İzmir seçimde yine herkesi şaşırtacak
Öznur OĞUZ
İzmir
3 milyon 44 bin 596 seçmen ve yüzde 78.57 seçime katılım oranıyla cumhurbaşkanlığı seçimlerinin dikkat çeken illerindendi İzmir. AKP hükümet olduğundan bu yana AKP ile CHP’nin kimi zaman dindarlık kimi zaman laiklik, kimi zaman da milliyetçi/ulusalcı kışkırtmalarla linççi girişimlerin yaşandığı kent oldu. İzmir bu tartışmaların hepsine birden zemin oldu demek bir çelişki gibi görünse de, asıl ‘çelişki’ cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yaşanmıştı: Selahattin Demirtaş’a verilen 187 bin 405 oyla (yüzde 7.95 oy oranıyla) hem Ekmeleddin İhsanoğlu adaylığı tercihine hem de ırkçı/ulusalcı kışkırtmalara şaşırtıcı bir tepki çıkmıştı. Çokça yazıldı tartışıldı, bunlara yeniden dönmeye gerek yok; ancak cumhurbaşkanlığı seçimlerinden çıkan sonuç, İzmir’de siyasi partileri geleneksel tutumlarını değiştirmeye yöneltti.
En belirgin değişim CHP ve AKP’de yaşanıyor. CHP’nin ön seçimle aday belirlemesi, İzmir adaylarının kendi hedef kitlesi için tatmin edici olması ve Kılıçdaroğlu’nun İzmir’den adaylığı, seçmenleri için bir özür niteliğinde. Ekmeleddin İhsanoğlu hatası telafi ediliyor algısı yaratıldı.
AKP ‘GAVUR İZMİR’DEN VAZGEÇTİ
AKP’nin ülke genelindeki çalışmasından farklı olarak, İzmir yerelinde, “İzmirlinin rahat yaşamına” asla müdahale edilmeyeceği ve “Mustafa Kemal” vurgusu ön planda... Öyle ki İzmir için hazırlanan broşürlerde şortlu kadın fotoları ve kızlı erkekli tutuşan ellerin fotoğrafları tercih edilmiş. AKP’li vekil adayları adına dağıtılan broşür, “Biliyoruz, İzmirli olmak ülkesini, bayrağını, Ata’sını sevmek demektir. Özgürlüklere, kültürlere, inançlara, dillere eşit saygıdır. Hoşgörüde cömertliktir” ifadeleriyle başlıyor.
Konu İzmir olunca, eski İşçi Partisi yeni Vatan Partisi ve yeni kurulan Anadolu Partisi, CHP için hâlâ bir “Oy çalacaklar” tedirginliği yaratıyor. Vatan Partisi her zamanki gibi bütün politikasını ‘bölünme’ senaryosu üzerinden kuruyor ve CHP ile AKP’nin koalisyon yapacağına işaret ediyor.
Anadolu Partisi de aynı temelde bir politika yürütüyor; Cemaatin AKP’yi ve HDP’yi desteklediğini ima ediyor, hatta daha da ileri giderek HDP ve AKP’nin ‘bir ve aynı parti’ olduklarını söylüyor.
HDP’nin, en çok oy artışını İzmir’den almasına uygun bir aday profiline sahip olduğu söylenemez. İzmir önceki seçimlerde de hep yerel adaylar eğilimine vurgu yapmış ancak sonuç alamamıştı, ya da aday sıralamalarındaki isabetsizlikler çalışmayı zayıflatmıştı. Ama barajın aşılması arzusu bütün bileşenleri hızla motive etti. HDP’nin yerelde kurduğu kimi komisyonlar ve akademisyenlerden oluşan strateji grubu ile İzmir’de en çok karşılaşılan sorunlara yanıtlar vererek propagandasında yerelleşmeyi sağlamasının olumlu etkileri yaşandı.
AKP’DEN KURTULMA ARZUSU VE DEMİRTAŞ ETKİSİ
Bugüne dek sürdürülen seçim çalışmalarında HDP adaylarının en çok karşılaştıkları soru tam olarak şu cümle ile ifade ediliyor: “Biz de HDP’nin barajı aşmasını istiyoruz ancak AKP ile koalisyon yapacağını düşünüyoruz.” Bu soru en çok CHP tabanından geliyor. Anlaşılıyor ki CHP bu konuda sıkı bir propaganda yapıyor. Aslında Kılıçdaroğlu seçmenlerine, üyelerine HDP’ye oy vermeme çağrısı yaparken yaşadığı tedirginlikte haklı. HDP ile ittifak yaparak seçimlere katılan Emek Partisinin çalışmalarında, CHPli ailelerin kendi aralarında oylarını CHP-HDP şeklinde ikiye böldüklerini ya da her CHP’li aileden 1 oyun da HDP’ye gitmesini istedikleri sık sık karşılaşılan bir durum. Atadan CHP’li olanların, ilk kez bu seçimde, HDP’ye oy vermeyi son güne kadar düşüneceğini söyleyenlerin varlığı bir eğilimi gösteriyor. Bu eğilimin belirleyenleri ise AKP’den kurtulma arzusu ve Demirtaş’a duyulan sempati.
Ancak bu eğilim CHP’nin İzmir kalesinde mevzi kaybedeceği algısına yol açmamalı. CHP’nin, son seçimde tepki olarak oy vermeyenler ile Anadolu ve Vatan partilerine oy verebileceği düşünülen kesimleri yeniden kazandığını görmek gerek. Zira CHP özellikle açıkladığı ekonomi programıyla bu kesimler arasında da sempati kazandı.
ÖN YARGILARDA KIRILMA
Ulusalcılığın/milliyetçiliğin etkisinin kırıldığının en önemli göstergelerden biri de Ödemiş ilçesindeki durumdur. Göçün yoğun olduğu Ödemiş, Kürtlerin ırkçı saldırılar ve linç girişimlerine en çok maruz kaldığı yerlerden. İlk kez bu seçimde, bu havanın kırıldığını, başta Kürtler olmak üzere herkesin tedirginliğini atmış bir çalışma yürüttüğünü gördüğümüzü belirtelim. Eğer provokatif bir süreç yaşanmazsa bu yönde çok daha köklü kırılmalar da yaşanabilir.
GENÇLER ARAYIŞTA
Kafeler, kahveler, emekliler ve gençlerle dolu. İlk defa oy kullanacak olan bu gençler, tartışmaya çok açıklar. İkna edilmek istiyorlar. Adaylar, selam verip geçmek yerine gençlerin masalarına oturduklarında, ardı ardına gelen sorulara yanıt vermek durumunda. İşsizlik, en çok da üniversiteli işsizlik büyük sorun. HDP’ye oy vereceğim diyen de var, CHP’ye ya da MHP’ye de... Ama belli ki gençleri ikna edecek bir çalışma tercihlerini etkileyebilir, çünkü tartışmaya olduğu kadar değişime de açıklar.
ÖDP ÜYELERİ DE HDP’YE OY İSTİYOR
Partilerin İzmir’deki oy dağılımlarına ilişkin bir tahmin yapmak yerine şunu söyleyelim: İzmir’in seçimi yine herkesi şaşırtacak, yine bolca analizler yapılacaktır. Elbette seçimlerden sonra biz de saptamalarımıza dönüp bakacağız. Ancak net olan, HDP’nin İzmir’de hedeflerine ulaşacak olmasıdır.
Bir başka kesin bilgiyle bitirelim. Birleşik Haziran Hareketinin içinde yer alan ÖDP üyeleri de HDP’ye oy vermekle kalmayıp, her yerde -bağırarak değil ama bizim duyacağımız şekilde- HDP’ye oy istiyorlar.
AKADEMİSYEN, AYDIN DESTEĞİ
Akademisyenler, aydınlar, sendikacılar geçtiğimiz günlerde İzmir’de HDP’nin adaylarıyla bir araya geldi. Hem bu toplantıya katılım, hem de 550 imzacıyla yakın tarihin en başarılı kampanyası olan “Oyum HDP’ye” katılım umut vericiydi.
Evrensel'i Takip Et