27 Mayıs 2015 14:40

Bursa Nereye Düşer, Aydın Nereye?

Eğer işçiler kazanırsa hepimiz kazanacağız. İşçilerin kazanması demek “böyle gelmiş, böyle gider” anlayışının yenilmesi anlamına geliyor. Bunun için direnen metal işçileri sadece kendileri için değil hepimiz için direniyor. İşte bu yüzden Bursa’daki işçi kardeşlerimin de Aydın’daki bizlerin de kaderi bir.

Paylaş

Yoldaş TAŞ
Aydın

Renault işçileri ile başlayan ve Tofaş, Mako, Valeo, Ototrim, Ford, Türk Traktör fabrikaları ile devam eden Türk Metal Sendika üyesi işçilerin direnişleri yayılarak büyüyor. İşçiler üretimi durdurak başlattıkları direnişin başında 3 temel taleplerini açıkladılar.
İşçilerin, insanca çalışmak ve insanca yaşamak taleplerinin merkezinde olduğu direnişi konuşuyorduk arkadaşlarımızla. Birimiz işçi, birimiz üniversiteli, birimiz ise liseli idik. Ortaya güzel bir sohbet çıkınca bunu sizlerle de paylaşmak istedik.

ONLAR KAZANIRSA BİZ DE KAZANIRIZ!

İlk sözü kendisi de bir metal işçisi olan Okan alıyor; “Ben de bir metal işçisiyim. 2 yıldır Tahviller Profil Fabrikası’nda çalışıyorum. Bursa’da işçilerin çalışma koşullarının ne kadar ağır olduğunu görmek gerek. Metal işi dışarıdan görüldüğü gibi değil; gerçekten çok ağır bir iş. Bu işte çalışan işçiler 35-40 yaşlarında bel ağrıları yüzünden çalışamaz duruma geliyor örneğin.” diyor. Kendi yaşamını merak ediyoruz haliyle. Sorumuza şöyle yanıt veriyor: “Bana gelince; mesai bitiminde eve gitmekten başka bir seçeneğim yok. Yorgunluktan dışarıya çıkacak halimiz bile kalmıyor. Hayatımız altı gün boyunca pazar gününü beklemek ile geçiyor.” Peki ya direniş onların fabrikasına nasıl yansımış dersiniz? “Bizim fabrikada işçilerin çoğunun Bursa’dan haberi yoktu. Bursa’da  işçilerin  üretimi durdurduğunu bilmiyorlardı. Ancak son günlerde Bursa haberlerde yer alınca konuşulmaya başlandı. Bizim fabrikada ‘böyle gelmiş böyle gider’ düşüncesi genel olarak hakim. Herkes çalışma koşullarından aldığı ücretlerden, şeflerin davranışlarından rahatsızlık duyuyor; şikayet ediyor. Ama ‘bunu değiştirebilir miyiz?’ diye sorulduğunda cevaba kimse yanaşmıyor.” diyor Okan. ‘Metal direnişi tartışmalara hiç etki etmedi mi?’ diye giriyoruz laf arasına. “Geçen gün bu konuyu tartıştığımızda “Helal olsun adamlara, patrona da sendikaya da başkaldırıyor” diyen de oldu; “Bursa nereye düşer, Aydın nereye?” diyen de. İşte tam da burada Bursa’da, Kocaeli’de, Ankara’da direnen işçiler bize haklarını nasıl kazanacaklarını gösteriyor. Şimdi önemli olan direnen işçilerin taleplerinin kabul edilmesidir. Çünkü eğer işçiler kazanırsa hepimiz kazanacağız. İşçilerin kazanması demek “böyle gelmiş, böyle gider” anlayışının yenilmesi anlamına geliyor. Bunun için direnen metal işçileri sadece kendileri için değil hepimiz için direniyor. İşte bu yüzden Bursa’daki işçi kardeşlerimin de Aydın’daki bizlerin de kaderi bir. Bunu şimdi çok somut olarak görüyoruz. Ben de metal işçileri kazanırsa hepimiz kazanacağız diyorum.” Diyerek bir solukta tüm düşüncelerini aktarıyor bize.

DENEYİMLİ GENÇ İŞÇİ KUŞAĞI YETİŞİYOR

Okan’dan sonra sözü Ferhan alıyor. Ferhan Adnan Menderes Üniversitesi’nde Çalışma Ekonomisi okuyor. Ferhan’a göre farklı bir dönemden geçiyor Türkiye işçi sınıfı. Şöyle özetliyor düşündüklerini ‘Türkiye işçi sınıfı tarihi açısından çok öğretici bir direnişi yaşıyoruz. Direnen işçilerin profiline baktığımızda çoğunluğunun genç olduğunu görüyoruz. Bu mücadele içinde öğrenen ve biriktiren yeni genç işçilerin gelecekte,hem ağır çalışma koşulları hem de güvencesiz çalışmaya karşı sendikal bürokrasiyi de aşan bir hareketin merkezinde olacağını düşünüyorum. Yani bugün metal işçilerinin kazanımları aslında geleceğin işçilerinin kazanımı olacak. Bunun için her bir üniversiteli arkadaşımın metal işçilerinin taleplerinin kabul edilmesi ve mücadelelerinin daha fazla kişiye aktarılması için bir şeyler yapması gerek”. Diyerek de noktalıyor sözlerini


KADERİMİZ BİR

Ferhan’dan sonra sözü lise öğrencisi olan Ali Umut alıyor. Direnişi ilk gününden beri takip ediyormuş, “İşçilerin dil,din gibi ayrımlara girmeden talepleri etrafında birleşmesi beni çok heyecanlandırıyor” diyor. Bu direnişi sadece işçilere bırakmamalıyız,onları her anlamda güçlendiren bir mücadele veremezsek, başarılı olamazlar. Onun için biz de neler yapabiliriz diye tartışıyoruz. Patronların yani sermayenin işçileri bu kadar amansızca sömürmesine karşı bir şey yapılması gerekiyor. Sermayenin baskıları sadece işçi sınıfına değil. Biz gençleri de elinden geldiğince baskı altına almaya çalışıyor. Ben metal işçilerinin bu direnişi kazanımla sonuçlanırsa, kazananın sadece onlar olmayacağını düşünüyorum. İşçiler ile birlikte biz gençler de kazanacağız.” Diyor.

ÖNCEKİ HABER

Herkese Anlatmalıyım!

SONRAKİ HABER

Eşit ve Özgür Bir Geleceğe Doğru Yollarımızı Birleştirmeliyiz!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa