31 Mayıs 2015 05:20
/
Güncelleme: 06:19

Fırat TURGUT

Hepimiz hatırlıyoruz... Haziran direnişinin yıl dönümünde, Takvim gazetesi Haber Müdürü Mevlüt Yüksel’in Gezi Parkı’ndaki o ağaçla yaptığı röportajı... Ve o röportajın manşetten verildiğini...

Direnişin 2. yıl dönümünde bu kez biz Gezi Parkı’nda aldık soluğu. Mevlüt Yüksel’in görüştüğü ‘Kızılağaç’ı kuruduğu için tanıyamadık bile. Başka bir ağaç, ‘Kızılağaç’ın Mevlüt Yüksel’in röportajından sonra bu hale geldiğini söyledi. İşte Mevlüt Yüksel’i yalanlayan ‘Kızılağaç’ın yoldaşının söyledikleri:

Şimdi birader... Geçen sene geldi takım elbiseli o zat buraya. Bizim Kızılağaç’la görüştü. Sonra gazeteyi bir gördük, hepimiz şok... Bizim ağaç ne söylediyse hepsini çarpıtmış... Ondan sonra da ‘Gezi’nin çocukları bana küsecek’ diye bunalıma girdi Kızılağaç, çöktü. Halini görüyorsun işte... Mevlüt’ten sonra bu hale geldi. Sonra biz korktuk... İktidar acaba o zattaki bu potansiyeli görüp bizim üzerimize mi yollayacak diye... Ama akıllarına gelmedi herhalde... Sonra haber aldık, gitmiş TOMA’yla da konuşmuş. O TOMA da bozulmuş zaten. Hurdacıya vermişler...

O yazılanları Kızılağaç söylemedi... Ulan hepimiz buradaydık zaten... Her şeyi gördük, duyduk... Kaldı ki Christiane Amanpour’un haberi bile olmadan onunla röportaj yapma becerisini bile gösteren bir zattan bahsediyoruz. (Gülüyor)

Evet günlerce eziyet çektik, biber gazı yedik. Solan yapraklarımız, gaz nedeniyle erkenden döküldü. Kabuğumuz kurudu. Acıyı filizlerimize kadar hissettik. Ama Mevlüt resmen o gazı buraya gelen çocuklar attı gibi yazmış... Ben anlamadım ki birader polis gaz atıyor vatandaşı suçlu ilan ediyorlar...

Bir de ilk gelenler iyi davrandı meselesi var. Yav he he...

Kızılağaç güya ‘babasının malıymış gibi gölgemi de Devrim Kıraathanesi ilan ettiler’ demiş. Evet onun gölgesini ‘Devrim Kıraathanesi’ benim gölgemi başka bir şey ilan ettiler. Ama o çocuklar öyle yapmasaydı, gölgemizi satamayan bazıları bizi kesmeyecek miydi zaten?

Kendi uydurduğu haberde bile kimi çelişkiler vardı. ‘Araya karışan yaramazlar da vardı. İyi çocuklardan bana zarar gelmedi. Fakat bazılarından gerçekten korktum’ diye yazmış. Araya karışan yaramazlar dediğine göre çoğunluğunu zaten iyi çocuklar oluşturuyor. Düşün işte güzel kardeşim, oturduğu yerden yazarken bile çelişkileri gizleyemeyecek kadar da ‘becerikli’ bir arkadaşımız. (Yine gülüyor)

Lobi mobi diyorlar ya. Ulan hepsi bu memleketin çocuğuydu. Şimdi çıkıp biri diyebilir mi ki “Gezi Parkı bizimdir – Seferoğulları/Tellioğulları” dövizini Tosun Paşa’yı izlemeyen biri yazdı diye... Tosun Paşa’yı izleyen de bellidir.

Neyse şimdi sorsan bana bir daha gelsin mi diye. Kesinlikle “hayır” derim. Bir gelişinden sonra bir yoldaşımız kuruyup kaldı. Bir daha gelirse gör o zaman halimizi...

Hayır, sonuçta anlaması lazım. Bırak doğayla iç içe yaşamayı, onun profili bir ağacın gölgesinde oturmaya bile uygun değil. Gazeteciliğe uygun olup olmadığına da sen karar ver...

Ne bileyim, yaşı da gelmiş zaten. Bence bıraksın bu işleri, balık tutsun. Balık tutmayı öğrensin. Türk Sanat Müziği’ne falan başlasın. Okeye dördüncü arayanlar onu bulsun...

İktidara gelince... Şu anki Başbakana çok gülüyorum. Adamda öyle bir tip var ki küçükken dayak yediği zaman abisini ya da büyük bir akrabasını çağırdığı belli oluyor. Gerçi şimdi de mitinglerde falan da öyle olmuyor mu? (Çok anlamlı sırıtıyor)

Nihayetinde direnişin üzerinden iki sene geçti. Birçok şey yazılıp çizildi. Bu süre içerisinde yetişkin bir yandaş muhabirin haber yapmak için beyninden başka organlarını da kullandığına tanıklık ettik, gencecik insanların devlet güçleri tarafından öldürülmesine de...

Son sözümü sorarsan, bir ağaç gibi tek ve hür, bir orman gibi kardeşçesine yaşamak için mücadeleye devam...

EVRENSEL'İNMANŞETİ

101 milyarlık gasp

101 milyarlık gasp

Enflasyonla mücadele adı altında uygulanan Erdoğan-Şimşek programı, enflasyonu düşürmüyor ama ücret ve maaşları acımasızca ezmeye devam ediyor. DİSK-AR’ın araştırmasına göre sadece iki aylık enflasyon nedeniyle işçilerin, memurların ve emeklilerin cebinden en az 101 milyar lira çalındı. “Enflasyonun nedeni ücret zamları” yalanının foyası da açığa çıktı.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
DİSK-AR’ın araştırmasına göre sadece iki aylık enflasyon nedeniyle işçilerin, memurların ve emeklilerin cebinden en az 101 milyar lira çalındı.

Evrensel'i Takip Et