‘Sendikal mücadeleye darbe’
Metehan UD
İzmir
Mahkeme kararıyla şirketi zarara uğrattıkları gerekçesiyle pankartları alıkonulan ve direnişi bitirilmek istenen SF işçileri ve Deriteks “Mücadeleye devam” dedi. İşçiler, başta Türk-İş olmak üzere bütün emek güçlerine de destek çağrısında bulundu.
Gaziemir Organize Sanayi Bölgesinde Deriteks’e üye oldukları için işten atılan işçiler 2 ayı aşkın süredir direniyor. SF işçilerinin direnişini kırmak için işveren hem Deriteks’e hem de işçilere ‘haksız rekabet’ gerekçesiyle ticaret mahkemesinde dava açarak, firmalarının 300 bin TL’lik zarara uğradığını ileri sürdü.
HABER DE YASAK
Dava kapsamında bir ilk yaşandı. İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi, şirketin isminin zarar gördüğü gerekçesiyle sendikanın bütün faaliyetlerinde, konuyla ilgili haberlerde ve sosyal medyada yapılacak paylaşımlarda ihtiyati tedbir kararı olarak SF Deri ve SF Deri’nin üretim yaptığı firmaların isimlerinin kullanılmasını yasakladı. Böylelikle bir ticaret mahkemesi, sendikal mücadeleyi, düşünceyi yayma özgürlüğünü ve haber yapma özgürlüğünü kısıtlayan bir karar vermiş oldu.
‘ŞÜPHELİ PANKART VAR’
Mahkemenin kararı işverenin elinde bir koza dönüştü. Karardan hemen sonra şirketin avukatları ve icra müdürlüğü çalışanları direniş alanına gelerek sendikanın pankartını alıkoydu. ‘Şüpheli pankart var’ “ihbarında”, şirket avukatları ve icra müdürlüğü çalışanları her akşam direniş alanına gelerek açılmamış pankartları açtırtıp, SF’nin ve diğer firmaların isimlerinin geçip geçmediğini kontrol ediyorlar. Şirketin avukatları, işçilerin konuşma esnasında bile şirketin isminin kullanılmasını istemiyor.
‘BU SUÇU BİR ÇOK KİŞİ İŞLEYECEK’
Pankartları mahkeme tarafından el koyulan SF Deri işçileri, Deriteks İzmir Şube Başkanı Makum Alagöz ve sendikanın avukatı Erkan Göbekçin ise duruma tepkili
Verilen kararı hukuksuz olarak nitelendiren Deriteks İzmir Şube Başkanı Makum Alagöz “Aslında suç işleyen SF işvereni ama baktığımızda Türkiye Cumhuriyeti’nin hukuk sistemi böyle çökük durumda olduğu için suçlu biz gözüküyoruz. Baskılar bizi asla yıldıramayacak. Birçok sendikacı ve emekten yana dostlarımız ‘Bu suçsa biz de suçu işliyoruz’ diyecek” dedi.
İngiltere’de sendikacıların ve DAY-MER’in başlatmış olduğu eylemlerin işçileri umutlandırdığını da dile getiren Alagöz, “Mücadeleye destek verdikleri için biz de onlara teşekkür ediyoruz” dedi.
‘İŞÇİLER BU MAHKEMEDE TARAF OLAMAZ’
Sendikanın avukatı Erkan Göbekçin de “İşveren sendikaya ve işçilere, haksız rekabet ve haksız rekabete bağlı olarak Asliye Ticaret Mahkemesinde dava açmış. Türk Ticaret Kanunu, kapitalistlerin, tacirlerin kendi aralarındaki ilişkileri düzenleyen bir kanun. Ne sendika ne de işçiler haksız rekabetin bir tarafı değil ve bu suçu işleme pozisyonunda değiller. Mahkeme, her iki tarafı dinlemeden davayı açan işverenin iddialarına bakarak, davacı işverenin ticari ilişkilerini zedeleyeceğini varsayarak, daha ön işlemlerin yapıldığı sırada önüne gelir gelmez çok geniş kapsamlı bir ihtiyatı tedbir kararı vermiş. Anayasada ve uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınan düşünce ve ifade özgürlüğü, insanların örgütlenme özgürlüğü şirketlerin ticari çıkarını korumak için çıkarılan Türk Ticaret Kanunu’yla yasaklanmıştır. Karar hukuka aykırıdır. İtirazımızı da yapacağız” diye konuştu.
İŞÇİLER: MÜCADELEMİZDEN VAZGEÇMEYECEĞİZ
Ethem Ergün: Biz anayasal haklarımızı kullanarak sendikaya üye olduğumuz için işten atıldık. Bu süreçte şirketin bir takım baskılarıyla karşı karşıyayız. Karakola çağrılıyoruz, hakkımızda suç duyurusunda bulunuyor, işverenin tuttuğu kişiler fotoğraflarımızı çekiyor, pankartımız alıkonuluyor ama bunların baskısı bizi mücadelemizden vazgeçirmeyecektir. Direnmeye devam edeceğiz. Sınıf kardeşlerimize de destek çağrısında bulunuyorum.
Mehmet Cin: İki aydan fazladır burada direniyoruz. Biz burada emeğimizin verilmesini, işyerine sendikanın girmesini istiyoruz. Başta Türk-İş ve Türk-İş’e bağlı olan sendikalar olmak üzere, bütün sendikalara ve emekten yana olan kurumlara sesleniyorum. Bizi burada yalnız bırakmasınlar, destek olsunlar mücadelemize.