağız” diye bir vaadi bulunmamasının taban hassasiyetinden kaynaklı olup olmadığını sordu.
Mehmet Bekaroğlu, tabanı rahatsız etmemek gibi bir düşünce olmadığını söyledi. Bugün Diyanetin tek mezhep taşıdığını, tüm dinlere eşit mesafede durması gerektiğini söyledi.
Ramazan ve bayram gibi konulardaki çeşitli hizmetlerin Diyaneti gerekli kıldığı görüşünü dile getiren Bekaroğlu, CHP’nin gündeminde imam hatip okullarının da kapatılmasının da olmadığını söyledi. Bekaroğlu, “İnsanlar hangi dini çocuklarına öğretmek istiyorlarsa onu öğretebilmeli” diye konuştu.
‘DOĞRUDAN ÖCALAN MUHATAP ALINMAMALI’
Sonraki soru ise Kürt sorununa dairdi. Kürt sorununun çözümünde CHP’nin Meclisi işaret ettiği, Öcalan ile görüşmeye karşı çıktığı, bunu da çeşitli vesilelerle dile getirdiği belirtilerek “Bu CHP’nin kırmızı çizgisi midir?” şeklindeki soruya yanıt Sezgin Tanrıkulu’dan geldi. Tanrıkulu, Meclis odaklı bir siyasi parti olduklarını, Mecliste bir komisyon kurulması gerektiğini ve bu çerçevede görüşmeler yapılması gerektiğini söyledi. Öcalan ya da başka isimlerle görüşmeye bu komisyonun karar vermesi gerektiğini belirten Tanrıkulu, “Doğrudan Öcalan’ı muhatap alan yöntemi doğru bulmuyoruz” dedi.
ANAYASA’NIN 66. MADDESİ
Bu kapsamda Anayasa’nın 66. maddesinin (Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk’tür.) kaldırılıp kaldırılmayacağına dair soruya ise Sezgin Tanrıkulu, yeni bir Anayasa talepleri olduğunu ancak şu anda bu soruya net bir şey demeyi doğru bulmadığını söyledi.
SURİYE’YE 2 GÜN İÇİNDE MÜDAHALE
CHP’ yöneticilerinin ya da adaylarının son dönemde söylemleri de dikkat çekiyor. Örneğin CHP Genel Sekreteri Güsel Tekin’in hükümetin savaş çıkarma planı yaptığı ve Türkiye’nin 2 gün içerisinde Suriye’ye gireceği iddiası, bir anda Türkiye’nin en çok konuştuğu konular arasına girdi. Ayrıca, CHP’nin Ermeni Soykırımı’nın 100. yılına da denk gelen bu seçimlerde, Ermeni olan Selina Doğan’ı aday göstermesi, Doğan’ın ise soykırıma dair konuşmaması kamuoyunun dikkatini çekti. Her iki olay da gazetecilerin yönelttiği sorular arasındaydı.
CHP’li vekiller Gürsel Tekin’in iddialarına dair net bir açıklama yapamadılar. Önce Enis Berberoğlu konuştu, Tekin’in kaynağından çok emin olduğunu söylediğini hatırlattı ve bu konunun kendisine sorulabileceğini söyledi.
Sözü Bekaroğlu aldı. Davutoğlu’nun ‘Şimdi Suriye’ye müdahale söz konusu değil’ ifadesindeki ‘şimdi’ kelimesine dikkat çekti. Son olarak konuyu İlhan Cihaner değerlendirdi. Cihaner de “Suriye’ye 4 adam gönderirim 8 füze atarım” diyen bir hükümet ile eğit-donat programına sahip bir Türkiye’den bahsedildiğini belirterek, böyle bir müdahale potansiyelinin ‘her an’ var olabileceğini söyledi.
Selina Doğan sorusu içinse, Doğan’ın suskun olmadığı, kendisinin de milletvekili olacağı, zaten bu sürece dair bolca konuşulacağı belirtildi.
KORKU ABARTILMAMALI
Erdoğan’ın ‘parti başkanı gibi’ davranması, Anayasa’yı ihlal etmesi, seçim güvenliği konuşulan gündemler arasındaydı. Erdoğan’ın seçim ihlalleri konusunda partilerin YSK’ye başvurduklarını ancak olumlu sonuç alamadıkları hatırlatılarak, AİHM’ye kadar gideceklerini belirttiler. Ancak bu sorunun çözümü için de 7 Haziran’ı işaret ettiler. En büyük hakemin seçmen olduğunu belirten vekiller, halkın bu duruma dur diyeceğini, demesi gerektiğini söylediler. Toplantıda, CHP’nin 7 Haziran seçimleri için de sandıklarda gerekli önlemi aldığı ve yurt dışındaki sandıkların her birinde birer müşahit bulunduğu dile getirildi. Ancak sandık güvensizliğinin korku yaratmaması gerektiğinin de altını çizdiler ve bunu da şöyle açıkladılar: Zira seçmen nasıl olsa sandıkta kaybediyoruz diye sandığa gitmekten vazgeçiyor. Bu nedenle sandıklarla ilgili bir korku yaratmak doğru değil.
Evrensel'i Takip Et