06 Haziran 2015 16:51

Laila’nın hayatın içinden hikayesi

Ankara’da, 8-18 Mayıs tarihleri arasında 18. kez Uçan Süpürge Kadın Filmleri Festivali düzenlendi. Festivalde Türkiye’den ve dünyanın dört bir yanından kadın yönetmenlerin pek çok farklı türde filmlerinin gösterilmesinin yanı sıra, yönetmenlerle söyleşi, paneller ve atölyeler de yapıldı..

Paylaş

Merve KAÇAR
Ankara’da, 8-18 Mayıs tarihleri arasında 18. kez Uçan Süpürge Kadın Filmleri Festivali düzenlendi. Festivalde Türkiye’den ve dünyanın dört bir yanından kadın yönetmenlerin pek çok farklı türde filmlerinin gösterilmesinin yanı sıra, yönetmenlerle söyleşi, paneller ve atölyeler de yapıldı. Festival, toplumsal cinsiyet ve kadın sorunlarını farklı yönleriyle ele alan filmleriyle bu alanda tartışmaların yaygınlaşmasının da önünü açıyor.
Festivalin ilgi çeken filmlerinden biri de Türkçe'ye “Hayatını yaşa, Margarita” olarak çevrilen “Margarita, with a straw” idi. 2014 Hindistan yapımı film, Shonali Bose tarafından yönetiliyor. Başroldeki Kalki Koechlin, Laila adında beyin felçli bir kadını canlandırıyor.
Üniversitede öğrenci olan Laila, aynı zamanda bir müzik grubunda söz yazarlığı ve elektronik müzik düzenlemesi yapıyor. New York’ta bir üniversiteden burs kazanmasıyla Hindistan’dan ayrılan Laila’nın kendini keşfetme yolculuğunu izliyoruz film boyunca.
Engelli insanların da duyguları ve cinsel istekleri olduğu, halk tarafından bilinen ama yokmuş gibi davranılan bir gerçek. Engelli insanları konu edinen filmlerde de bu gerçeğin çokça göz ardı edildiğini görüyoruz. Hollywood sinemasında çoğunlukla kahramanlıklarıyla (bir spor müsabakasında kupa kazanmak gibi) karşılaştığımız engelli insanları, hayatın içinden ve cinsel yönelimleriyle yansıtabilen bir film bulmak güç. “Margarita with a straw” Laila’nın engelli oluşuna odaklanmadan bunu çok iyi başarıyor. Burada söylemek gerekir ki, başta Koechlin olmak üzere oyunculuklar göz dolduruyor.

‘LAILA’NIN CİNSELLİĞİ KEŞFEDİŞİ’
Laila, tekerlekli sandalyeye bağlı bir kadın ama bu, onun gibi özgür ruhlu biri için engel oluşturmuyor. Çevresindeki insanların ona “normal” olmadığını söylemelerine ve farklı davranmalarına rağmen Laila buna aldırmıyor. Örneğin, katıldıkları müzik yarışmasında ödülü veren kadının bu ödülü engelli bir grup üyesi barındırdıkları için verdiklerini söylemesi üzerine Laila’nın tepkisi, orta parmağını kaldırmak ve sahneden ayrılmak oluyor. New York’a yerleştiği dönemde, katıldığı bir eyleme polisin müdahalesi sırasında görme engelli bir kadın olan Khanum’u kurtarıyor ve aralarında bir aşk ilişkisi başlıyor. Biseksüel olduğunu fark eden Laila, bu süreçte iki cinsle de olan ilişkileriyle cinselliğini keşfediyor. Hint sineması için radikal bir fikir olsa da, filmde bu durum büyütülmeden veriliyor. Filmde, geleneklere bağlı olan ailesiyle biseksüel olduğunu paylaşırken yaşadığı sıkıntılara ve bunların üstesinden nasıl geldiğine de tanık oluyoruz.

'GÜÇLÜ VE ÖZGÜR LEILA'
Filmin son kısımlarında olayların hızlanması ve geçişlerin fazla oluşu dikkat dağıtıcı olsa da film etkileyici olmaya devam ediyor. Yaşadığı deneyimlerle beraber, filmin sonunda karşımızda kendini keşfetmiş, güçlü ve özgür bir Laila buluyoruz. Film, özellikle son sahnesiyle, yüzlerde bir gülümseme bırakarak izleyiciyi salondan uğurluyor. Biz de buradan filme bir kadeh kaldırıyoruz.

ÖNCEKİ HABER

P.Karşıyaka F.Bahçe Ülker'i devirerek finale adını yazdırdı

SONRAKİ HABER

‘Ailecek bekleriz’ festivali

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa