17 Mayıs 2015 10:30
/
Güncelleme: 19:30

Füsun ERBULAK*
Sevinç ERBULAK* *

Binlerce yıl öncesinden bu yana var olan Tiyatro, acaba günümüzde neden bu kadar kocaman bir sorun ?

Politikayı bir yana bırakıp en basitinden bu sorunun yanıtlarını vermeye çalışacağız.

Tiyatro anarşist olduğu için. Devrimci olduğu için ! 

Var olduğu müddetçe, yani demek ki sonsuza dek; yobaz zihniyetin kendine düşman olarak gördüğü, korktuğu, adını duyunca kaçacak delik arayacağı bir aydınlık, Tiyatro.

Çünkü karanlık ışıktan binlerce yıldır korkuyor. Karanlığın ışıkta hep gözü kamaşıyor.

Nasıl bir tiyatro mu ?

Elbette Muhsin Ertuğrul’un taviz tanımaz yönünü şiar edinmiş bir tiyatro !

Dünya klasiklerini, Rus Edebiyatının devlerini, yabancı ve yerli, özü sözü doğru ilerici yazarların yapıtlarını sergileyebilen bir tiyatro !

Tiyatrocuların yönettiği bir tiyatro !

Nasıl bir Tiyatro diye düşündüğümüzde, konuşurken de yazarken de artık içinde ‘’Özgür’’ ve ‘’Sansür’’ kelimelerinin geçmediği bir tiyatro !

Tiyatro zaten özgür, özgün ve bağımsız.

Ve hep muhalif ! Dünya dönmeye devam ettikçe de böyle kalacak. 

Muhsin hocamız, ‘’Hamlet, her on yılda bir oynanacaktır çocuklar’’ demişti. Lenin ise, ‘’ Tiyatro, devrimin vidasıdır’’ der.

Devrim, yobazın en büyük korkusu.

Kendimizi tiyatronun kadim kollarına bırakırsak daha duyarlı, daha kültürlü, daha güzel insanlar olacağımızı unutturmayan bir tiyatro..

Aslında her şeyden önce sadece insan olacağız.

Bugünlerde sadece insan olmak çok zor. 

Epey maharet istiyor görüyoruz.

Kurum Tiyatroları var olmaya devam etmezse Savaş ve Barış’ı nerede seyredeceğiz ?

Alternatif Sahnelerin ayakta kalmasına seyirci olarak destek vermezsek yepyeni metinler ve oyuncularla nerede tanışabileceğiz ? 

Hala mı nasıl bir Tiyatro ? 

Aslında neden Tiyatro ?

İnsan olduğumuzu hatırlattığı için tiyatro !

Nasıl bir tiyatro ?

Gücünü önce seyircisinden, sonra sahne üzerindeki partnerinden alan oyuncularla dolu bir tiyatro.

Sanatçıların huzurlu ve mutlu olabilecekleri, dolayısıyla üretebilecekleri bir tiyatro.

Çünkü baskı ve sansür üretimi durdurur. Bir ülkede sanatın nerede durduğunu anlamak için orada yaşayan insanların yüzüne bakmak yeterli olur. Bakın insanların yüzlerine...Nicedir gülemez olduk.

O zaman güzel, güneşli günlerin geleceği bir dünyaya inanan insanlarla dolu bir tiyatro.

Ve en az üç bilet.

En az ‘’üç’’ çocuk değil, bilet.

Ve artık gülümsemek.

Unutmayalım, devrim gülümsemeye başladığımızda gelecek.

*Sinema ve tiyatro sanatçısı, yazar, çevirmen
**Oyuncu, yazar, eğitmen 

Evrensel'i Takip Et