Savcı taşları bağladı, köpekleri saldı
13 Mayıs 2011 günü, Antalya’dan 30 kadın Kaş ilçesine bir tecavüz davasında Ş.A.yı desteklemeye gitmişlerdi. Antalya Kadın Danışma Merkezinin öncülüğünde dava takip ediliyordu. Önce bu davayı kısaca anımsayalım. Bundan iki buçuk yıl önce, İzmir’de lise 1. sınıf öğrencisi olan kız çocuğu, okulun tümünün pikniğe gittiği bir gün yurtta kalmıştı. Yatılı kalıyordu. Dersleri de çok iyiydi. Onu kıskanan bir kız öğrenci tuzak kurdu. Bir gençle birlikte “Sen yalnız kaldın, seni pikniğe götürmeye geldik” diyerek onu dışarı çıkardılar. Bir yere götürüp ona meyve suyu içirdiler. Ondan sonra kız, yurdun kapısında bacaklarından sızan kanlarla, perişan bir durumda buldu kendini. Bir ay okula gitmedi, yurtta kaldı. Bunalıma girdi. Bu sırada ona tuzak kuran kız da sürekli tehdit etti onu birisine söylerse öldürüleceğini söyleyerek. Okulun rehber öğretmeni ilgilendiyse de kız. iyileşemedi. Ailesini çağırıp teslim ettiler. Okul yönetimi “Kızınız okumak istemiyor” dedi. Onlar için okulun adının çıkmaması daha önemliydi. Ailenin olaydan haberi yoktu. Çocuklarını alıp eve döndüler. Kız, Kaş’a döndükten bir yıl sonra tekrar okula başladı. Ancak bunca acıyı çocuk yüreği tek başına taşıyamadı. Bir gün güvendiği bir arkadaşıyla paylaştı. Arkadaşı da kendi ağabeyine söyledi. Okul dönüşü servis şoförü, sırrını paylaştığı arkadaşının ağabeyiyle birlikte kızı bir pansiyona götürerek tecavüz ettiler. Başkaları da katıldı bu suça. Korkutmak için kolunu da yaraladılar. Kan revan içinde, yalınayak evine dönen kız durumu ailesine anlattı. Aile kızına sahip çıktı ve dava açmak istediler. Ne denli uğraştılarsa da başaramadılar. Savcı dava açmadı. Tecavüzcüler ilçenin sözü geçenleriydi. Bu nedenle haklı da olsalar, yoksulun sözü geçmedi. Ta ki Antalya Kadın Danışma Dayanışma Merkezi duyana dek.
Geç de olsa dava açıldı, ancak tecavüzcülerin ceza alabilmesi için ağır cezaya gönderilmesi gerekiyordu. Elmalı Ağır Ceza Mahkemesine gönderilen davayı, Kaş Cumhuriyet Savcısı tekrar, geriye, Sulh Hukuk Mahkemesine aldırdı. Önceki olaydan dolayı İzmir-Tire Ağır Ceza’da da bir mahkeme görülüyormuş ama Milli Eğitim takipsizlik kararı almış. Kaş’taki Savcı taşları bağladı, köpekleri saldı. Suçluyu koruyor, mazlumu suçluyor şimdi.
13 Mayıs günü davayı izlemek ve kıza destek olmak için Kaş’a giden 30 kadın, kapalı yolda basın açıklaması yaptık ve kısa bir yürüyüşle protestomuzu gerçekleştirdik. Yürüdüğümüz yol, zaten trafiğe kapalıydı. Basın açıklaması yapmak için de hiçbir sivil toplum kuruluşu bir yerden izin almak zorunda değildi. Her yerde basın açıklaması yapılabilirdi. Bunu sayın savcı da bilirdi. Ancak savcı “Trafiği aksattğımız ve izinsiz yürüyüş yaptığımız için” hakkımızda soruşturma açtırmış. Kaş Eğitim Sen üyelerinden basın açıklamasına katılanların ifadeleri alınmış. Antalya’ya henüz bir bildiri gelmedi. Bu bildirimin gelmesini çok istiyoruz, ki sayın savcının utancı artsın diye. Bu ülkenin geleceği olan çocuklarını korumayan bir adalet sorumlusu, suçluyu korumaktan utanır mı bilinmez.
Onun duyguları bizi elbette hiç mi hiç ilgilendirmez. Ancak kadınlar savcı ne yaparsa yapsın, bu davanın peşini de buna benzer davaların peşini de bırakmayacak. Tecavüzcüler inine çekilene, bir cins kırımı olan kadın cinayetleri durana, insanca yaşam kurulana dek kadınlar nöbette olacak.
3 Ağustos Çarşamba günü yine bir grup kadın, Antalya’dan Elmalı’ya başka bir çocuğun tecavüz mahkemesine gittik. 14 yaşında bir kız çocuğuna edilen tecavüzün mahkemesi, Elmalı Ağır Ceza’da görülecek. Umarız ki burada suçluyu değil, haklıyı koruyan savcı ve yargıçlarla karşılaşırız. Geleceğe dair umudumuzun artması ve insanlığın bu utançtan kurtulması için buna ihtiyacımız var. Ne olursa olsun, kadınlara ve çocuklara yapılan bu aşağılanmanın sonu gelecektir. Kadın isterse geri dönüşü yoktur. (KIRKYAMA)
Evrensel'i Takip Et