06 Haziran 2015 16:42

Dileğim o ki hep dimdik duralım

Benim iki tane çocuğum var, 5 yıldır eşimden ayrıyım. Sizlere biraz kendimden bahsetmek istiyorum. Eminim birçok kadın arkadaşım bu satırları okurken “ben de yaşadım bunları” diyecek...

Paylaş

Merhaba Ekmek ve Gül okurları,
Benim iki tane çocuğum var, 5 yıldır eşimden ayrıyım. Sizlere biraz kendimden bahsetmek istiyorum. Eminim birçok kadın arkadaşım bu satırları okurken “ben de yaşadım bunları” diyecek.
Evlendiğimde 16 yaşındaydım. Lise birde birinci dönem iki zayıflı karneyi getirince annemle babam bir daha okula göndermediler. “Okumaya niyetin yok zaten, bugün yarın bir kısmetin çıktığında evlendireceğiz seni. Ha bugün, ha yarın zaten seni okula göndermeyecektik” dediler.
14 yaşında bir tekstil atölyesinde işe başladım, iki yıl aynı yerde çalıştım. Bir gün iş çıkışı arkadaşlarla bir pastanede oturduk. Bir arkadaşımızın doğum günüydü, doğum günü kutlayıp kalkacaktık. O sırada babam tesadüfen pastanenin önünden geçiyordu. Beni gördü. Ben de onu fark ettim, hemen çantamı aldığım gibi kapıya koştum. Babamın herkesin içinde bana kızmasını istemiyordum. Rezil olmamak için dışarı çıkmaya çalıştım. Ama babam kolumdan tutup geri içeri soktu. Babam masada bir erkek var mı yok mu diye bakıyordu. Tek tesellim masada bir erkek yoktu kız kıza oturuyorduk.
Neyse, babam bana öyle bir tokat attı ki acısını on yıldır hala hissediyorum. Kolumdan çeke çeke eve kadar sürükledi, eve girer girmez aynı tokattan anneme de attı. “Senin kızın sokaklarda sürtüyor” dedi. Suçlusu annem oldu, benim de çalışma hayatım bitti.
Halbuki çalışmak iyi gelmişti. En azından evden ve baskıdan biraz da olsa uzaklaşıyordum. Bu arada babam hiç boş durmuyordu. Beni evlendirmek için eve sürekli görücü getiriyordu. Ben evlenmek istemiyordum. Anneme yalvarıyordum karşı çıkması için ama o da babam gibi düşünüyordu.

KAFASINA VUR, EKMEĞİNİ AL ELİNDEN
Mahalleden tanıdığım ama benden on iki yaş büyük biri ailesiyle beni istemeye geldi. Esnaftı, başından bir takım olaylar geçmişti, sağdan soldan öyle duymuştuk. Annem “Bu adam uyuşturucu kullanıyor, sen kızı nasıl verirsin” dediğinde babam “Biliyorum ama tövbe etmiş bir daha ağzına bile sürmüyor. Hem babası da kefil. Hacı adam yanlış bir şeye kefil olur mu?” dedi. Benim babam da hacı, o da bana kefildi! “Kafasına vur, ekmeğini al elinden. Ben ne dersem bana karşı çıkmayan bir kızım var”, resmen “alın istediğiniz gibi kullanın” diyordu. “Sevgi güzel yemek yapar, evi temizler, iyi gelin olur...”
Eminim okurken insanlar soracak, “Neden karşı çıkmadın, niye sesini çıkarmadın?” Aslında haklısınız. Sesimi ilk beni okuldan alınca çıkarmam gerekirdi. Merak etmeyin onun acısını çok çekiyorum.
Benden 12 yaş büyük olan bu adamla evlendirildim. Babamın evinden çıkarken “Bu eşiğe bir daha asla gelmeyeceğim. Babamın yüzünü asla görmeyeceğim” diye kendime sözler veriyordum. Annem mi? Anneme üzülüyordum. Çünkü oda benim gibiydi. Ben nasıl karşı çıkmadıysam, o da aynı sebeplerden dolayı kendi babasına karşı çıkmamış bir kadın. Sadece arkamdan ağladı o kadar. Öğütler verdi, “Benim gibi ol, evine, kocana sahip çık. Kol kırılır yen içinde kalır. Aman ha evinin sırrını dışarı verme” dedi.
Kendi düğünümü bir uğultu gibi hatırlıyorum. Ölmek gibiydi. Düğün bitti, eve gittik. Ben ağlıyordum, gece geç saatlere kadar da ağladım. Yalnız, yabancı bir yerde, bir odanın ortasına serilmiş bir yatak. Birazdan daha elini bile tutmadığım, adını bile zor telaffuz ettiğim bir adamla bu yatakta uyuyacaktım. Tam böyle düşüncelere dalmışken, güm diye bir sesle kapı öyle bir çarptı ki sanki deprem oldu. İçeri giren eşimdi. Bir hışımla bana doğru geldi saçımdan tutup bağırmaya başladı. Neden bu kadar çok ağlamışım, onu rezil etmişim. Arkadaşları “Oğlum bu kız seni istemiyor, yüzü hiç gülmüyor” demiş... O günden 5 yıl öncesine kadar hayatım hep dayak, hakaret, küfür, açlık ile sürdü.

KOL KIRILDI, YEN İÇİNDE KALDI
Düğünden üç ay sonra hamile kaldım. İkiz doğurdum bir oğlum, bir kızım oldu. Evliliğimiz 6 yıl sürdü. Annemin tembih ettiği gibi, kol kırıldı yen içinde kaldı. Uğradığım şiddeti kimseciklere anlatamadım. Babamın canı yansın diye ona “Baba beni çok dövüyor uyuşturucu da kullanıyor. Eve ekmek getirmiyor, çocuklar bazı geceler aç yatıyor. Benim dışarı çıkmam yasak” dedim. Babam “Aferin damadıma, iyi yapıyor, böyle yapmasa kim bilir sen ne yaparsın” dedi.
Bir gün dayanamadım artık kaynanama anlattım. “Ben her şeyin farkındayım” dedi, sağolsun annemin yapmadığını yaptı, bana “Git” dedi. “Çocuklar ne olacak?” dedim. O da “Sen git ben çocuklarını gizliden getiririm” deyince, hemen toparlandım kaçtım. Tabii ki babama değil. Bir arkadaşım vardı, onun yanına yerleştim. Kısa sürede çocukları da yanıma aldım. Bu arada eşim beni sürekli tehdit ediyordu, hatta yerimi öğrenmek için annesini dövmüş. Boşanmak için mahkemeye başvurdum. O sıralar o da uyuşturucudan yakalanmış. Yaklaşık 8 ay tutuklu kaldı. Ben rahat dışarı çıkabildim, arkadaşımın yardımıyla iş buldum.

CANIMIN PEŞİNDE
Kocadan kurtulmuştum ama babam peşimi bırakmıyordu. Beni evine alan, elimden tutan arkadaşım bir avukat buldu. Babamla ilgili suç duyurusunda bulunduk. Yine peşimi bırakmıyordu. Beni öldürmeyi kafasına koymuştu. Avukatım bir süre sığınma evinde kalmam gerektiğini söyledi. Ben de çocuklarla beraber iki aya yakın kaldım.
Sığınma evinden çıktım, tekrar arkadaşımın evine geldim. Kötü haberi orda aldım. Babam trafik kazasında ölmüş. Bütün aile beni reddetti. Babamın ölümünden beni sorumlu tuttu. Ama dostlar, ben hiç olmadığım kadar huzurluydum. Okurken belki hak veren de olacak vermeyen de. Bana hayatı zehir eden, canıma bile göz diken iki erkek hayatımdan çıkmıştı. Üstelik benim yüzümden değil. Birisi uyuşturucudan, biri de kendi kullandığı aracın yaptığı kazadan.
Sonuç olarak, 4 yıl sonra boşandım. Hakim çocuklarımın velayetini bana verdi. Babalarının nafaka ödeme kararı çıktı. Ben çalışarak hayatımı kazanıyorum. Ama asgari ücretle ve fazla mesailerle zar zor yetişmeye çalışıyorum. Çocukların babası ödemesi gereken nafakayı ödemiyor. Ben de bir daha ona bulaşmak istemiyorum.
Sevgili kadınlar ben zamanında hayır diyemediğim için çok pişmanım. O nedenle mücadelenin en zorunu verdim, vermeye de devam ediyorum. Dileğim o ki en ufak baskıya karşı hemen dimdik duralım ve sesimizi çıkaralım. Sevgilerle...
Sevgi / Esenyalı-İSTANBUL

ÖNCEKİ HABER

Nefes alıp verdiğinizin farkında mısınız?

SONRAKİ HABER

Sevim koş dizi başladı!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa