13 Mayıs 2015 17:39

Seçim Barajının Dayanılmaz Hafifliği

Sermaye düzenin temsilcisi, eli sopalı bekçisi AKP hükümetinin karşısında demokrasi diyorsak, özgürlük diyorsak, eşitlik diyorsak o barajı kırıp geçmek zorundayız. Bu nedenle de emek ve demokrasi güçlerinin çağrı yaptığı HDP’ye oy vermek bizim gelecek mücadelemiz için şimdi zorunlu olandır!

Paylaş

Çağla YOLAŞAN
Amed

7 Haziran genel seçimlerine bir aydan az bir süre kaldı. Tüm siyasi partiler seçim beyannamelerini açıkladılar ve seçim çalışmalarına başladılar. Kimi anadilde Kur’an vadetti kimi ‘gençler meclise’ dedi. Hal böyleyken biz gençler de kendimizi nasıl yöneteceğimize dair tartıştığımız günlerin içinde bulur olduk kendimizi. 7 Haziran seçimlerinin tarihi bir seçim olacağı çokça dillendiriliyor. AKP hükümetinin 12 yıllık iktidarında sonun başlangıcı olabileceğinden, yüzde onluk barajın tartışmalarına kadar epeyce tartışmayı; gerek burjuva medya kanallarından takip ediyor, gerek sosyal medyadaki kapışmaları izliyor, gerekse kendi içimizde tartışıyoruz. Seçime giren her bir partinin de öyle ya da böyle gençliğe dair söylediği birşeyler var. Peki Türkiye gençliği ne yapacak? Ne
yapmalı?
GÖRMESEK, BİLMESEK, YAŞAMASAK İNANACAĞIZ
Tüm partilerin seçim beyannamelerinde gençliğe ayırdığı bölümleri inceleyip tartışmaya bize ayrılan yer yetmez. Ama tabiri caizse kısacık ömrümüzün 12 yılına göz atabilir, bize bu oniki yılı yaşatanların karşındaki seçeneğimizi tartışabiliriz. AKP bir ilüzyon yaratıp sonra o senaryo üzerinden propaganda yapmakta usta. Ama biz de onun gerçek yüzünü göstermekte ustayız! Kısaca göz atacak olsak bize söylediklerine, histerik bir kahkaha atmak garanti. Neler dememiş ki? ‘Siyasete, toplumsal hayata daha aktif katılan gençler’ demiş mesela. E şimdi yaşam alanları için sokağa çıkıp gençleri kim öldürdü, emri kim verdi diye soracak olsak cevap herhalde Nikaragua devlet başkanı olmayacak. Bir cümleleri var ki sanırsınız onlardan demokratiği yok. Demokratik ve bilimsel bir eğitimi her kademede hayata geçireceğiz demişler. Karma eğitimin kaldırılması tartışmalarından, Soma gibi liselilerin sokaklara döküldüğü eylemlerin kendi parti kadrosu gibi hareket eden müdürler tarafından tehditlerle bastırmaya çalıştığından, seçilen rektörlerin yerine kendi kadrolarını atadıklarından, YÖK’ten, anaokullarına kadar inen din derslerinden, yüzde bilmem kaç artan İmam Hatip Liselerinden haberimiz
olmasa diyeceğiz ki vay be! Oysa anaokullarından, liselere, üniversitelere kadar baktığımızda karşımızda gördüğümüz tabloda demokratik eğitimin kırıntısı, bilimin tozu olmadığını görebiliriz. Listemizi böyle uzatabiliriz elbette.
BİR ADIM DAHA İLERİ GİTMEK İÇİN...
400 vekil istiyor Erdoğan. Başkanlık koltuğuna oturabilmek,’tek adam’ olma yolunu güvenceye almak için. Onu durduracak bir seçeneğimiz var. Emekten, demokrasiden, özgürlükten yana olan güçler bir ittifak ile seçimlere giriyorlar; HDP. AKP iktidara gelmeden önce %10’luk darbe barajını kaldıracağız nidaları atıyordu. Şimdiyse canhıraş o barajı korumaya çalışıyor. Oysa bu barajın yıkılması demek biz gençlere gelecek mücadelemiz açısından bir kanal açacak. Bizleri hedef alan, kindar bir nesil yetiştirmek isteyenlere, işsizliğe, iş cinayetlerine mahkum edenlere, yaşam alanlarımıza müdahale edenlere verecek bir cevabımız olmalı. Onların bu politikalarının karşısında güçlü bir cevap vermemiz gerekiyor. Sermaye düzenin temsilcisi, eli sopalı bekçisi AKP hükümetinin karşısında demokrasi diyorsak, özgürlük diyorsak, eşitlik diyorsak o barajı kırıp geçmek zorundayız. Bu nedenle de emek ve demokrasi güçlerinin çağrı yaptığı HDP’ye oy vermek bizim gelecek mücadelemiz için şimdi zorunlu olandır! Salt bir seçim vaadi meselesinden öte, HDP’ye oy verme çağrısı yapan güçlerin, bu güçlerin var ettiği fikirlerin barajı aşması Türkiye demokrasi tarihinde önemli bir basamak olacaktır. Sömürüsüz, özgür yaşam mücadelesinde bizleri bir adım daha ileriye taşıyacaktır kuşkusuz. E sandıklarda HDP’de buluşmak üzere o zaman!


BİZİM PENCEREDEN BAKINCA...
Neo liberal politikalarına taktıkları muhafazakarlık gömleği ile kölece bir geleceğe ses çıkarmayacak nesiller istediklerini görüyoruz. Hal böyle olunca en net gördüğümüz şey onların bize söyleyebilecekleri tek bir şeylerinin bile kalmamış olduğudur. Bize geleceksizlikten başka bir şey vaadetmiyorlar. Kürt sorununa, ekonomide istikrara, basın özgürlüğüne varana kadar  diğer tüm iddiaları, yeni iktidar olmuş ve gençliğe, memleketi ahvaline yabancıymış gibi görünen vaatçi tutumunu açıklayacak tek bir tamlama geliyor akla; ‘Yalan beyan’.  Neticede gençlerin istekleri, yaşayışlarıyla AKP’nin uyuşmadığı,uyuşmayacağı açık.

ÖNCEKİ HABER

Katliam İçin Nükleer!

SONRAKİ HABER

Çünkü Başka Bir Hayat Mümkün!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa