13 Mayıs 2015 00:57

Somalı aileler: Haksızlığı, yalanı, dolanı herkes görsün

Paylaş

Emine UYAR
Eda AKTAŞ
Soma

Soma katliamının yıl dönümü olan bugün Soma’da, Kınık’ta, Savaştepe’de ve daha pek çok yerde bir yıl önce evlere düşen ateş hâlâ yanıyor. En basit iş güvenliği kuralları yerine getirilmediği için yaşamını yitiren 301 işçi bugün DİSK, KESK, TMMOB ve TTB’nin çağrısıyla yurdun dört bir tarafında yapılacak eylemlerle anılacak. Soma’da da bugün anma törenleri var. Sendikalar, meslek odaları ve kitle örgütleri 12.00’de madenci anıtı önüne karanfil bırakacak ve basın açıklaması yapacak.

Mezarlıklar ziyaret edilecek. 15.15’te ailelerle birlikte Eynez Ocağında anma yapılacak. 17.30’da Kınık’ta aileler basın açıklaması yapacak. Kaza günü ortalarda olmayan Maden-İş Sendikası ile Soma Belediye Başkanlığı da Hükümet Konağı önünde gün boyu mevlüt okutacak. 

Eşlerini, çocuklarını, babalarını, kardeşlerini, akrabalarını, arkadaşlarını, komşularını kaybedenler olayın acısını ilk günkü gibi hissettiklerini dile getiriyorlar. Devletin sahip çıkmadığını, vaatlerin yerine getirilmediğini, baskı gördüklerini, işsiz bırakıldıklarını, çalışma koşullarının düzelmediğini, gerçek sorumluların yargılanmadığını ifade ediyorlar.   

Emine Elibol eşini kaybetmiş. Sorumluların cezasını çekmesini istiyor. İki çocuğu var. “Çok üzgünüz. İçimiz açıyor. Hakkımızı aramaya geldik. Sorumlular cezalarını çeksin istiyoruz” dedi. Bir yıl geçtiğine inanamadığını belirten Elibol, “Benim zaten imam nikahlı eşim, benim hiçbir hakkım yok, hiçbir şey almadım. Devlet tarafından hiçbir şey gerçekleştirilmedi. İmam nikahlı olduğum için haklardan yararlanamadım” diye konuştu.

Hülya Yılmaz, tepkilerini sandıkta belli etmeleri gerektiğini söylüyor. “Ben bir Somalı olarak sandıkta belli etmeliyim” diyor. Soma’nın halkının sokağa çıkmayışının sebebinin işsizlik korkusu olduğunu belirten Yılmaz, “Yani 1200 TL paradan mahrum olacağız diye. Zaten açlık sınırı. Dünyanın sonu değil, herkes sandıkta düzgünce oyunu kullanması gerekiyor. Yani Türkiye bunlara bağlı değil” diyor. 

SOMA SANDIKTA BELLİ ETMELİ TEPKİSİNİ

Bir başkası ise “Her şeyde baskı yapıyorlar, zulüm ediyorlar, yalan dolanla milleti kandırıyorlar. Seçimlerde kim hayırlı ise ona versinler. İnşallah AKP fazla çıkmaz. Buraya kadar getirmişiz AKP’yi yeter. Haksızlığı, yalanı, dolanı herkes görsün” diye konuştu. 

Eşini kaybetmiş olan İmran isimli kadının iki çocuğu yetim kalmış. İmran, “Adalet istiyoruz. Suçlular cezasını çeksin istiyoruz. Herkesin çocuğu parkta oynarken bizim çocuklarımız yürüyüşlere katılıyor” dedi. 

‘ENERJİ BAKANI İSTİFA ETMELİ’

Bayram Uçgun oğlunu kaybetmiş: “Kendimizi kötü hissediyoruz. Sonumuz böyle felakete gidiyor. Bu katliamı yapanların, sorumluların istifa etmesi lazım bir an önce. Enerji Bakanı Taner Yıldız’ın istifa etmesi lazım direk. Bunun sorumlusu o.”

Başka bir kadın feryat etti:“Oğlum öldü, oğlumu getirmezler. Onlar da ömür boyu çıkmayacak o delikten. Yaşamayacak onlar, biz yaşamıyoruz onlar da yaşamayacak. Benim torunum var her gün babam diye ağlıyor. Ben nerden getireceğim oğlumu. Onlar ömür boyu çıkmasın o delikten, hakkımızı istiyoruz. Hakimler, savcılar hep onları tutuyorlar onlar haklıymış bizim çocuklarımız suçluymuş. Çıkmasınlar o delikten.” 

Somalı ailelerin 10 Mayıs’ta yaptığı yürüyüşe Kütahya ve Eskişehir’deki madenlerde eşlerini yitirmiş olan kadınlar da katıldı. Kütahya Gediz Gökler Maden Ocağında 2005 yılında meydana gelen ve 18 işçinin öldüğü kazada eşini yitiren Ayşe Akdemir, Soma’daki “kader” arkadaşlarına acılarını paylaşmak için geldiklerini, hem de eşitlik ve adalet istediklerini belirtti. Akdemir, “Bizimde çocuklarımız yetim kaldı. Soma ve Ermenek yasasından biz de yararlanmak istiyoruz” dedi. Eşini yitirdiği kazanın sorumlularının yargılanmadığını belirten Akdemir, “Bu kazaya neden olan şefler 6 ay 7 gün ceza aldılar ama hiç cezaevinde yatmadılar” dedi. 

Fatma Memiş de babasını Eskişehir Mihalıççık’taki kazada kaybetmiş. O da Soma ve Ermenek’te verilen haklardan yararlanmak istediğini söyledi ve ekledi: “Eşim de madenci. Burada hafta sonu tatili var ama benim eşimin tatili yok. Hâlâ 8 saat çalışıyor. Hiçbir değişiklik yok.”

Nurten Aktürk de eşini Mihalıççık da yeterli tahkimat yapılmadığı için meydana gelen göçükte yitirmiş: “Eşimin hakkını almak istiyorum. Üç çocuğum var üçü de işsiz. Sorumlular yargılanmadı. Bir hafta cezaevinde kaldılar bir hafta sonra bir güzel elini kolunu sağlayarak çıkıp gittiler.”

ÖNCEKİ HABER

Sendika yönetimini patronlar belirliyor

SONRAKİ HABER

Bir yıl geçti acılarla

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa