06 Haziran 2015 18:11

‘Eşit işe eşit ücret’, hani nerde!

Ankara Sincan Organize Sanayi Bölgesi genelde asgari ücret üzerinden saat ücreti alınan bir bölge. Asgari ücretin üzerinde ücret alan fabrika sayısı fazla değil. Bizim fabrika da asgari ücret üzerinde ücret verdiğini söyleyerek işe başlayacak işçileri kandırmaya çalışıyor.

Paylaş

Ankara Sincan Organize Sanayi Bölgesi genelde asgari ücret üzerinden saat ücreti alınan bir bölge. Asgari ücretin üzerinde ücret alan fabrika sayısı fazla değil. Bizim fabrika da asgari ücret üzerinde ücret verdiğini söyleyerek işe başlayacak işçileri kandırmaya çalışıyor. Günde 12 saat çalışma, cumartesi günleri zorunlu mesai –ki bu bazı pazarlar için de geçerli olunca– çok da fazla erkek işçinin tercihi olmuyor. Bu nedenle son zamanlarda, özellikle işlerin arttığı yaz aylarında kadın işçi alımı yapılıyor. Eğitim sürecini tamamlayan ve günde 12 saat çalışmaya dayanan kadınlar işverenin vaat ettiği gibi kadrolu oluyor. Kış aylarında ise “uygunsuz hareketlerinden dolayı” işten çıkarılan kadın işçilerin sayısı hayli fazla. “Uygunsuz hareketle” denmek istenen, “kış ayında sana ihtiyacımız yok”tan başka bir şey değil.

SİZ ZATEN EV HANIMISINIZ!
Bizim fabrikada kadınların çalıştığı üç bölüm var; montaj, enjeksiyon ve torna bölümleri. Yakında CNC bölümüne de yetiştirilmek üzere kadın işçi alınacağı söyleniyor. Montaj bölümü, ücretlerin en düşük olduğu ve kadınların en yoğun çalıştığı bölüm. Saat ücretleri 3,81 ve 4,20 arasında değişiyor. 3,81 ödenen işçiler yeni işe girenler ya da performansı en düşük olan işçiler. Yaklaşık 45 kadının 29’u bu ücreti alıyor. Zam dönemlerinde asla işverenin verdiği zamdan fazlasını istemiyorlar, çünkü onlara “siz kolay bir iş yapıyorsunuz, zaten ev hanımısınız,  sizinki ek gelir” diyerek psikolojik bir baskı uygulanıyor.
4,20 alanlar bu bölümde genelde erkek işçiler ve en ağır işi yapan 2 ya da 3 kadın işçi var. Saat ücreti 3,81 olan işçilerin aylık maaşı asgari geçim indirimi de dahil edildiğinde asgari ücret oluyor. Bölüm şefinin ise saat ücreti 5,30 civarında. Mesaileri de işin içine katınca ve hepsinin aylık ortalama aynı mesai saati kadar çalıştığı hesap edilince, bölüm şefinin aylık maaşı 2500 civarında.  Saati 4,20 olan erkek işçilerin 1500 civarındayken saati 3,81 olan kadın işçinin eline ise 1250 TL geçiyor.

İŞ AYNI, ÜCRET FARKLI
Enjeksiyon bölümünde kadın ve erkek işçilerin işi genelde aynı ağırlıkta. Makinelerden çıkan ürünleri ve performansları da hesaplandığında birkaç kişi hariç çok fazla bir fark yok. Ancak saat ücretleri arasında çok fazla uçurum var. Kadınların aldığı en yüksek saat ücreti 4,35. Bu da takriben performansı en düşük erkek işçinin saat ücreti ile aynı. Erkeklerin ortalama saat ücreti 4,55. En yüksek saat ücreti alan erkek işçi 4,98, en düşük alan ise 4,35.  Şefler ve bölüm sorumlularının saat ücreti 5,50 ve tek kadın şefin saat ücreti ise 4,50.
Torna bölümünde ise 3 kadın var, ama kadın sayısının artırılması konusunda yönetimin çabası var. Torna bölümünde erkeklerin saat ücreti ortalama 5,20 civarında. En düşük alan erkek işçi 4,90 ama en fazla ücret alan kadın işçinin saatlik ücreti 4,50.
Kadınların işini iyi yapma, kendini geliştirme ya da şef olma, sorumluluk alma konusunda önlerinde çok büyük engeller var. İki aylık eğitim sürecinde bile kadınlara işini iyi ve meslek olarak yapacak işçi olarak bakılmıyor, bütün eğitim sürecinde en genel bilgiler veriliyor.

NEDEN ERKEKLERİN DE TALEBİ?
İşler çoğaldığı zaman kadınları bir kurtarıcı gibi gören, zam meselesine gelince de onu en düşük ücretlere mahkum bırakan zihniyet kabul edilemez. Her konuşmasında “Siz kadınlar bizim için çok önemlisiniz. Sizinle ilk defa böyle bir şey deniyoruz ve tahmin edemeyeceğimiz kadar başarılı oldunuz” diyen patronun, bizi daha az ücret ödediği bir makineden ibaret gördüğünü saat ücretlerimizdeki o büyük uçurumla gösteriyor.
Kadınlar bu bölümlerde çalıştırıldığında erkek işçi kardeşlerimize “Nasıl olsa kadınlar çalışıyor, hem de aynı işi yapıyor ve daha da ucuza çalışıyor” diye gözdağı veren patronlar, bizi karşılarında birleşmiş olarak görmediğinde istediği gibi at koşturabiliyorlar.
Peki biz ne yapacağız?
Öncelikle aynı fabrikada çalıştığımız erkek işçilerle bu durumu konuşmalıyız. Çoğu zaman bizi düşman, işini elinden almaya çalışan bir yabancı gibi görmemesini sağlayan bir tutum içinde olmalıyız. Nasıl en küçük bir hak gaspında bile mesaiye kalmayı birlikte reddediyorsak, üretimi yavaşlatıyorsak ve birlikte üretiyorsak, bu konuda da birlikte hareket etmeliyiz. “Eşit işe eşit ücret” ortak talebimiz olmalı. Birlik olmayı başaramazsak bu düşük ücretler ve fazla mesailer kabusumuz olacak...
Sincan Organize’den bir işçi /ANKARA

ÖNCEKİ HABER

Birleşelim ve kendimize güvenelim

SONRAKİ HABER

Aramızda 'direniş poğaçası' yemeyen var mı?

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa