Mavi Boncuk Kimdeyse Benim Gönlüm Ondadır
Sırada CHP vardı. Yoğun görüşme ısrarımızdan sonra kendisinin mali müşavirlik bürosunda çalışırkın bulduk CHP Gençlik Kolları Başkanı Umur Işık Efe'yi. Diğer görüştüklerimize nazaran daha sıcak karşıladı bizi
Ali Cem AYDIN
Mesut TÜRK
Kayseri
Seçimlere her geçen gün biraz daha yaklaşırken ve seçimler git gide gençlik arasında tartışılmaya başlamışken Kayseri'de seçimlere bir de bizim penceremizden bakalım dedik. Düştük yola, siyasi partilerin gençlik kolları ile seçim sürecini konuşmaya. İlk adresimiz şu anda iktidar olan ve birçok sorunun muhattabı olan AKP'nin gençlik kolları olan AK Gençlik Başkanı...
SON ÇIKAN KAPATMAYI UNUTMASIN
Oraya gittiğimizde gözümüze ilk çarpan, binanın lüks mimarisi ve makam odaları oldu. Gençlik Kolları Başkanının sekreterini bulduk. Orada bir süre bekletildik, en nihayetinde kendisi ile görüşmek üzere odasına girebildik. Daha konuşmaya bile başlamamıştık ama o sürekli vaktinin olmadığını söylüyordu. Bir hayli bekledikten sonra, ticaretle uğraştığını öğrendiğimiz AKP Gençlik Kolları Başkanı Mustafa Tevfik Kürtüncü ile görüşmemiz başladı. "Seçimler, gençlik ve neden Ak Gençlik?" sorumuza, hedeflerinin ilk defa bu seçimlerde oy kullanacaklar olduğunu belirterek giren Kürtüncü, "Yaklaşık 2 milyon genç oy kullanacak hedefimiz o gençlerin oyunu almak. Türkiye gençliğini darbeci zihniyetin etkilerinden kurtaracağız." dedi. Kim darbeci? Hangi darbe? Kimi nasıl kurtaracaklar? diye kafamızda deli sorular dönmeye başladı tabi. Kürtüncü ile görüşmemiz başlarken Genç Hayat Dergisi'nden geldiğimizi söylemiştik. Ama o bizi yanlış anlamış ve Erciyes Üniversitesi Dergisi'nden geldiğimizi sanmış.
Biz de gazetemizi ve gençlik dergimizi tanıttık… Gazetemizi öğrenince tavrı değişti başkanın. Görüşmemiz bizim de bir türlü anlayamadığımız başkanın ileri sürdüğü sebeplerden dolayı devam edemedi. Sorularımızı noter kanalı ile cevaplayacağını, mail atabileceğini söyleyen başkan "Bizim rektörlükle de aramız iyidir." diyerek hukuksal işlerden de bahsetti. Biz tüm bu söylemlerden yazdıklarımız hakkında sorun yaşayabileceğimiz mesajını almalıyız galiba! Ülkemizde tam da iktidar partisinin dediği gibi demokratik bir ülke(!) olduğunu geleceğin muhabirleri olarak test etmiş olduk. Neyse son çıkan söndürsün deyip; düştük tekrar yollara…
EN AZINDAN ADI DEĞİŞMİŞ
Garip duygularla AKP binasından ayrılırken gözümüz yolumuz üzerindeki Vatan Partisi'ne takıldı. Çaldık kapıyı girdik içeriye. Gençlik Başkanı ile görüştük. Daha önce Erdoğan' a hakaretten yargılanmış bir isim; Aykutalp Avşar karşıladı bizi. Seçimleri ve gençliği bir de onlar açısından yorumlamasını istediğimiz Avşar, Öncü Gençlik yapılanmasının öğrenci gençlikten oluştuğunu ifade ederek "Gençliğe en büyük vaadimiz ise üniversiteleri gerici unsurlardan arındırıp bilim yuvası haline getirmektir. Bu gerici unsurlar üniversite içerisindeki mezhepsel ve etnik örgütlenmelerdir. Üniversiteli ise sadece öğrencidir. Bireydir ve birey olması lazım. Üniversitelerde bu örgütlenmeler yasaklanmalıdır. Bunu Sünni gençlik için de Alevi gençlik için de söylüyorum.
Bunu mezhepçilik olarak algılamayın." dedi. Bize ifade ettiği gerici unsurlar hem etnik hem mezhepsel gençlik hareketlerini de barındırıyor. Bu bağlamda "Alevi gençlik mücadelesi gerici unsur mu?" sorusu geliyor akıllara. Bu konuda pek net konuşmayarak Öncü Gençlik, Alevilerin demokrasi mücadelesi konusundaki tavrını da ortaya koymuş oldu. Diğer yandan işçi gençleri sorduğumuzda onları(işçi gençleri) ayrı bir gençlik dalında desteklediklerini belirterek işçi değil öğrenci hareketi olduklarını ifade etti. Vatan Partisi'nden ayrılırken gençlik mücadelesini sınıf mücadelesiyle hala ayrı tutan ve birleştirememiş bir partinin adının değişmesine tekrar
sevindik…
EZİLENLERİN YANINDAYMIŞIM GİBİ ÇEK!
Sırada CHP vardı. Yoğun görüşme ısrarımızdan sonra kendisinin mali müşavirlik bürosunda çalışırkın bulduk CHP Gençlik Kolları Başkanı Umur Işık Efe'yi. Diğer görüştüklerimize nazaran daha sıcak karşıladı bizi. Seçimleri ve gençliği yorumlayan Efe, CHP'nin seçim stratejisine yakın olarak özellikle iki husus üzerinde durdu; işsizlik ve emekliler. Gençliğe en büyük vaatlerinin, işsizliği önlemek olduğunu belirten Efe, işsizliğin en büyük etkeninin de ülkemize gelen mülteciler olduğunu söyledi. Umur Işık Efe, mültecilere çalışma hakkı veren yasayı doğru bulmadıklarını söyleyerek "Mültecilere iş hakkı veren yasa çıkartılıyor. Kendi vatandaşımız işsizken, tutup mültecileri getirtip onlara iş veriyorlar. Bu ne kadar doğrudur? Sorarım size! Biz CHP olarak yurt genelinde bunu anlatıyoruz." İşçiden, memurdan, emekçiden, ezilenlerden yana olduğunu söyleyen CHP Gençlik Kolları Başkanı, mülteci işçilerin çalışma hakkını yok sayarak bir kez daha nasıl da ezilenden yana olduğunu bize çok somut olarak kanıtlamış oldu! Devam ettik yola. Şimdiye kadar çeşitli teşkilatların gençlik kolları temslcileri ile görüşmeye çalışmıştık. Kendilerine genç diyorlardı ama öyle bir havayı geçtik bir söylem dahi bulamamıştık.
GENCECİK BİR SOHBET
Sırada Emek Gençliği vardı. Ahmet'i aradık. Kayseri İl Gençlik Yönetiminde olan bir arkadaşımız. Neyseki ona ulaşmak için sekreterlere filan ihtiyacımız yoktu. Oturduk bir masaya; koyduk çaylarımızı. Günümüze 'gencecik' bir sohbetle devam ettik. Bize de iyi geldi doğrusu! Diğerlerine sorduğumuz soruyu Ahmet'e de sorduk. O da şöyle başladı söze: "Birçok sermaye partisi seçim dönemi gençliğe ilgi gösteriyor. Gençliğin gelecek kaygısına sadece seçim dönemi 'işsizliği bitireceğiz' gibi bir söylemle çare olmaya çalışıyor. Oy toplamaya dayalı bir algı yaratmak istiyorlar. "Gençler oy kullanın, kurtulun!"
