Dünyayı yaşanılır kılmak
Jesus de la ROZA
Galiçya
31 Mayıs 2010, İsrail askerlerinin içinde 37 farklı ülkeden 600’den fazla kişinin bulunduğu Mavi Marmara gemisine saldırdıktan sonra hepsi Türkiyeli 10 kişiyi öldürüp onlarcasını yaraladığı olayın 5. yıl dönümüydü. Mavi Marmara, İsrail’in Gazze’deki Filistinlilere uyguladığı ablukanın kırılmasına ve işlediği insanlık suçlarına karşı yola çıkan ilk ve en büyük gemiydi. Bu olaydan 5 yıl sonra “Üçüncü Filo”nun eylem süreci başlamış bulunuyor. Bu filonun gemilerinden biri olan “Marianne av Göteborg” İspanya’nın Galiçya bölgesinde bulunan Bueu limanına demir attı. Bueu köyü Marianne’nin eylemini destek için bir şenlik düzenledi. İspanya’nın bazı bölgelerinden de otobüslerle kitle örgütü temsilcileri destek için geldiler. Geminin mürettebatından Charlie Andreasson ile Evrensel için konuştuk.
Bu yolculuğun amacı nedir?
Amacımız İsrail’in Gazze’ye uyguladığı ve 8 yıldır devam eden dünya toplumun utancı olan insanlık dışı ve meşru olmayan ablukanın ortadan kaldırılması.
Gemide şu anda kaç kişi bulunuyor?
Şimdilik 9 kişiyiz; bunlardan 6’sı mürettebat... Geminin kapasitesi 18 kişilik. Daha sonra gemiye gelenler olacak. Değişik kollardan yola çıkan delegelerimiz var. Diğerleriyle yer değiştirecek. Bundan amaç gemilere ne kadar çok insan binip inerse o kadar iyi. Böylece sorun ülkelerinde, parlamentolarında, gazetelerinde vb. yer bulacak.
Ne zaman Gazze’de olmayı planlıyorsunuz?
Haziran sonu gibi orada olmayı planlıyoruz.
Başka gemi olacak mı?
Evet. Toplam üç gemi olacak. Akdeniz’de bir yerde buluşup Filistin’e, Gazze’ye doğru yol alacağız.
İspanya’dan önce hangi ülkelere gittiniz?
10 Mayıs’da İsveç Göteborg’dan yola çıktık; oradan Danimarka, Almanya ve Fransa’ya gittik. Şimdi de buradayız.
Açıklamanızda sakınca yoksa bundan sonra hangi ülkelerde duraklayacaksınız?
Bu konuda sakınık davranıyoruz; çünkü daha önceki eylemlerimizde Yunanistan, Türkiye ve Gazze’de sabote edildik. Bu nedenle bazı konuları biraz gizli tutuyoruz. Buradan Portekiz’e gideceğiz. En fazla bu kadarını söyleyebilirim
Peki korkmuyor musunuz Mavi Marmara’da olanlardan sonra?
Korkmuyoruz gerçekten. Bir kere, daha dikkatliyiz; bu kez İsrail’in ya da İsrail askerlerinin olası saldırısına karşı gerekli tüm önlemleri almış bulunuyoruz. Biz İsrail bizi durdursun ya da gemilerimize binip olayı sabote etsin diye değil Gazze’deki kuşatmayı kırmak için yola çıktık. Tabii ki İsrail’in ne yapacağını bilemeyiz. 2010 yılında İsrail askerleri dünyanın gözü önünde Mavi Marmara’da 10 kişiyi katletti ve tepki çekti. Bu azımsanacak bir şiddet değil. Dolayısıyla öldürücü silahlar kullanma konusunda İsrail’in daha dikkatli olacağını düşünüyoruz. Öte yandan bu kez bize ateş etmesi konusunda ona gerekli bahaneyi vermeyeceğiz.
Bildiğim kadarıyla siz daha önceki eylemlerde de yer aldınız?
2012 yılında Finlandiya’dan yola çıkan bir gemideydim. 2013’de kuşatmayı içerden kırmak amacıyla bir yıl Gazze’de kaldım. Bu süreçte İsrail iki kez saldırdı. Bunlardan biri füze saldırısıydı. Gemiye füze attılar ve gemi havaya uçtu. Yani bu benim üçüncü girişimim olacak.
GEMİYİ, BALIKÇILARA BIRAKACAĞIZ
Şu anda geminizde neler var?
Esas olarak tıbbi malzemeler ve ekipmanlar, çevreye zarar vermeyen ve günde 6-8 saat elektrik üreten güneş enerjisi panelleri var. En önemlisi de geminin kendisi. Daha sonra bu gemiyi Filistinliler balıkçı gemisi olarak kullansın diye Gazze’de bırakacağız. Biliyorsunuz hemen her gün balıkçılar İsrail’in saldırılarına maruz kalıyor. Bu nedenle balıkçıların bu tekneye gereksinimi olacak...
SIRADAN İNSANA DERT OLMALI
Uzun yıllardır süren bu sorunun radikal çözümü neye bağlı sizce?
Biz esas olarak bu soruna dünyanın, politikacıların dikkatini çekmeye çalışıyoruz. Sorunu gündemlerine almalarına...İsrail’in insan hakları çerçevesinde davranması ve uluslararası yasalara uyması için insanların, politikacıların sorumluluk alması gerekir. Onun Cenevre anlaşmasına uymasını sağlamak tüm dünyanın görevidir. Şu anda soruna gözlerini kapatmış durumdalar. Bu böyle süremez. Bu sorun insanlar arasında yayılırsa, yani sıradan insanlara dert olursa, bu insanlar sokakta, evde, iş yerlerinde okullarda konuşmaya başlarlarsa, politikacıları sorumluluk almaya zorlayabilir diye düşüyoruz.
HERKES ELİNİ TAŞIN ALTINA KOYMALI
Ülkenizde ne işle meşgulsünüz?
Gemilerde politikacılar, yazarlar ve müzisyenler bulunmakta. Bu işin meslekle ilgisi yok aslında ben denizciyim; ancak aynı zamanda da dünyayı yaşanılır kılmak gibi bir görevim de var. Bu konuda herkesin taşın altına elini koyması gerektiğini düşünüyorum. Herkesin... Kim olduğu, ne iş yaptığının önemi yok. Diplomat ya da politikacı olmanız gerekmiyor yani. Herkes bir şeyler yapabilir. Her şeyi yapamazsınız ancak mutlaka yapabileceğiniz bir şeyler vardır.