Çorlu’da kadınlar Ekmek ve Gül pikniğinde buluştu
Geçtiğimiz hafta sonu Çorlu’da Ekmek ve Gül Kadın Grubunun düzenlediği piknikte işçi ve emekçi kadınlar bir araya geldi. Sabah erken saatlerde kahvaltıyla başlayan pikniğimizde oyunlar, yarışmalar, müzik, serbest kürsü... her şey vardı.

Songül ŞENSOY
Geçtiğimiz hafta sonu Çorlu’da Ekmek ve Gül Kadın Grubunun düzenlediği piknikte işçi ve emekçi kadınlar bir araya geldi. Sabah erken saatlerde kahvaltıyla başlayan pikniğimizde oyunlar, yarışmalar, müzik, serbest kürsü... her şey vardı. Kadınlar kurulan serbest kürsüde hem tanıştılar hem de sorunlarını konuşup nasıl bir dünyada yaşamak istediklerini paylaştılar.
Oyunlar ve yarışmalarla eğlenirken, serbest kürsüdeki paylaşımlarda ise, eğlencenin ve gülmenin sadece o anlık oyunlarda kaldığını, hem kendilerinin, hem arkadaşlarının mutsuzluklarına tanık olan kadınlar için hayatın aslında o kadar da iyi olmadığının tanığı olduk.
“Çalışıyoruz, asgari ücret alıyoruz, 500 TL’sini kreşe veriyorum, çocuğumu Adana’da ailemin yanına yolladım, çocuğum benden ayrı büyüdü. Kadınlar çalışsın, iş yerlerimizde kreşler açılsın” diyor Ayşe...
“Semtimde Ekmek ve Gül Kadın Grubuyla tanıştıktan sonra çok şeyi değişti, hayatımızdaki olumsuzların farkına vardım. Kadınlar olarak sorunlarımız ortak, birlikte yapabileceğimiz, değiştirebileceğimiz çok şey var” çağrısında bulunuyor Hanım Abla...
“25 yıldır işçiyim ve 25 yıldır aynı ücretle taşeron olarak çalışıyorum, taşerona hayır” diye haykırıyor Sevcan abla....
“İş yerinde hasta da olsak revirden gönderilip çalışmaya zorlanıyoruz, insan gibi çalışmak ve yaşamak istiyoruz” diyor Özlem...
“Üç çocuk okutuyoruz, servis paralarını zor karşılarken, çocuklarımızı nasıl okutup iyi bir eğitim imkanı sağlayacağız” endişesini dile getiriyor bir anne...
“Beş yıllık öğretmenim, hala atama bekliyorum” diye isyan eden başka bir kadın...
“Annelerimiz işten eve gelirken sapıklarla ve tacizcilerle karşılaşıyor, annelerimiz için endişeleniyoruz ve annelerimizin sorunsuz bir hayatta yaşamalarını istiyoruz” diyor küçük Tuana... Yine küçük bir kız çocuğu “Annelerimiz işe rahat gidebilsinler, korkmasınlar, ablalarımıza tecavüz edilmesin, yakılmasın” diyor. Bu sözlerin 10’lu yaşlardaki çocukların ağzından çıkması, bu yaşta öğrenilen korku ve endişeler tüylerimizi ürpertiyor.
Piknik süresince daha bir çok sorunun aslında hepimizin ortak sorunu olduğunu daha iyi anlıyoruz. Bir araya gelmemizin, ortak mücadele ağları oluşturmamızın önündeki engelleri aşmak bize düşüyor. Sorunlarımız ortaksa çözümlerimizin de ortak olduğunu biliyoruz. Peki çözüm adımını kimden bekliyoruz?
İnsanca yaşanacak ücret ve insanca muamele gördüğümüz işyerlerini; din, dil, milliyet ayrımı olmayan kardeşçe yaşamı bize birileri mi sunacak? Yoksa biz mi bütün bunlar için mücadele ederek komşularımızı, yanımızda çalışan işçi kardeşlerimizi bu bilince kazanacağız? Bu ayrışmalar ve çatışmalar bizim değil, bizi daha çok ezmek ve sömürmek isteyenlerin işine yarayacaktır.
Pikniğimize kısa da olsa uğrayan HDP Tekirdağ Milletvekili Adayı Sabri Topçu; “İşçi sınıfının ve halkın iktidarı için, demokratikleşme için bu seçimde bu baraj yıkılmalı, HDP’ye oy kendimize oydur. Herkesin kardeşçe yaşayabileceği bir dünya istiyoruz, kadınlar olmadan hiçbir şey olmuyor, Türkiye’de kadınların el atıp başarmadığı hiçbir eylem yoktur” derken aslında pikniğimizi de özetlemiş oldu.
“Nasıl bir dünya isterdik?” dedik. “İnsanca yaşanacak bir dünya” çıktı.
“Peki bu nasıl mümkün olacak, kimden istiyoruz?” dedik, “Birlikte mücadele ile birleşerek, çoğalarak biz alıcaz” dedik.
Evrensel'i Takip Et