Soma’yı unutturamayacaklar
Soma yanmaya devam ediyor çünkü, 301 madencinin ölümüne yol açan koşulları yaratanlar, taşeronluk sistemini kuranlar, insanlık dışı çalışma koşullarına göz yumanlar henüz yargılanmıyor.
Soma Dosyası: Fıtrat değil cinayet
Hazırlayan: Emine UYAR
301 maden işçisinin ölümünün üzerinden bir yıl geçti ama Soma yanmaya devam ediyor.
Soma yanmaya devam ediyor çünkü ölümler sürüyor. Katliamdan sonra iki işçi daha öldü Soma’daki madenlerde ve en sonuncusu katliamın yıldönümünden bir gün önce olmak üzere çok sayıda iş kazası yaşandı.
Soma yanmaya devam ediyor çünkü, 301 madencinin ölümüne yol açan koşulları yaratanlar, taşeronluk sistemini kuranlar, insanlık dışı çalışma koşullarına göz yumanlar henüz yargılanmıyor. İşten atılan 2 bin 831 işçinin bir kısmı bu ay, bir kısmı 2 ay sonra işsizlik ödeneği de alamaz durumda olacak. Bu nedenle işçilerin geleceği karanlık, önlerini göremiyorlar. ‘Mağdur edilmeyeceksiniz’ diyen yetkililerden ise bir ses yok.
Bir işçi, “Soma Kömürleri AŞ. buradan gitmelidir” demişti. Nedenini şöyle açıklamıştı: “Bir araç bile bir eksikliği kusuru varsa trafikten men edilir. Bunlar 301 insanın ölümüne yol açtılar hâlâ üretim yapıyorlar.”
UNUTULSUN İSTİYORLAR
Soma’da neler yaşandığının bilinmesi istenilmiyor. Soma unutulsun, 301 unutulsun isteniyor. Katliamın yıldönümünde Soma’dan haber yapmak isteyen çok sayıda muhabire saldırıldı.
İşçilerin maden ocağı önüne çiçek koyup arkadaşlarını anmak istemesi çok görüldü. Maden işçileri, konfederasyon temsilcileri, olayın yıldönümünde olayın gerçekleştiği yerde, olayın gerçekleştiği saatte orada olmak istediler. TKİ kontrol noktasındaki özel güvenlik heyete, yasak kararının Enerji Bakanlığı tarafından alındığını söyledi. Bir işçi ocağa girişle ilgili yasak kararını kimin aldığını sordu ve ekledi; “Bu ocağa girmemizi kim yasaklıyor? Bakan yasakladı ise buradaki sorumluluk onlarda ise neden o zaman 301 işçinin ölümü ile ilgili yargılanmıyorlar?”
YIL DÖNÜMÜNDE BİLE ÇALIŞTIRILDILAR
İşçilerin acılarını yaşamalarına, arkadaşlarını kaybettikleri yerde anmalarına yasak koyan bir anlayış, 301 işçini de ölümünden sorumlu olan anlayış aynı zamanda.
301’in ölümünün yıldönümünde madenlerde iş durmadı, çalışmaya devam edildi. Maden-İş Sendikası, Belediye ve Kaymakamlıkla el el verip iki gün boyuna mevlüt okuttu. Bolca kader vurgusu yapıldı, işçilerin fani dünyadan gerçek dünyaya göçtükleri belirtildi. İsyan etmeme, kaderine razı olma duygusu telkin edildi bol bol.
Ama 301 işçinin ölümünün unutulması ve kader diye kabullenilmesi mümkün değil.
Bugün susuyor olsalar da Somalı işçiler böyle düşünüyor. Dosyamızın son bölümünde sözü işçilere veriyoruz.
KAMUNUN İŞLETMESİ LAZIM
SİNAN YILDIZ (Kamu işçisi)
Aynı ocak 20 yıla yakın devlet eliyle işletildiğinde bir iş kazasından bir arkadaşımız öldü. Yer altı madenlerinin kamu eliyle işletilmesini istiyoruz. Özek sektördeki arkadaşlarımız da korkmasın çekinmesin. Korkunun ecele faydası yok. Korktuk çekindik. Sonunda 301 arkadaşı mezara koyduk. Kamuda çalışma var. Bir yıl değil 100 yıl unutulmayacak bir şey. Toplu bir cinayet. 3-5 kişinin üzerine yıkılıp kapatılmak isteniyor. İnşallah adalet yerini bulur. Suçlular gereken cezayı alır.
NE YAPACAK BU İNSANLAR?
SALİH ERKAN (Eynez işçisi)
Mesajla işten atılanların birisi de benim. 13 Mayıs günü yaşanan olayda ben de vardım ve 8 saat sonra çıktım. Şu an aynı duyguları tekrar yaşıyorum. Altı aydır aldığımız işsizlik parası bu ay son. 8 ay olanlar iki ay daha devam edecek ondan sonra ne yapacak bu insanlar? 100-150 kişi varsa işe giren, 2 bin 831 kişiden geri kalanın hepsi mağdur. İş sahası yok. Bu olayı yaşayan insanlar ben de dâhil madene girmek istemiyoruz artık. Üç çocuğum var. Devletin bize yaptığı hiçbir şey yok. Bülent Arınç olsun başkaları olsun işten çıkarılmayacağımızı söylemişti. İlla bize yardım edilmesi için ölmemiz mi gerekiyor? Ben Kaymakama çıkıp yeraltında çalışamayacağımı söyledim iş istedim. Siz sağ kurtuldunuz dedi. İlla ölmemiz mi gerekiyor? Biz 8-9 saat ölümü bekledik yerin altında. Şirketin yetkilileri diyor ki sen işe giremezsin. Böyle böyle konuşma yapmışsın. Benim psikolojim yeraltına girmeyi kaldırmaz. 8 saat pis dumanı yedim. Ciğerlerim zarar görmüştür mutlaka bizde ne gibi hasarlar bıraktığını bilmiyoruz. Buraya iş sahası açılması lazım. Sadece madene bağımlı kalınmamalı. Bu olumsuzlukların giderilmesi için işçilerin birlik olması el ele vermesi lazım. Seçimlerde de gelen biraz vaat verir böyle devam eder. Yeraltında kimse isteği ile çalışmak istemiyor. Kamulaşması işçi için de devlet için de iyi olur.
BİZ DİLENCİ DEĞİLİZ,
AHMET YURDAKUL (Eynez işçisi)
O insanların ölüm şekli gözümün önünden gitmiyor. O insanlarla bir geçmişimiz vardı. Ekmeğimizi suyumuzu paylaşmıştık, işimizi paylaştık. Unutamıyorsunuz. Altı yıl Uyar Madencilikte çalıştım ben. 1 değil, 2 değil 301 kardeşimizi vermek kolay olmadı bizim için. Ben de arkadaşlarımı çıkarmaya çalışırken yığıldım kaldım, evlatlarım, eşim gözümün önünden geçti. Yerde sürünerek kurtulabildik. İki gün yoğun bakımda kaldım. Kendimi toparlamak zorundaydım. Eşim, çocuklarım vardı. Bizi işten çıkardıklarında bir kez daha ölüme terk ettiler. Devletin bir sözü vardı. Madenler açılana kadar maaşlarınız ödenecek diye. Bu muydu madencini kaderi? Madencinin kaderi buysa hiçbir madenci çalışmasın. 301 arkadaşımız boşu boşuna mı gitti? Aramızda komite oluşturduk. Oturma eylemi yaptık. Şu an işçilerimizi korkutuyorlar. Eylemlere katılırsanız fotoğraflarınız çekilir isimleriniz alınır diye tehdit ediliyorlar. Bu nedir? Biz alınterimiz için haklarımız için mücadele veriyoruz. Biz dilenci değiliz, hakkımız olan tazminatlarımızı versinler. Ben zaten ölümden dönmüşüm beni alsa ne olur almasa ne olur? 301 arkadaşımızı unutmadık unutturmayacağız.
BİR DAHA YAŞAMAK İSTEMİYORUZ
HİDAYET MERDİM (Eynez’den atılan işçi)
Soma’da bir yılda geride koskoca bir enkaz kaldı. 13 mayıs Türkiye’nin ve dünyanın en acı kayıplarından biri. O günleri hatırlamak bile istemiyorum. Bir yılda hiçbir şey değişmedi. 10 yıldan beri Eynez Ocağında çalışıyordum. Bizleri susturmak için 6 ay boyunca iki maaş verdiler. Bu süre boyunca oyaladılar. Özellikle AKP’li üç vekil, Taner Yıldız, Recai Berber, Bülent Arınç bize şunu dediler; “Bizim devletimiz güçlüdür. Ocak açılana kadar bu işçilerin çıkışlarını vermeyeceğiz, maaşlarını ödeyeceğiz”. Tam 6 ay doldu. Devlet isteseydi tekrar maden sahalarını açabilir bize iş imkanı sağlayabilirdi. Hakkımız olan tazminatlarımızı istiyoruz. Esas sorunumuz ise işsizlik ve iş güvenliği. Madenler açılsın ama devletin denetimi altında. İnsanca çalışmak istiyoruz. Bu ocağı devlet 14 yıl işletti. Bir tane ölüm oldu. Soma Holding AKP ile birlikte çalışıyor. 2009 yılında ihalesiz aldı ocağı. Ölümler hep oluyordu kimse dikkate almıyordu. Bizler katliamdan sonra hastanelerde yatıp psikolojik tedavi gördüğümüz ilaç kullandığımız için madene almadılar. Mahkemelerimiz başladı. Ama daha dışarıda yargılanması gereken insanlar var. Enerji Bakanı, Çalışma Bakanı ve devletteki sorumlu kişiler. Biz mahkemeye dahi giremiyoruz. Bu hükümetten iktidardan mahkemelere yetkili bir kişi gelmiyor. Biz bugün isterdik ki bugün Soma’daki bütün madenciler anmalara katılsın. Burada baskı var, kölelik sistemi var. Biz bu acıları bir daha yaşamak istemiyoruz. Bu sistem böyle devam ederse AKP yandaşı bu şirketler böyle devam ederse 301 değil 500 arkadaşımızı daha kaybedeceğiz.
İŞÇİLERİ TAKİP EDİYORLAR
MUSTAFA ŞALA (Kamu işçisi)
Soma’da ciddi anlamda işçi üzerinde sindirme politikası yıllarca uygulandı. Katliam yaşanan kadar nasıl bir sistem uygulandı ise son bir yılda da Soma aynı şeyleri yaşamaya devam ediyor. 20 bine yakın işçi çalışıyordu. Halen 15 bin dolayında işçi çalışıyor. 5-6 bin işsiz var. Bugün bile yapılan eylemlerde şirketin A Takımı dediğimiz kadroları ellerinde kameralarla, “İşçiler katılmışlar mı acaba mitinglere buralarda mı?” diye fişlemeye devam ediyorlardı. Bu gücü nereden alıyorlar. Bugüne kadar yaptıklarının hiçbirinin hesabı sorulmadı. İşçinin de örgütsüzlüğü ile birleşince bu durum kendilerine bir alan buldular. Sendika ayrı bir trajedi Soma için. Geçen yıl yaşanan katliamdan önce patronların eliyle seçilmiş olan 120 delege delegelikleri devam etiği için genel merkez seçimlerinde oy kullandılar. Bu delegelerin oyları ile büyük bir çoğunluk sağlayarak Soma’daki yöneticiler genel merkeze gittiler gerçekten ödüllendirme gibi oldu. Şimdi seçim olsa aynı kişiler seçilemez ama Soma maden işçisi halen örgütlü değil. Bireysel tepkiler, kendiliğinden tepkiler, bir araya gelindiğinde yapılan sohbetler konuşmalar düzeyinde bir tepki var. Soma’da bütün bunlara rağmen sürecin bilincinde olan arkadaşlarımızla mücadeleye devam ediyoruz. Soma’da oluşturulacak iki şubenin seçimleri olacak. Sendikayı gerçek anlamda işçinin sendikası haline getirebilmek için elimizden geleni yapacağız. Mücadele işyerlerinde devam edecek. Arkadaşlarımız açık ocaklarda 1985 model Komatsu marka kamyonlarla çalışıyorlar heyelanlarda yangınlarda. Oralarda da hergün birçok kaza oluyor, büyük risklerle karşı karşıyalar. Yeraltında 10 binin üzerinde işçi çalışıyor. 5-6 bin taşeron işçi var. Soma bundan sonra da büyük bir işçi havzası olamaya devam edecek. Yeni ocaklar açılacak. Önemli işçi mücadele merkezlerinden birisi olacak. Biz bu bilinçle önümüze bakmaya mücadele etmeye devam edeceğiz.
CEVAP İSTİYORUZ
FEVZİ KART: 1988’de Soma Kömürleri’ne başlamıştım. Uyar’da üç yıl çalıştım. 2012’de Eynez’de çalışıyordum. Kalp krizi geçirdim. İşe alamıyoruz dediler. Tazminatımı alamadım. 2014’te katliam oldu. Bize cevap verilmesini istiyoruz. İşçinin hiçbir zaman kıymetini bilmediler. Doğru dürüst bile yemek yiyemedi. İşçiler sokaklara döküldü. İşçilere verilen sözler yerine gelmedi. Bizim istediğimiz burada iş. İşçilerin alnının teri ile Ankara’da kaçak saray inşa ettiler. Bu işçilere iş imkanı sağlasınlar.
SOMALI GENÇLER NE DÜŞÜNÜYOR?
Yunus Aslanoğlu: Celal Bayar Üniversitesi Makine Teknikerliğinde okuyorum. Mecburen biz de madene gireceğiz. Madenler tehlikeli. Bu olay olduktan sonra insanlar daha da korkuyor. Önlem alınsaydı, bu kaza olmayabilirdi. Soma’da yaşamak iyi ama iş koşulları kötü.
Mehmet Emin Çelenk: Lisede okuyorum. Madenciliğin ne olduğunu bildiğim için madencilik yapmak istemiyorum. Dedem madenden emekli köyümüzde çok madenci var. Dayımı İmbat madenindeki kazada kaybettim. Burada kazalar hep oluyor. Yine öyle bir şey sandık. Olayın boyutunu öğrenince ürkmüştüm. Temel sağlam değil, güvenlik önlemleri düzgün değil, barınacak odalar yok. Arkadaşlarımızla bunları konuşuyoruz. Arkadaşlarımızın çoğunun babası madenci, durumlarını bildikleri için madenci olmak istemiyorlar. (BİTTİ)