diyorlar. Emek Gençliği olarak, partimiz Emek Partisi'nin seçim ittifakı yaptığı HDP'ye oy çağrısı yapıyoruz. Evet, oy istiyoruz ama biz sadece oy istemekle kalmayıp mücadeleye katılmaya da çağrı yapıyoruz." Nasıl bir mücadeleye çağrı yapıyorsunuz diye soruyoruz Ahmet'e. "Milyonlarca genç işçinin çalışıyor. Birçoğunun çalışma koşulları insanca bir yaşamın altında olduğu gerçeğine karşı gençliğin vereceği mücadeleyi, İstanbul'da Nakış İşçileri 1 Mayıs'ta göstediler aslında" diyor. Neden HDP diye biraz açmasını istiyoruz Ahmet'ten. Dört başlıkta özetleyebilirim diyor. Birincisi; 1980 darbesinden kalma bir baraj meselesi. İç güvenlik paketinin geçtiğini de düşünecek olursak, barajı aşmak, işçilere-emekçilere-kadınlara-gençlere "bir nefes almak" olacaktır. İkincisi Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın ülkenin yönetimini eline alıp "at koşturmasına" karşı, HDP'nin barajı geçmesi "tek adam" yönetimine karşı durmakta büyük bir önem taşıyor. Üçüncüsü de giderek artan baskıya, hakkını arayanlara karşı saldırılara, tutuklamalara sesini çıkartana "vatan haini, terörist" söylemi, kaybedilen haklar, grev yasaklamaları, gençliğin özgürlüğünün kısıtlanması, eğitimin gericiliği, bilimsellikten ve laiklikten uzak olmasına karşı demokrasi mücadelesinin yükseltilmesi için barajı aşmış bir ittifaka ihtiyacımız olduğu. Dolayısıyla da şunu çok açık ve net söyleyebiliriz ki; Halkları birbirine düşürmeye çalışan, işçileri-emekçileri sömüren, kadın cinayetlerinin arttığı, rantın, talanın olduğu, yolsuzluk operasyonların olduğu bir ülkede, sermaye partilerine gençlikten oy yok!" Ahmet ile de vedalaşarak günlük maceramızın sonuna gelmiş bulunuyoruz.
GENÇLİĞİN TARAFI HANGİSİ?
Ardından devam ediyor sözlerine "Sermaye partileri gençliğe birçok vaad ile geliyorlar. Fakat hiçbiri samimi gelmiyor. Bizce, gençliğin oy kullanması önemlidir. Ama bu önem, her gencin kendi talepleri etrafında birleşerek, örgütlenmesi, mücadele etmesi ile anlamlıdır ve gereklidir." Ahmet genç işçilerden, sınıf mücadelesinden bahsedince bizim de aklımıza metal direnişi geliyor. O da devam ediyor sözlerine; "Gündemde seçimler varken, Metal Direnişi patlak verdi. Düşünelim metal işçilerinin mücadelesini. Birleştiler; patrona, Türk Metal Sendika'sına karşı 18 bine yakın işçi direnişe çıktı ve direniş yayıldı. Ne için çıkmışlardı? Hak ettiği ücreti almak için, insanca yaşamak ve insanca çalışmak için, patrona ve patronla işbirliği yapan sendikaya karşı, emeğinin karşılığını almak ve "ekmeğin yanına peynir, zeytin götürmek" için çıktılar.
Şimdi düşünelim, gençlik hangi tarafta olmalı? Direnen işçilerden yana mı, hakkını vermeyen işçiyi sömüren patrondan yana mı? Bizim tarafımız belli, direnen metal işçileri! Geleceğimizin işçi sınıfının geleceğinde olduğunu metal direnişi gösterdi bir kez daha. Şimdi yanı işçi sınıfından yana olan tüm genç kardeşlerimize de seçimlerde çağrımız HDP'ye oy verme
çağrısıdır.